Memento (Akıl Defteri)

TÜR: Gizem, Gerilim. Süre: 113 Dk. ÜLKE: Amerika. YAPIM YILI: 2000. imdb: 8,4. Rottentomatoes: %93.

Christopher Nolan’ın en iyi filmlerinden biri olan ve kurgusuyla izleyiciye ana karakterin yaşadığı “unutkanlık hastalığı”nı yaşatan Akıl Defteri hem bir başyapıt, hem de oldukça başarılı bir gizemli gerilim filmi.

Konu

Memento, eski bir sigorta müfettişi olan ve ender rastlanan bir unutkanlık hastalığına (anterior grade memory loss) yakalanan, karısının öldürüldüğü andan itibaren yeni hiçbir olayı hatırlamayan Leonard’ın (Guy Pearce) hikâyesini anlatıyor.

Hakkında

Senaryosunu Christopher Nolan ve Jonathan Nolan’ın yazdığı Akıl Defteri’nin yönetmen koltuğunda Christopher Nolan oturuyor.

Film En İyi Senaryo ve Kurgu dallarında Oscar’a aday gösterildi. Ayrıca yine En İyi Senaryo dalında Altın Küre’de ödül için yarıştı.

Yapım imdb’nin En İyi 250 Film listesinde üst sıralarda yer alıyor.

5,9 milyon dolar bütçesi olan Akıl Defteri, 40 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.

Ivır Zıvır

Nolan filmin senaryosunu, kardeşi Jonathan Nolan tarafından yazılmış kısa hikâye “Memento Mori”den uyarlamıştır.

BBC tarafından yayımlanan ve dünya çapında 117 film eleştirmenin görüşleriyle oluşturulan “21. Yüzyılın En İyi Filmleri” listesinde 25. sırayı almıştır.

Memento, özellikle de doğrusal olmayan kurgusuyla Nolan’a büyük beğeni getirdi. Filmin sondan başa doğru ilerleyen kurgusu, anlatıcının “gerçek zamanlı” hikâyesiyle iç içe geçer. Nolan bu kurguyla izleyiciyi hafıza sorunu olan ana karakterin koltuğuna oturtmayı amaçladı. İzleyici olayları ana karakterle eş-zamanlı olarak yaşar ve gelişmeleri onunla birlikte keşfediyor.

Guy Pearce’in muazzam performansından önce Nolan’ın aklında filmin hafıza kaybı yaşayan ana karakteri Leonard için daha ‘ünlü’ isimler vardı. Aaron Eckhart, Brad Pitt, Charlie Sheen ve Thomas Jane gibi isimler düşünülse de hiçbir oyuncu ile anlaşılmaya varılamadı. Nolan’ın filmin başrolü için istediği asıl isim ise her zaman Alec Baldwin oldu ancak tüm görüşmeler sonucunda filmin başrolüne Pearce seçildi.

Leonard’ın bu filmde yaşadığı tıbbi durum, ileriye dönük amnezi adı verilen gerçek bir durumdur; hipokampusun hasar görmesinin ardından yeni anılar oluşturamama. 1950’lerde doktorlar, bazı epilepsi türlerini Hipokampus’un bazı kısımlarını çıkararak tedavi ettiler ve bu da aynı hafıza problemlerine neden oldu.

Filmin çekimleri sadece 25 gün sürdü. Bununla beraber filmde Natalie karakterini canlandıran Carrie-Anne Moss’un sahnelerinin çekimleri ise sadece sekiz gün sürdü.

Stephen Tobolowsky tarafından canlandırılan Sammy Jankis karakterinin filmde yer aldığı sahnelerin Memento için iki farklı noktadan ayrı ayrı önemi var. Bunlardan ilki Tobolowsky’nin kendisinin de hafıza kayıpları ile ilgili büyük bir geçmişinin olması. Ünlü oyuncunun geçmişinde de geçirmiş olduğu hastalıktan ötürü filmde anlatılan noktalara benzer deneyimleri olduğu için bu rol için direkt kendisi adım atmış yönetmene ve kendi deneyimlerini filmde canlandıracağı karakteri yaratırken kullanmak istediğini söylemiş. Bununla beraber oyuncunun canlandırdığı Jankis karakterinin yer aldığı siyah-beyaz çekimlerin önemi ise senaryoda hiçbir diyalogun yer almaması. Nolan senaryoyu kaleme alırken bu sahneleri diyalogsuz kaleme almış ve sahneler çekilirlen oyuncular tamamen doğaçlama yaparak sahnelerdeki diyalogları var etmişler.

