4 Mevsim, Vivaldi’nin 1720’li yıllarda bestelediği ve tüm sanat tarihinin en ünlü müzik eserlerinden biri. Çocukluğumdan beri kimi zaman TRT’de kimi zaman bir kafede, AVM’de kimi zaman ise telefon operatörünü beklerken duyduğum eserin bu posta konu olmasının sebebi ise yeğen Alperen’in plağı.
Alpi sanırım bu plağı ailecek gittikleri Hollanda’dan dönerken ganimet olarak yanlarında getirmişti. Ben de dinlemek için ödünç aldım ama ufaklık İstanbul’a gidince bende kaldı. Ben de arşivimdeki plakları yazarken ona da yer vermem gerektiğine karar verdim. Kısacası Alpi’nin plağı, istediği zaman kendisine iletilecek şekilde, 500 yıllık bir yazma eser gibi sıkı bir şekilde koruma altında. 🙂
Wikipedia’dan;
Dört Mevsim (İtalyanca: Le Quattro Stagioni), İtalyan besteci Antonio (Lucio) Vivaldi’nin en meşhur ve en sık seslendirilen eseridir. 1720’li yılların başlarında Il cimento dell’Armonia e dell’Inventione (Uyum ve Buluş Arasındaki Çekişme) başlığı ve Op. 8 eser sayısıyla yazılmış olan on iki konçertonun ilk dördünden oluşur. İlk kez 1725 yılında Amsterdam’da Fransız-Hollandalı yayımcı Michel-Charles Le Cène tarafından yayımlanmış ve kendi zamanında da en bilinen eserlerden biri olmuştur. Ayrıca Vivaldi konçertolara eşlik eden soneler yazarak o döneme göre müzikal devrim yapmış, programlı müzik türünün en eski ve en detaylı örneklerinden birini yaratmıştır.
Vivaldi’nin Venedik’te Ospedale della Pieta adlı manastırda görevli olduğu yıllarda bestelenmiş olan eser, Vivaldi’nin en ünlü yapıtı olmakla beraber aynı zamanda tüm sanat tarihinin de en ünlü müzik eserlerinden biridir. Konçertoların üçü tamamen orijinal olsa da, ilki ilkbahar, Vivaldi’nin yine kendi operası olan Il Giustino’nun ilk perdesinde bir sinfoni’den motifler içerir. Özgün içeriğe sahip konçertoların her biri, adını aldığı mevsimin özelliklerini yansıtır. Örneğin ”İlkbahar”da kuşların şarkıları solo kemanların kuş seslerini taklit eden fazla süslemeli soloları, “Kış” bölümünde yağmur damlalarını taklit eden kemanların telleri çekerek düşen yağmur damlaları efekti yaratması gibi müzikal etkiler kullanılmıştır.
Eser bir solo keman, yaylılar ve sürekli bas için bestelenmiş dört konçertodan oluşur ve mevsimlerden her biri kendi içinde Hızlı – Yavaş – Hızlı modeliyle üçer bölüm içermektedir. Vivaldi ve diğer çağdaşı bestecilerin temelini attığı Barok konçerto biçiminin en standart örneklerindendir. Barok konçerto geleneğine göre bu konçertolarla da solo kısımlarda bir solo viyolonsel ve sürekli bas çalgıları (klavsen ve lute) kemana eşlik eder.
Eserin ilginç yanlarından biri de kendi içinde kurulmuş olan düzendir. İlkbahar ve Sonbahar konçertoları daha çok doğa olayları ile ilgilenirken, Yaz ve Kış konçertoları, doğa olaylarının insanda yarattığı çaresizlik, endişe gibi duygularla bağlantı kurar. İlkbahar’da ılık rüzgarların sakin bir dere üzerindeki süzülüşü gibi müzikal bir hava yaratılırken Kış bölümünde insanların dişlerini soğuktan titretecek kadar sert bir kış mevsiminin betimlenmesi gibi.