Hikaye bilindik aslında; John Fante, 1909’da Colarado’da doğar. 1929’da yazmaya başlar. Yeterince tanınmayan bir yazardır. Bukowski, sorunlu geçen çocukluğu sırasında kütüphaneye dadanmıştır ve oradaki tüm kitapları tüketmeye başlamıştır. Bu arada John Fante’nin kitaplarına rastlar. Yazım dilinin basitliği, sadeliği ve anlatılacak şeylerin dolandırılmadan doğrudan yazılması Bukowski’yi çok etkiler. Yıllar sonra, ünlü olunca her fırsat bulduğunda “John Fante benim tanrımdır” der. Fante’nin kitapları tekrar basılır ve dünyaca ünlü bir yazar olur…
Bu hikâyeyi bana aylar önce bir arkadaşım anlatmış ve John Fante’nin Toza Sor‘unu kesin okumamı tavsiye etmişti. Ben de sahaflarda çıktığım bir kitap avında Toza Sor‘u bulamasam da, Gençliğin İksiri’ni buldum ve John Fante’nin ikinci ellerinin sahaflara çok az düştüğünü öğrendim.
Fante’nin 1940 ve 1985’de yayınlanan Gençliğin İksiri, Parantez tarafından 2000 yılında yayınlanmış. Çoğu Fante’nin çocukluğuna ait 15 kısa öyküden oluşan kitabı çok sevdim. İlk kez Fante okuyan biri olarak dilinin sadeliği gerçekten çok hoşuma gitti. Fante’nin çocuk gözü ile olayları tarttığı hikâyeler çok samimi ve güzel. Kitabın sonunda bulunan, 1940larda Amerika’da çalışan genç Filipinli erkeklerin Amerikalı dansçı ya da yerel şarkıcılara olan aşlarını ve olmazlarını anlattığı iki kısa hikâye de çok güzel…
Çocuk gözü ile anılar diyince aklıma Frank McCourt’un Angela’nın Külleri ve Bukowski’nin Ekmek Arası geliyor.
Kitabın arkasından: “Hayatımı düşünerek oturdum orda, harcanmış hayatımı, aileme çektirdiğim ıstırabı. Babamın cüzdanından, annemin çantasından, kızkardeşimin kumbarasından çaldığım bütün paralar geldi aklıma. Babamın silahı ve yakın menzilden öldürdüğüm tavuklar geldi. Dalga dalga üstüme geliyordu sefil hayatım; cebirden üst üste üç yıl çakmıştım; sınavlarda kopya çekiyordum; ahlaksız fıkralar dinliyor, arada sırada ben de anlatıyordum. Bunları düşünürken hayata yeniden başlamak istedim; bir fırsat daha. Bu kar fırtınasını atlatıp Boulder’a, eve dönmek ve mühendislik okumak istedim.”
“Gençliğin Şarabı (The Wine of Youth: Selected Stories, post. 1985), John Fante” üzerine 3 yorum