Christopher Nolan’ın senaryosu, kardeşi Jonathan Nolan’ın “Memento Mori” adlı öyküsüne dayanıyor. Bununla birlikte, senaryo hala orijinal olarak kabul ediliyor (uyarlama yerine), çünkü Jonathan’ın hikayesi film tamamlanana kadar yayınlanmadı.

Memento’nun ana karakteri Leonard’ın geçirdiği rahatsızlık ve bunun sonucu olarak zihninde açılan ‘yara’ filmin ana merkezi ve olayların şekillenmesinde, zamansallığını kaybetmesindeki en büyük etmen. Bu etmen ise tamamen gerçek olgulara dayanmakta. İleriye Dönük Amnezi olarak bilinen bu rahatsızlıkta şok geçiren zihin bu şoktan sonraki anılara ket vuruyor ve bu tepkiyle beraber şok öncesi her detayı hatırlayan zihin bundan sonra olan olaylara ket vurduğu için tam nedeni bilinmeyen bir hafıza kaybı yaşanıyor. Filmde bu gerçek rahatsızlık muazzam bir şekilde temsil edildiği için, film vizyona girdiğinde birçok nörobilimci filmi bilimsel açıklamalara uygunlukta mükemmel olarak yorumlamış.

Carrie-Anne Moss, The Matrix üzerinde çalışırken iyi arkadaş oldukları Teddy rolü için Joe Pantoliano’yu bizzat tavsiye etti. Christopher Nolan ve yapımcılarının bu konuda bazı çekinceleri vardı, ancak onunla bir araya geldiler ve yeteneğinin onu rol için doğru kişi yaptığına karar verdiler. Nolan daha sonra Pantoliano’yu Teddy rolündeki performansına doğru miktarda incelik kattığı için övdü.

Yönetmen Nolan Memento’nun zamanın birbirine girdiği ve çizgisel, lineer bir anlatısı olmadan filmin hikâyesinde kurgusunun ilerliyor olması sinema tarihinde alışılmamış bir şey olmadığı için ilk başlarda hem eleştirilmiş hem de yönlendirilmiştir. Sinema tarihinin zamansız olarak anlatıldığı ve izleyiciye kurgu içerisinde bir nevi bilmecelerin sunulduğu 1968 yılı yapımı Alain Resnais imzalı Je t’aime, je t’aime ile; 1983 yılı yapımı David Hugh Jones imzalı Betrayal, Memento için bir yapı taşı olarak ortaya atılmıştı. İki filminde belki izleri Memento’da bulunsa da asıl filmin iskeletini oluşturan ve yönetemene büyük ilham vermiş yapım bir edebi eserdir. Graham Swift tarafından kaleme alınmış olan 1983 yılında basılmış Waterland kitabı, Nolan’ın Memento’su için büyük bir ilham kaynağı olmuştur.

Karısının katillerini ararken Leonard, izleyici bu yolculuğa düz bir çizgi üstündeki anlatı ile hâkimiyet kuramaz. Nolan’ın Memento’su izleyiciyi kaybetme pahasına da giriştiği kurgusal zaman ve mekân denkleminde zor olanı seçmiştir ve aslında film tam orta noktasında başlamaktadır ve filmin başlangıcı ve bitişi bir bütünlük oluşturup filmi dairsel bir konuma yerleştirir. Nolan böyle bir film yapmasını ise “pizza siparişi teorisi”nden kaynaklı olduğunu dile getiriyor. Evde televizyonda bir film izlerken izleyici bir pizza sipariş eder ve film henüz bitmemişken bu pizza gelir. Kapıya gidiş, alışverişin yapılması ve televizyon karşısına geri dönüş üç-dört dakikayı alır. Bir filmin kaçırılan bu dakikaları izleyici zihninde telafi edilir ve film gözün önünde devam eder diye bu teoriyi açıklıyor Nolan ve tam da bu noktada Memento’nun kendisi için önemini ile getiriyor: “Eğer Memento’nun üç dakikasını kaçırırsanız bütün filmi kaçırmış olursunuz!”

