Susuz Yaz (Dry Summer)

Susuz Yaz aka Dry Summer

TÜR: Dram. SÜRE: 90 Dk. ÜLKE: Türkiye. YAPIM YILI: 1963. imdb: 8,0 rottentomatoes: Tomatometer skoru henüz yok…

Türk sinema tarihinde uluslararası ödül kazanan ilk film olma özelliği taşıyan Susuz Yaz, kadın ve su üzerinden mülkiyet tartışmasını ele alan psikolojik – toplumsal konusu, dönemine göre oldukça farklı çekim teknikleri ve özellikle Erol Taş’ın oyunculuğuyla başarılı bir dram filmi.

Konu

Çiftçi Osman (Erol Taş) arazisinde çıkan suyu kendi başına sahiplenmek ister, ancak suya ihtiyaçları olan diğer köylüleri karşısına alır. Bu çatışmada hapse düşen kardeşi Hasan’ın (Ulvi Doğan) karısı Bahar’a da (Hülya Koçyiğit) göz koyar.

Hakkında

Necati Cumalı’nın 1962’de hikâyesini yazdığı ve Metin Erksan’la birlikte senaryolaştırdığı Susuz Yaz’ın yönetmen koltuğunda Metin Erksan oturuyor.

Türkiye’de sansür engeline takılan, bu nedenle de ilk gösterimi Haziran 1964’te Berlin Film Festivali’nde yapılan “Susuz Yaz”, bu festivalin büyük ödülü olan Altın Ayı’yı kazandı ve Türk sinema tarihinde uluslararası ödül kazanan ilk film oldu.

Ayrıca yapım 1964’te Acapulco Film Festivali’nde Altın Maya ve Venedik Film Festivali’nde Merito Biennale Özel Ödülünün (Metin Erksan) de sahibi oldu.

Ivır Zıvır

Filmde Hasan’ı canlandıran Ulvi Doğan aynı zamanda filmin yapımcısıdır.

Sansür Kurulu tarafından yapımın gösterimine izin verilmediği için film rafa kaldırılmış ve yönetmen Metin Erksan’la yapımcı ve aynı zamanda başrol oyuncularından biri olan Ulvi Doğan arasında hiç bitmeyecek olan sürtüşmeler başlamış oldu. Sinemaya bir heves için girmiş olan aslında tekstilci ve stilist olan Ulvi Doğan, filmi otomobil bagajında gizlice Avrupa’ya kaçırmış ve afişteki Metin Erksan ismini uyduruk bir isimle değiştirerek Berlin Film Festivali’nde yarışmaya soktu. Susuz Yaz festivalin büyük ödülü Altın Ayı’yı kazanıp Avrupa’da büyük sükse yapınca devlet bu kez filme itibarını iade etme kararı verdi ama buna rağmen filmin negatifi geri gelmedi.

Ulvi Doğan, daha fazla para kazanmak ve/veya Metin Erksan’dan intikam almak için Avrupa’da Hülya Koçyiğit’e benzeyen bir figüranla çevrilen birkaç pornografik parça filme eklenerek “I Had My Brother’s Wife” (Kardeşimin Karısına Sahip Oldum) adıyla yeniden piyasaya sürdü ve daha çok erotik film gösteren sinemalarda gösterilmiştir.

Filmin çekildiği Bademli köyünde yaşayan 77 yaşındaki Ali Kubilay, yönetmen Metin Erksan’ın çok disiplinli bir kişi olduğunu söyleyerek, “Başrol oyuncusu Hülya Koçyiğit, Metin Erksan’ın talimatıyla günlerce köylü kadınlardan tütün dikme dersi aldı. Çekimler sırasında yüklü miktarda parası çalınan Koçyiğit bir gün boyunca ağladı” dedi. 79 yaşındaki Meryem Karabacak ise; “Erksan bir gün Hülya Koçyiğit’e çok bağırdı. Hülya en sonunda hüngür hüngür ağladı. Meğerse ağlasın diye bağırıyormuş” dedi. Köylülerden biri ise, yönetmenin ağlamakta çok zorlanan Koçyiğit’e rol öncesi tokat atıp ağlamasını sağladığını kahkahalarla anlattı.

Necati Cumalı filmin hikâyesini, avukatlık yaptığı yıllardaki bir davaya dayanarak yazdı.

Film, uyarlandığı öykünün yazarı Necati Cumalı’nın bir zamanlar avukatlık yaptığı yerde, yani İzmir’in Urla ilçesinin Bademler köyünde, 9 ayda çekildi.

Yapımda figüran olarak gerçek köylüler rol aldı.

Şükran Kuyucak Esen’in “Türk Sinemasının Kilometre Taşları” kitabında yönetmen Metin Erksan “Susuz Yaz’ı çektik, film bitti. Ne zaman? 1964 yılında. 1969 yılında hükümet kanun çıkardı, bu da es geçilmiştir. ‘Türkiye’de kimin tapulu mülkünden kaynak çıkıyorsa, o kamunundur” dendi. Ancak, devlet, arazi sahibine ilk kullanma hakkı tanıdı. Peki benim Susuz Yaz’ın mülkiyet sisteminin içinde aşamalar gösteren, bu büyük kanunun çıkmasına hiç mi etkisi olmadı? Burası üzerinde hiç durmadılar. O kanun belki çıkacaktı günün birinde, ancak o tarihlerde çıktıysa buna susuz yaz ve ben neden oldum” dedi.

Susuz Yaz, 37. Akademi Ödülleri’nde Türkiye’nin yabancı dilde en iyi film dalında Oscar aday adayı olarak seçildi.

Filmin özgün müziğini Yunanistan’ın Akademi Ödüllü bestecisi Manos Hacidakis besteledi.

Yapım, 1947 doğumlu olan ve çekimlerde 16 yaşında olan Hülya Koçyiğit’in ilk sinema filmidir.

Film, Martin Scorsese’nin Dünya Sineması Projesi No. 1 kapsamında 2013 yılında Criterion Collection tarafından restore edilerek DVD olarak tekrar yayınlandı. Film, Criterion’un arşivindeki tek Türk filmidir.

Filmin onarılan ve yayınlanan DVD’sinde giriş ve sondaki yazı bölümlerinin hiçbir şekilde bulunamadığı, bu yüzden de dijital olarak sonradan eklendiği notu düşülmüş.

Susuz Yaz filminin restore edilmiş bir versiyonu, 2008’de, 61. Cannes Film Festivali’nin “klasik filmler” bölümünde gösterildi. Festivalin “Un Certain Regard” isimli bölümünün jüri başkanlığını Fatih Akın yaptı. Gösterime filmin başrol oyuncusu Hülya Koçyiğit ve yapımcısı Ulvi Doğan da katıldı.

Susuz Yaz “Reflections” (Yansımalar) adıyla Amerika’da dublajlı olarak da yayınlandı.

***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***

Hasan (Erol Taş) su üzerindeki mülkiyet hakkını dövüşerek, öldürerek, hatta sopa yiyerek kazanmaktadır. Diğer tarafta ise kadın üzerindeki egemenliğini çok daha farklı yollardan sağlar. Filmin ana ekseni su üzerinden aksa da, bu yan hikâye daha çok şey anlatır mülkiyet ve kapitalizm üzerine. (toz bezi, ekşisözlük)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.