Into The Wild (Özgürlüğe Yolculuk)

TÜR: Macera, Biyografi, Dram. SÜRE: 148 Dk. ÜLKE: Amerika. YAPIM YILI: 2007. imdb: 8,2. rottentomatoes: %82.

“İki yıl yürüyerek dünyayı dolaşıyor. Telefon yok, havuz yok, evcil hayvan yok, sigara yok. Nihai özgürlük. Uçlarda yaşayan biri. Yolları yurt bellemiş, güzellik aşığı bir seyyah. İki yıl dolaştıktan sonra sıra son ve en büyük maceraya geliyor. İçimdeki sahte varlığı öldürmek ve ruhsal devrimi zaferle sonuçlandırmak için verilecek nihai mücadele. Artık uygarlık onu zehirleyemeyecek, o kaçıyor ve vahşi doğada kaybolmak için tek başına yürüyor.” Alexander Supertramp, Mayıs 1992

Filmin giriş cümleleri bunlar… imdb’nin en iyi 250 film listesinde 159. sırada yer alan Özgürlüğe Yolculuk, olabildiğince naif ve saf bir yol hikayesi.

Jon Krakauer’ın kitabından Sean Pean’in senaryosunu yazdığı ve yönettiği film, üniversiteyi bitirdikten sonra insanların bitmek bilmeyen elde etme tutkusundan, metaya çok fazla değer verilmesinden, anne ve babasının sürekli birbirlerini yemesinden, insanların birbirlerine çok kötü davranmasından sıkılıp, bankada birikmiş 24 bin dolarını ihtiyaç sahiplerine dağıtıp, yanına sadece bir sırt çantasının alabildiği kadar malzeme alıp her şeyden uzaklaşmasını konu alıyor.

Konusu gerçek bir hikayeye dayanan film, Eddie Vedder’in nefis müzikleriyle müzikleriyle göz kamaştırıyor…

Christopher’un tek başına çıktığı yolculuk sırasında, arabayla, motorla ya da yürüyerek dolaşan insanlarla tanışıp onlarla iletişim kuruyor. Bu insanların kurulu düzenlerini, işlerini, evlerini bırakıp yollara düşme nedenleri gerçekten çok ilginç. Bir şekilde hayattan ve belki de kendilerinden kaçma çabaları…

Hakkında

Pearl Jam’in solisti Eddie Vedder’in bestelediği müziklerden Guaranteed, En İyi Müzik Altın Küresi’ni kazandı.

Filmin galası 21 Eylül 2007’de Roma Film Festivali’nde yapıldı.

15 milyon dolar bütçesi olan film, 57 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.

Ivır Zıvır

Filmin açılış sahnesinde Chris’e bot veren Jim Gallien kendisini oynadı. Gallien, gerçek Chris’e de bot vermişti.

Emile Hirsch rolü için 18 kilo verdi.

Emile Hirsch’ün filmde kullandığı saat Chris’in gerçek saati.

Emile Hirsch, boz ayıyla karşılaştığı, kaya tırmanışı yaptığı ya da azgın nehir sahnesinde bile hiç dublör kullanmadı.

Emile Hirsch’ün akıntıda yüzdüğü sahnede hava sıcaklığı dondurucuydu.

Sean Penn, McCandless ailesinden, film yapmak için onayı ancak 10 yılda aldı.

Senaryoda hiç repliği bulunmayan Zach Galifianakis’in (Kevin), filmde yer alan tüm sözleri doğaçlama.

Eddie Vedder, Sean Penn’in film müziklerini yapması teklifini büyük bir hevesle kabul etti. Çünkü filmin tüm hikâyesini daha önceden biliyordu.

Kitapla film arasındaki en ilginç farklardan biri; kitapta Chris’in McDonald’s’da çalışıyor olmasına rağmen, filmde Burger King’de çalışıyor olması.

Eddie Vedder’ın Society şarkısının sözleri filmi özetliyor:

“Benim için bir gizem bu.

Kabullendik açgözlülüğümüzü

İhtiyacından fazlasını istediğini

Hepsi senin olmadıkça yetinmeyeceğini

Toplum, ne çılgın bir şeysin sen

Umarım bensiz yalnızlık çekmezsin

İhtiyacın olandan fazlasını istediğinde

Ve istediğinden fazla düşündüğünde

Düşüncelerin başlar kan tükürmeye

Daha büyük bir yere ihtiyacım var

Çünkü daha çok şeye sahip oldukça

Daha geniş mekana ihtiyacın olur

Toplum, ne çılgın bir şeysin sen

Umarım bensiz yalnızlık çekmezsin

Toplum, çılgınsın, evet

Umarım bensiz yalnızlık çekmezsin”

Christopher’un Wayne ile yaptığı konuşma:

– Avlanma ve et saklama hakkında kitap arıyorum. Avlanma ve et saklama, tütsüleme falan hakkında.

– Kevin’le konuşabilirsin. Her şeyi bilir. Doğa adamıdır. Sen böyle şeylerle neden ilgileniyorsun?

– Alaska’ya gideceğim.

– Alaska, Alaska mı? Yoksa Alaska şehri mi? Çünkü Alaska’da marketler var.

– Hayır be, Alaska, Alaska. Ta oralara gideceğim, dibine kadar gideceğim. Kendi başıma. Ne saat, ne harita, ne balta. Hiçbir şey olmadan. Hiçbir şey. Sadece orada, vahşi hayatın göbeğinde olacağım. Dev dağlar, nehirler, gökyüzü, av… Orada yaşayacağım. Yaban hayatı.

– Yaban hayatı.

– Yaban. Evet. Sadece…

– Orada ne yapacaksın? Vahşi doğaya gidince ne olacak?

– Yaşayacaksın işte. Oradasın, o anda, o yerde ve zamanda. Belki dönünce seyahatlerim hakkında kitap yazarım. Neden olmasın? Bu hasta toplumdan kurtulmak hakkında.

– Toplum!

– Toplum!

– Toplum, anladın mı! Toplum! Çünkü neyi anlamıyorum, biliyor musun? İnsanların, her bir kahrolası insanın birbirine neden bu kadar kötü davrandığını anlamıyorum. Bana çok anlamsız geliyor. Yargılama. Hakimiyet. Bunun gibi şeyler. Sadece…

– Biz hangi “insanlar”dan söz ediyoruz?

– Bilirsin, anne babalar, ikiyüzlüler, politikacılar, pislikler.

– Bu yanlış. Böyle şeylere kafayı bu kadar takmak yanlış. Alex, sen acayip bir delikanlısın, çok sıkı bir delikanlısın. Ama bana inan. Çok gençsin! Sürekli böyle ateş püsküremezsin!

alexander-supertramp

Gerçek Alexander Supertramp…

Öneren: Ömer.

Dip Not: 18 Mayıs 2011’de yayımlandı, 26 Kasım 2014’de güncellendi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.