Açılış sahnesi kelimenin tam anlamıyla geriye doğru gösterilse de, her bir ses efekti aslında ileriye doğru çalınan “normal” bir ses efektidir. Geriye doğru çalınan tek ses Teddy’nin “Hayır!” diye bağırmasıdır.

Memento’nun 2002 yılında yayınlanan özel DVD setinde yer alan ikinci DVD ile izleyicilere büyük bir şans tanınmış ve bu şans ile beraber filmin başka bir boyutu açığa çıkmıştır. Filmin bu ikinci DVD’sinde isteyen izleyiciler filmi kronolojik bir şekilde izleme imkânı bulmuşlardır. Sinemada izleyici karşısına çıkan zaman algısı karmaşık olan Memento, düz bir zamansallık içerisinde izleyici karşısına DVD’de çıkmış ve böylelikle izleyiciler hikâyeye bir başka perspektiften de bakma şansı yakalayarak kaçırdıkları noktaları birleştirme imkânına erişmişlerdir.

Christopher Nolan, Teddy’nin sanki bizim göremediğimiz bir yan hikaye varmış gibi aniden belirmesine bayılıyor. Bir noktada Lenny arabaya bindiğinde Teddy’nin orada olması Joe Pantoliano’nun fikriydi.

Başlangıçta, Sammy Jankis’in tüm hikayesi tek bir sahnede anlatılmıştı. Ancak Christopher Nolan, hikayenin ve Sammy Jankis karakterinin o kadar önemli olduğunu hissetti ki, filmin orta bölümüne yayılması gerekiyordu.

Radiohead imzalı “Paranoid Android” başlangıçta kapanış jeneriğinde kullanılacaktı, ancak Christopher Nolan bu şarkıyı (sahibi Capitol Records’a ait) kullanmak için gereken telif ücretlerinin bu düşük bütçeli film için çok yüksek olacağına karar verdi.

Filmdeki dövme salonu, adını Christopher Nolan’ın eşi ve filmin yardımcı yapımcısı Emma Thomas’tan alıyor.

Christopher Nolan, Carrie Ann Moss’un karakteri Natalie’nin olabildiğince anlaşılmaz olmasını istedi. Fotoğrafının bulanık olması ve arkasındaki bilginin son derece belirsiz olması bu nedenleydi. Ayrıca, karalanmış bilgi, Lenny’nin “sistem”inin ne kadar kusurlu ve zayıf olabileceğini gösteren bir özelliktir.

Christopher Nolan, bazı insanların Lenny’nin belirli anıları ne kadar süre aklında tutabildiği sorusuna, “dikkatini verdiği sürece her şeyi aklında tutabiliyor, bu yüzden ona ne kadar odaklanabildiğine bağlı olarak bu süre değişebilir” diye cevapladı. Nolan ayrıca filmin ortalarında birçok şey olurken Lenny’nin hafızasının daraldığını belirtiyor.

Joe Pantoliano tarafından canlandırılan Teddy karakterinin sözleri filmde Nolan için büyük önem teşkil etmekte. Senaryodaki diyalogların ve bu diyalogların vurgularının tam yerinde ve zamanında olması gerektiği gibi olması için büyük bir çaba sarf eden Nolan, Pantoliano’nun bir sahnesinde büyük bir kırılma yaşamış. Filmde Teddy tarafından söylenen ‘you don’t have a clue, you freak!’ (bir ipucun yok, seni ucube) repliği Nolan’ın bir türlü istediği gibi olmamış. Pantoliano cümleyi istenildiği gibi söylese de tam vurgunun yapıldığı ‘you freak’ nidası Nolan’ın istediği gibi olmayınca, yönetmen cümleyi yeniden kaydetmiş ve bu kısmı kendisi söylemiş. Kendi sesini oyuncunun sesine benzettiği için de oyuncu dahil kimse tarafından filmdeki Nolan’ın bu rolü fark edilmemiş.

