TÜR: Suç, Dram. SÜRE: 157 Dk. ÜLKE: Türkiye, Bosna-Hersek. YAPIM YILI: 2011. imdb: 7,8. rottentomatoes: %93.
Taşrada yaşanan bir cinayet olayında görev alan polis, doktor, savcı, asker ve muhtarın tutumlarını konu alan Bir Zamanlar Anadolu’da, güzel bir suç drama filmi.
Sinematografinin oldukça başarılı olduğu filmde, karakter repliklerinin de olabildiğince doğal olması, filmin gerçekçi atmosferine büyük bir katkı sağlıyor.
Konu
Arkadaşını öldürdüğünü itiraf eden Kenan (Fırat Tanış), Komiser Naci (Yılmaz Erdoğan), savcı Nusret (Taner Birsel) ve Doktor Cemal (Muhammet Uzuner) ile birlikte gece yarısı cesedi bulmak için yola çıkarlar.
Hakkında
Nuri Bilge Ceylan, Ercan Kesal ve Ebru Ceylan’ın senaryosunu yazdığı Bir Zamanlar Anadolu’da’nın yönetmen koltuğunda Nuri Bilge Ceylan oturuyor.
İlk gösterimi Cannes’da yapılan yapım, Altın Palmiye için yarıştı ve ikinci büyük ödül olan Büyük Ödül’ün sahibi oldu. Film en büyük başarısını En iyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Ercan Kesal), En İyi Kurgu ve En iyi Sinematografi ödüllerini aldığı SİYAD’da yaşadı.
Ivır Zıvır
Bir Zamanlar Anadolu’da, 2015’te Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) tarafından Yüzyılın En İyi 10. Türk Filmi seçildi. Diğer 9 film sırasıyla şöyle; 1 – Umut (Yılmaz Güney), 2 – Yol (Şerif Gören), 3 – Sevmek Zamanı (Metin Erksan), 4 – Anayurt Oteli (Ömer Kavur), 5 – Vesikalı Yarim (Ömer Lütfi Akad), 6 – Muhsin Bey (Yavuz Turgul), 7 – Selvi Boylum Al Yazmalım (Atıf Yılmaz), 8 – Sürü (Zeki Ökten), 9 – Masumiyet (Zeki Demirkubuz).
Film konusunu, muhtar rolünü oynayan Ercan Kesal’in doktorluk yaptığı dönemde yaşadığı Kırıkkale’nin bir kasabasında işlenen cinayetin soruşturma sürecinden alıyor.
Senaryo yazarlarından Ebru Ceylan, filmin öyküsüne olan yakınlığını “Memur dünyasını yakından biliyorum, deneyimlerimi paylaştım. Kadınlar bu filmde çok yok ama erkek dünyasında ortaya çıkan masumane kadın imgesinin önemli olduğunu sanıyorum.” sözleriyle belirtti.
Filmin adı, Bir Zamanlar Batı’da (Once Upon a Time in the West) filminden ve Arab Ali’nin “Çoluk çocuk sahibi olunca anlatacak bir hikâyen olur. Fena mı? ‘Bir zamanlar Anadolu’da…’ dersin ‘ücra bir yerde görev yaparken işte böyle böyle bir gece yaşamıştık dersin’” repliğinden geliyor.
Filmdeki gibi bir zihniyet ve hiyerarşinin olduğu ufak bir kasabada büyüyen yönetmen Nuri Bilge Ceylan, karakterlere kendini çok yakın hissettiğini söyledi.
Senaryo yazılırken, film yapımcıları konunun olabildiğince gerçekçi bir atmosferde beyaz perdeye aktarılması için çaba gösterdiler.
beyazperde.com’da yer alan röportajda Nuri Bilge Ceylan’a, eski filmleriyle kıyaslanınca Bir Zamanlar Anadolu’da çok fazla farklılık olduğu söylenince yönetmen, “Elbette zaman geçiyor bu arada ve bizler de değişiyoruz, bu da sinemamıza yansıyor, bence bu doğal. Özellikle bir çocuk sahibi olmak beni çok değiştirdi. Tutkunun anlamı değişti benim için. Her şey değişti. Bu filmde mesela herkes çocukları işleyişimi konuşuyor. Bu son yedi yıl içinde benim de bir çocuğumun olmasının bir yansıması olsa gerek” dedi.
