Zone Of Interest (İlgi Alanı)

TÜR: Dönem Draması, Drama, Tarih, Savaş. SÜRE: 105 Dk. ÜLKE: İngiltere, Polonya, Amerika. YAPIM YILI: 2023. imdb: 7,3. Tomatometer: %93.

Muhtemelen sinema tarihinde en fazla işlenen konu olan Yahudi soykırımı ve Auschwitz esir kampını oldukça farklı bir açıdan konu alan İlgi Alanı, ilginç bir drama filmi.

Film çekim teknikleri ve ses kurgusuyla rahatsız edici bir soğukluğa ve mesafeye sahip. Fakat “hikayenin” diğer tarafında yer alan yani kötülerin günlük yaşamlarını konu edinmesi de onu ilginç kılıyor.

Konu

1943 yılında Auschwitz toplama kampının komutanı Rudolf Höss (Christian Friedel), karısı Hedwig (Sandra Hüller) ve beş çocuğuyla birlikte kampın yanındaki cennet gibi bir evde yaşamaktadır. Höss, çocuklarını yüzmeye ve balık tutmaya götürür ve Hedwig bahçeyle ilgilenerek vakit geçimektedir. Hizmetçiler ev işlerini halletmektedir. Ama bahçe duvarının ötesinde silah sesleri, bağırışlar, tren ve fırın sesleri duyulmaktadır.

Hakkında

Martin Amis’in 2014 tarihli aynı adlı romanından esnek bir şekilde temel alınarak Jonathan Glazer tarafından senaryosu yazılan İlgi Alanı’nın tönetmen koltuğunda da Jonathan Glazer oturuyor.

En İyi Film dahil 5 dalda Oscar adayı olan yapım, En İyi Uluslararası Film ve Ses dalında ödüle layık bulundu. Ayrıca BAFTA’da 9 dalda ödüle aday gösterilip İngilizce Olmayan En İy Film ve En İyi İngiliz Filmi ödüllerinin sahibi oldu.

Yapım 52,8 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.

Ivır Zıvır

Hedwig arkadaşlarına, başka bir kadının bunu ülke sandığını düşünerek alaycı bir şekilde ‘Kanada’dan bir palto aldığını’ söyler. Kanada, Auschwitz’te mahkûmlardan el konulan eşyaların depolandığı devasa ambarlara verilen isimdi.

Yönetmen Jonathan Glazer, evin içinde ve bahçede, görünür bir ekip olmadan birçok sahneyi çekmek için beş sabit kamera kullandı. Böylece oyuncular, yakın plan mı yoksa geniş açıdan mı çekildiklerini bilmiyorlardı. Tamamen sahnenin içine daldılar ve bu gerçekçi ortamda çalışmaktan keyif aldılar.

Jonathan Glazer, kamptaki vahşetlerin görülmesini değil, yalnızca duyulmasını istedi. Ses tasarımcısı Johnnie Burn, Auschwitz’teki olaylar, tanık ifadeleri ve kampın büyük haritasını içeren 600 sayfalık bir belge hazırladı. Çekimlerden önce bir yıl boyunca makine, krematoryum, fırın, bot sesleri, silah, tren, köpek ve insan acısı gibi seslerden oluşan bir kütüphane oluşturdu. Çekim ve post-prodüksiyon sürecinde de bu kütüphaneyi geliştirmeye devam etti. O dönemde Auschwitz’e gelenlerin çoğu Fransız olduğu için, Paris’teki 2022 protestolarından sesler kullandı; sarhoş Nazi gardiyanlarının sesleri ise Hamburg’daki Reeperbahn’dan alındı.

Alışılmadık çok kameralı çekim düzeni nedeniyle, Glazer ve ekibinin kurgunun başında 800 saatin üzerinde ham görüntüsü vardı.

Film, 2021 yazında çoğunlukla Polonya’daki Auschwitz yakınlarında çekildi. Ekip aslında Höss’ün gerçek evinde çekim yapmak istedi, ancak ev harap durumdaydı ve kamp UNESCO Dünya Mirası listesinde olduğu için içeride ya da çevresinde herhangi bir inşaat yapılmasına izin verilmiyordu. Bunun üzerine ekip alternatif bir plan olarak kampa çok yakın, terk edilmiş bir binayı seçti ve prodüksiyonun ihtiyaçlarına göre onarıp uyarladı. Çekimlere hazır olması için bahçedeki ağaçları Nisan 2021’de dikmeye başladılar.

***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***

Jonathan Glazer, filmde gece mahkûmlara yiyecek bırakan küçük kız karakterinin aslında Auschwitz yakınlarında yaşayan Alexandra adlı gerçek bir kadından esinlendiğini anlattı. Çekimde ışık kullanmak istemedikleri için onu görünür kılmak üzere termal kamera tercih edildi; böylece ışık değil, ısı kaydedildi. Glazer, bunun hem estetik olarak şiirsel bir etki yarattığını hem de karakterin adeta bir enerji gibi parlamasını sağladığını söyledi.

Açlık çeken mahkûmlara elma bırakan genç Polonyalı kız Alexandra, Glazer’le tanıştığında 90 yaşındaydı ve kısa süre sonra hayatını kaybetti. Filmde kullanılan bisiklet ve oyuncunun giydiği elbise de ona aitti.

Dış mekân sahneleri boyunca sürekli bir motosiklet motorunun uzaktan gelen gürültüsü duyulur. Gerçekte Rudolf Höss, kamptan yükselen çığlıkları ve silah seslerini bastırmak için birine motoru sürekli çalıştırmasını emretmişti.

Polonya’daki Yüksek Ulusal Mahkeme tarafından yargılanıp ölüme mahkûm edilen Rudolf Höss, 16 Nisan 1947’de asılarak idam edildi. İdam sehpası, Auschwitz’te gaz odalarının girişine kuruldu; burası milyonların katledildiği yerdi.

Joseph Wulf adındaki bir mahkûm kamptan sağ kurtuldu ve hayatını Holokost’un dehşetlerini belgelemeye adadı; bu konuda ilk çalışmalar yapan kişilerden biri oldu.

Filmin finali, Joshua Oppenheimer’ın Endonezya’daki etnik temizlik liderlerini konu alan Öldürme Eylemi (Jagal / the Act of Killing) (2012) belgeselinin finaliyle aynıdır.

Evin bahçıvanını canlandıran Justyna Szklarska’ya göre, onun yıkadığı çizmelerdeki kan gerçekten kanmış.

Rudolf’un cinsel ilişkiye girdikten sonra gizlice evin bodrumunda yıkandığı sahne gerçeklere dayanıyor. Filmde kadının kimliği açıklanmıyor ve durumun rızaya dayalı olup olmadığı belirsiz bırakılıyor. Gerçekte Rudolf Höss, Avusturyalı Komünist aktivist Eleonore Hodys’i cinsel kölesi olarak seçmişti. Hodys hamile kaldığını söyleyince Höss, SS görevlilerine onu açlıktan ölmesi için bir odada kilitlemelerini emretti. Ancak Höss yolsuzluk suçlamasıyla üstleri tarafından soruşturulurken, araştırmacılar Hodys’i buldu. Hodys mucizevi bir şekilde kurtuldu ve savaş sonrası Nürnberg’de Höss aleyhine tanıklık yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.