***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***

(1s: 30d) Karısının ölümünden sonra Sammy (Stephen Tobolowsky) bir akıl hastanesinde otururken gösteriliyor. Kısaca, birisi onun önünden geçtikten hemen sonra ve sahne telefonda Leonard’a (Guy Pearce) geçmeden önce, Sammy’nin yerine aslında aynı sandalyede oturan Leonard görülüyor. Bu, tıpkı Teddy’nin (Joe Pantoliano) daha sonra onu ikna etmeye çalışması gibi, Sammy’nin hikayesinin trajik sonunun aslında Leonard’ın kendi geçmişinden bir olay olduğu sonucunu destekliyor.

(1s: 21d) Natalie’nin evinde Leonard televizyon izlerken Nolan izleyici için büyük bir ipucu bırakıyor. Televizyon izleme anında dikkatli bakıldığında anlık bir sahnede elinde iğne olan biri ve arkada beyaz tişört giymiş bir kadın görünüyor. Sammy Jankis’in hikâyesinde ise daha sonra öğreniyoruz ki Sammy televizyon izlerken karısını insülin iğnesi saplayarak karısını öldürüyor. Tüm bu detaylar birleşince yönetmenin filmde küçük detaylar vererek aslında Leonard’ın Sammy’i olduğunu izleyiciye aktardığını görebiliyoruz.

Motel kapısının altındaki zarfta bulduğu Leonard’ın resmi, göğsündeki çıplak bir noktayı işaret ettiğini gösteriyor. Natalie’ye bu yerin John G.’yi bulduğu zaman için ayrıldığını söyler. Daha sonra, Leonard dövme salonuna giderken karısını düşünür ve yatakta yattıkları bir fantezi gösterilir. Bu çekimdeki çıplak nokta artık “Yaptım” ifadesini içeriyor.

Leonard’ın Jimmy’yi öldürdüğü sahneyi çekmeden önce Larry Holden, Guy Pearce’a ona gerçekten saldırmasını söyledi. Eski bir vücut geliştirmeci olan Pearce buna uydu ve olay yerinden sonra Holden’ı morluklar içinde bıraktı.

Film boyunca Leonard anonim olan biriyle telefon konuşmalar gerçekleştiriyor ve her telefon konuşması büyük bir gizemi de beraberinde getiriyor. Tüm bunlarla beraber aynı zamanda da Leonard’ın telefonda kiminle konuştuğu büyük bir gizem denizi içerisinde izleyiciyi boğuyor. Ancak Leonard’ın üçüncü ve son telefon konuşması yaptığında telefonun üzerinde gezinen parmaklarına baktığımızda, karşı tarafın telefon numarası ortaya çıkabiliyor. Leonard’ın belli belirsiz bir şekilde parmaklarının gezindiği rakamlar ışığında telefon numarası karşımıza 555-0134 olarak çıkıyor. Bu numara aynı zamanda Leonard’ın fotoğrafını çektiği Teddy’nin fotoğrafının altında yazıyor. Yani Leonard’ın konuştuğu gizemli kişi başından beri Teddy’nin kendisi olarak izleyiciye bir şekilde yansıtılıyor.

Lenny, Natalie’nin fotoğrafının arkasına “Ona Güvenme” yazdığında, yazdığı her şeyden farklı bir el yazısı stili kullanıyor. Bu kasıtlıydı ve Guy Pearce’ın fikriydi, çünkü Lenny doğası gereği Teddy’nin ona bunu özellikle yazmasını söylemesinden şüphelenecekti. El yazısındaki bu farklılık, Lenny’nin daha sonra Teddy gözden kaybolduğunda karalayacağı bir mesaj olduğunun kendi içinden bir göstergesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.