Survivor – Eye of The Tiger / Take You on a Saturday (45)

10’lu yaşlar… Erkek çocuğu ve haliyle “rakili makili” günleri yani. Ömür Abimin kasetlerinden birini çok seviyorum. Çal’a basıyorum ve bir boksör edasıyla bir yandan zıplayıp hopluyor bir yandan da şarkıya eşlik etmeye çalışıyorum eğri büğrü cümleleri mırıldanarak. Belki de o günlerden sebep, şarkıyı her dinlediğimde, sözlerini bildiğim yerlerde bile, o çocukça söylediğim yamuk yumuk kelimelerle eşlik eder şarkıya dudaklarım.

2000’lerin başı. Sezen Aksu plaklarını topluyorum. Daha Issız Adam furyası yok. O yüzden plakların değerleri ederlerinde ölçülüyor. Ben de plakçı eskici, eskici plakçı dolaşıp bir yandan zaman geçiriyorum bir yandan da sanatçının tüm plaklarını toplamaya çalışıyorum. O günlerden birinde amazon.com’da Sezen’in Almanya basımı LP boyutlarındaki Hadi Bakalım 45’liğini görüp almak istiyorum. Ama o günlerde amazon’a ödeme yapacak bir aparat henüz ortalarda yok. O yüzden daha önce yaptığım birkaç alışverişteki gibi Amerika’daki satıcıya mail atıp parayı zarf içinde göndermeyi teklif ediyorum. Kabul ediyor.

Günler haftalar geçiyor derken alıcı mail atıyor bana. Parayı aldığını, plağı da göndereceğini söylüyor. Fakat plağın fiyatını gönderdiğim paradan düşünce bir şeyler arta kalıyor. Malum dövizciden demir para bulup tam parayı gönderme durumum olmadığı için aldığım plağın değerine en yakın banknotu göndermişim. Bana bir plak listesi atıyor, yanlarında da ederleri. “Seç” diyor. Ben de çocukluk şarkılarımdan biri olan Eye of The Tiger’ı seçiyorum düşünmeden! Bu arada 50 cent ya da 1-2 dolar bir şeyden bahsediyoruz. O yüzden elemanın dürüstlüğü beni bayağı duygulandırmaya yetiyor!

Yıllar sonra bu yazının sebebi de işte bu plak oluyor. Dinlerken hala Rocky’nin soğuk savaş günlerinde Rus Ivan Dragon’la kapıştığı film ve elbette çocukluğum geliyor aklıma. Bir de satıcının nefis jesti.

Unutmadan, Sezen Seley adıyla çıkarttığı ilk plak ve olup olmadığı o günlerde çokça tartışılan, birilerinin bulduğu rivayet edilen, hatta parası çok olanların binlerce lira teklif edip (o zamanlar korkunç para) “bana bul” dedikleri 88 LP’si haricinde Sezen Aksu’nun tüm ulusal plaklarını ve bazı Almanya basımı plaklarını topladım. Hem de şimdi insanların kahkaha atacakları kadar normal rakamlara. Çünkü henüz Issız Adam yoktu ortalıkta!

2009’un ilk günlerinde Budapeşte’de okuyan Erdem’in daveti üzerine Budapeşte’ye ve oradan da Hakan’ın bulunduğu Viyana’ya gitme planına kaynak yaratmak için birer plaklık koleksiyonu gittigidiyor.com’da satışa çıkarttım. GG’den birileri hızlıca bana ulaşıp “haber yapalım” dediler. Ben de kabul ettim. Gazetede yayınlandı bu “satış” röportajı. Birkaç gün sonra İstiklal’deki bir bar sahibi, toplarken ödediğim paranın yaklaşık 4 katına, yani bence o günlerin ederine göre iyi ama bugünler için sadece bir LP’sinin ederine satın aldı koleksiyonu.

Koleksiyonu satıp onun parasıyla Budapeşte-Viyana’ya gittiğim için hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Aksine çok çok güzel anılar biriktirmeme vesile olduğu için hep mutlu oldum. Ama, şu anda olduğu gibi, anlatmayı en sevdiğim hikayelerimden biri oldu her zaman…

Eye Of The Tiger

Take You On A Sunday

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.