Ressam araştırmamın sonuna yaklaşırken, İngiliz balıkçı ve ressam Alfred Wallis’in çocuksu bir basitlik taşıyan Naif sanatın oldukça güzel örneklerini sunduğu çalışmaları ilgimi çekti. Sanatçının biyografisine göz atınca da enteresan bir yaşam öyküsüne şahit oldum.
Sanatçının Kısa Biyografisi (tr.wikipedia)
Küçük yaşlarda annesini kaybeden Alfred Wallis, okulu terk ettikten sonra önce bir sepetçinin yanına çırak oldu, sonra da 1870’lerde deniz ticaretine girip denizci oldu. 1876’da Susan Ward ile evlendiğinde 20, karısıysa 41 yaşındaydı. Alfred karısının eski evliliğinden olan beş çocuğuna babalık etti. Evliliğinin ilk zamanlarında açık denizlerde balıkçılığa devam ettiği için iyi bir maaş kazansa da iki çocuğunun ölümünden sonra Penzance’ta balıkçılık yapmaya başladı. 1890 yılında St. Ives’e taşındı ve burada Alfred denizci dükkânlarına hurda demir, yelken, ip gibi malzemeler satmaya başladı. 1912 yılında işini bırakmak zorunda kalınca Alfred farklı işlerle meşgul olmaya başladı. Bunlardan bir tanesi de Bay Armour adında bir antikacının yanında çalışmaktı ki, burada sanat eserlerini görecek ve onlar hakkında bilgiler öğrenecekti.
1922 yılında karısının ölmesiyle, Wallis resim yapmaya başladı. Resim yapmasının sebebinin bir mektubunda “kendisine arkadaşlık etmesi için” olduğunu söyleyecekti.
Wallis’ın resimleri naif sanatın mükemmel bir örneğidir; perspektifin tümüyle göz ardı edildiği bu resimlerdeki objenin boyutu da genellikle manzaradaki önemine göre büyür ve küçülür. Bu da resimlerine genellikle bir harita görünümü verir. Wallis deniz manzaralarını, yelkenlilerin yerini buharlı gemiler aldığı için hafızasından yapıyordu. Fazla parası olmadığı için, Wallis elindeki malzemelerle doğaçlama çalışır, sık sık kolilerden kopardığı kartonların üzerine gemi mumcularının getirdiği sınırlı renkteki boyalarla resim yapardı.
Wallis’i bulduklarında çok sevindiler ve onun resme olan yaklaşımını çok beğendiler. Wallis, 1930’larda İngiltere’de çalışan en ilerici sanatçılardan bazılarının çevresine girme imkânı buldu. Ancak etkilenimler tek taraflı olmuştu; Wallis resim yapma şeklini hiç değiştirmedi.
Nicholson ve Wood yoluyla Wallis, Londra’da eserlerini tanıtacak olan Jim Ede’yle tanıştı. Bu kadar dikkat çekmesine rağmen, Wallis pek az resmini satabildi; Penzance’ta öldüğünde yokluk içindeydi.
St. Ives’de, Porthmeor plâjı ve Tate St. Ives Galerisi’ne bakan Barnoon Mezarlığı’nda gömülüdür. Mezar taşını süsleyen, Wallis’in resimlerinde sıkça görülen “deniz fenerinin yanındaki balıkçı” motifi, çömlekçi Bernard Leach tarafından fayansla yapılmıştır.