Aynı röportajda filmin uzunluğu ile ilgili soruya Nuri Bilge Ceylan, “Standartlara göre elbette ki çok uzun. Ama standartlara uymak zorunda değiliz. Ben 90 dakika gibi bir klişeye bağlı kalma düşüncesinden çok sıkıldım artık. Bu sizi zorlayan ve kısıtlayan bir şey. Edebiyatta böyle bir şey yok mesela biliyorsunuz, bir kitap 50 sayfa da olabilir 500 sayfa da olabilir ve çok kalın görünebilir ama kimse neden bu kadar uzun yazdınız diye sormaz. Ben de bu özgürlüğü filmlerimde kullanmak istiyorum. Bana göre uzun değil, bu uzunlukta olmalıydı ve oldu” diye yanıtladı.
64. Cannes Film Festivali’nde basın gösterimi önceki gün yapılan toplantıda filmdeki “bol diyaloglar” hakkında sorulan sorulara Nuri Bilge Ceylan, bürokrasi dünyasında konuşkanlığın daha iyi geleceğini belirtti. Hikâyenin bürokrasiyle olan “göbek bağı”nı Çehov sağladı. Hatta filmde Çehov’dan birkaç alıntı yer alıyor.
Bir Zamanlar Anadolu’da filminin de, Nuri Bilge Ceylan’ın diğer filmleri gibi fazlaca Sovyet yönetmen Andrey Tarkovski’nin etkisinde kaldığı ileri sürüldü. Bu filmin, özellikle de “tren metaforu, siyah köpek, doktor ve rüzgârda başakların dalgalanması” sahneleriyle ve uzun sekanslarıyla 1979 tarihli Tarkovski filmi İz Sürücü (Stalker) filmine çok benzediği hatta birebir aynı olduğu, zaten Ceylan’ın diğer filmleriyle de Tarkovsky’nin ekolünü sinemasına iyice oturtmuş olduğu yazıldı.
Bu öykünmenin olumlu ve doğal olduğunu düşünen bazı yazarlar da, Ceylan’ın diğer filmlerinden felsefi ve estetik boyutuyla da bir hayli farklı olan bu filmin yine Tarkovski’nin kendi deyimiyle “insanoğlunun gerçeklerini” aradığını, “Bir Zamanlar Anadolu’da”nın dramatik yapısıyla bir yandan Dostoyevski’yi, diğer yandan Çehov’u, hatta Gogol’u, lirik yapısıyla da Tarkovski’yi ve yine bir Rus sinema yönetmeni olan Andrey Zvyagintsev’i çağrıştırdığını belirttiler.
Taner Birsel, eksisinema.com’daki röportajında, “Kasaba filmini Beyoğlu sinemasında beş kişi izledik. İkisi eşimle bizdik. Define bulmuş gibi sevindik. Bu yönetmen film çekmeye devam ederse elbet onunla bir gün çalışabilirim diye düşündüğümü hatırlıyorum” dedi.
Aynı röportajda Taner Birsel, “rol teklifi aldığınızda ikilem yaşadınız mı?” sorusuna, “İkilem mi?.. Buna gülerek cevap veriyorum. Tabii ki işte beklediğim an geldi dedim. Filmde bana uygun bir kostüm olmasa beni aramazlar diye düşündüm önce ama sonra kast çalışmasının neredeyse bittiğini, boşta kalan tek rolün Savcı Nusret rolü olduğunu, benden önce bu rol için bir çok iyi oyuncunun denendiğini öğrendim. Yine de günler süren deneme çekimlerinden sonra NBC’yi ikna etmeyi başardım.” diye cevap verdi.
Taner Birsel oynadığı rolü, “Temel karakterlerden biri. Savcı Nusret diğer karakterlerle ilişkileriyle tamamlanan bir yap-boz gibi. Karanlık bir öyküsü var. İçe vakumlanmış bir kişilik, ruhu yaralı ve bunu ifade etmekte sorunlu. Hatta içindeki yaraların bir kısmı yüzüne vurmuş gibi. Altmış yedi gün boyunca her gün iki buçuk saat süren makyajla rolün fiziksel görünümünü de değiştirdik” diye tanımladı.
Bir röportajında Fırat Tanış, “Bir Zamanlar Anadolu’da filmiyle ilgili neden hiç konuşmadınız?” sorusunu, “Çünkü olmuş bitmiş, güzel bir filmdi. Pek çok kere de ödüle değer bulundu” diye yanıtladı.
Filmin senaryosu 4 ayda yazıldı.
Çekimler 11 haftada Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde gerçekleştirildi. Kurgu 6 ay ve post prodüksiyon aşaması 1 yıl sürdü.
Film, Türkiye’nin 84. Oscar Ödül töreni için Yabancı Dilde En İyi Film Kategorisine adayı oldu.