Denemenin utancı ile denememenin soru işareti arasındaki gidiş gelişler sırasında açılan gözlerinin, yeni günün başladığını işaret edenlerle göz göze gelişi. “Uyandıktan sonra hemen yataktan kalkma. Gözlerini aç ve bir-iki dakika bekledikten sonra…” öğretisini sınama evresinde “gözlerimi açmadım ama bir-iki saattir zaten yatakta dönüp duruyorum”un bir-iki dakikalık gözleri açık yatakta bekleme süreci ile eşdeğer olup olmayacağına birilerinin cevap vermesini beklemek.
İçten ya da dıştan herhangi bir cevabın gelmemesi üzerine yataktan doğrulup çoraplarını giyişin sırasında içindeki negatifliği binlerce kez olduğu gibi yine “rüyadaki hatırlayamadığın bir şeylere” bağlayışının sadece bir-iki saniye sürmesi üzerine aklına gelen “makine olmaya ne kadar hevesliyiz” cümlesinin sadece bir saniye havada kalıp ardından yok olması…
Bir saniyelik sürede görünüp yok olan “yok olmak” kelimesinin peşine düşüşün. Elini, ardından yüzünü yıkadıktan sonra gözlerini diktiğin aynadaki seni yakından süzüşün. Yatarkenki ıslaklık durumuna göre şekil almış olan saçlarını adam etme çabası içindeyken mırıldanmaya başladığın düne ait “aşıklar yabancıdır. sen gerçekten kimsin?” sözlerinin bir kısır döngüye dönüşü. “Yok olma isteğinin yok sayılmakla bastırılabilirliliği…” unutmamak için aklına not etme çabası…
Önce sandviç mi yoksa giyinmek mi arasındaki soruya ayaklarının cevap vermesi. Çoğu zaman uzak olan mutfağı yakın olan yatak odasına tercih edişi. Belli belirsiz önünde beliren “hayatıma da ayaklarım mı karar veriyor acaba” yazısını ayaklarının yok edişi…
İçindeki negatifliğin belli belirsiz yüzeye çıkma çabalarına sadece bir göz gezdirip “öncekiler gibi sen de saat 12’de yok olacaksın” diyerek sırıtışını kimin yüzüne yerleştirdiğini sorgulayışının bir-iki saniyede kendini yok etmesi…
Aklında dolaşan yok olma repliklerine tezat, var olma çabalarının son aşamasında aynaya göz gezdirip kapıdan çıkışın…
12:07-13:20