TÜR: Dram, Romantik, Bilim Kurgu. SÜRE: 108 Dk. ÜLKE: Amerika. YAPIM YILI: 2004. imdb: 8,3. Tomatometer: %92…
Herhangi bir ilişkinin inişlerini, çıkışlarını kısaca anatomisini gayet ilginç bir şekilde konu alan Sil Baştan, “sıradan” çekimleri, doğal anlatımıyla oldukça gerçekçi ve başarılı bir romantik, dram ve bilim kurgu filmi.
Filmi yıllar sonra tekrar izlediğimde, ilk izlediğim günlerdekilerle aynı şeyleri hissetmem de herhalde filmin başarısının bir kanıtı. En azından benim için. 🙂
Konu
Clementine Kruczynski (Kate Winslet) ile Joel Barish (Jim Carrey) bir kumsalda tanışırlar. Birbirlerinden çok farklıdırlar. Joel, içine kapalı ve mantıklı; Clementine, dışa dönük ve içgüdüleriyle hareket eden biridir. Birbirlerini severler. Sonra zamanla sorunlar başlar.
Hakkında
Charlie Kaufman, Michel Gondry ve Pierre Bismuth’un senaryosunu yazdığı Sil Baştan’ın yönetmen koltuğunda Michel Gondry oturuyor.
En İyi Kadın Oyuncu (Kate Winslet) ve En iyi Senaryo dallarında Oscar’a aday gösterilen yapım En İyi Senaryo’da mutlu sona ulaştı. Yapım ayrıca En İyi Senaryo ve kurgu dallarında BAFTA’da ödül kazandı.
20 milyon dolar bütçesi olan yapım 74 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.
Sil Baştan imdb’nin en iyi 250 film listesinde üst sıralarda yer alıyor.
Ivır Zıvır
Filmin adı, didaktik şiirleriyle ünlü şair Alexander Pope’un yazdığı Eloisa to Abelard isimli aslı çok daha uzun olan şiirinin bir bölümünden alınmıştır. Bu şiir Charlie Kaufman’ın John Malkovich Olmak’da (Being John Malkovich) da kullanılmıştır. Dörtlük şöyle;
“Ne mutludur suçsuz bakirenin dostları.
Unutulan dünyadan, dünya unuturken.
Lekesiz zihnin sonsuz ışığını.
Her dua kabul olunmuş ve her istek bırakılmış.”
Filmin fikri, Michel Gondry’ye arkadaşı sanatçı Pierre Bismuth tarafından getirildi ve “Postadan bir kart alıyorsun: tanıdığın biri seni hafızasından silmiş.”
Charlie Kaufman’ın senaryosu ve Michel Gondry’nin görsel konseptleri yakından takip etmesine rağmen, oyunculara birçok doğaçlama şansı verildi. Elijah Wood ve Mark Ruffalo kapsamlı bir şekilde doğaçlama yaptılar ve Jim Carrey ile Kate Winslet arasındaki diyaloğun çoğu, ikisinin gerçek hayattaki ilişkilerinin ve kalp kırıklıklarının hikâyelerini paylaşarak yakınlaştıkları videoya kaydedilmiş prova seanslarında oluştu.
Tren sahnesinde Kate Winslet, Jim Carrey’e tokat atıyor. Bu sahnelenmiş veya planlanmış bir şey değildi ve Carrey’nin tepkisi gerçek bir şaşkınlıktı.
Joel kafasındayken ve silme işlemi seansını ziyaret ederken, iki Joel’i bir sahnede göstermek için hiçbir özel efekt kullanılmadı. Jim Carrey, çekimde olmadığı zamanlarda şapkasını ve ceketini çıkarıp hızla sandalyeye oturdu ve tam tersi, ayağa kalkması gerektiğinde ise tam tersini yaptı.
Clementine’in bir anda ortadan kaybolduğu kısım, Gondry’nin filmin en sevdiği anlarından biri çünkü Jim Carrey, Kate Winslet’in ortadan kaybolacağını bilmiyordu ve Carrey’nin yüzü çok üzgün göründüğü için Gondry bundan hoşlandı.
Kate Winslet, Empire Magazine’e bu filmdeki performansının onun en sevdiği performans olduğunu söyledi.
Bu filmdeki en tuhaf ve büyüleyici sahnelerin neredeyse tamamı eski moda kamera, kurgu, ışıklandırma ve dekor ve set hileleriyle yaratıldı. Dijital efektlerin kullanımı çok sınırlıydı. Joel’in çocukken olduğu çarpıcı mutfak sahnesi, Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde kullandığı bazı teknikler kullanıldı.
Stan (Mark Ruffalo), Mary’yi (Kirsten Dunst) korkuttuğunda, Michel Gondry, Ruffalo’dan onu gerçekten korkutmak için her çekimde farklı bir noktada saklanmasını istedi.
Clementine’in saçı, doğal saç rengi gibi görünen mavi, turuncu, kırmızı, yeşil ve kahverengi gibi birkaç renk değişikliğinden geçiyor. Bu, izleyicinin Joel ile olan ilişkisinin olay örgüsüne karşılık geldiği yeri takip etmesine yardımcı olması için tasarlandı.
Kate Winslet’in farklı saç renkleri, boyayarak değil, peruklarla elde edildi. Film art arda çekilmediği için bazen aynı gün içinde farklı renklere sahip olmak zorunda kalıyordu, bu yüzden boyamak pratik olmuyordu. Bildirildiğine göre, kırmızı olan onun favorisiydi.
Mark Ruffalo’ya göre Stan (Mark Ruffalo) ve Mary’nin (Kirsten Dunst) Joel (Jim Carrey) biliçsiz bir şekilde uzanırken iç çamaşırlarıyla yatakta dans ettikleri sahne doğaçlamaydı.
Normalde Joel’in eski kız arkadaşı Naomi (Ellen Pompeo) ile bir gecelik ilişki yaşadığını içeren bir sahne vardı fakat filmin son halinde silinmesine karar verildi.
Kate Winslet ile kaydedilen seanslarda Jim Carrey, sahneye o kadar çok daldığında yanlışlıkla kayıt cihazını mahvetti ve odanın diğer tarafına fırlattı.
Mark Ruffalo ve Kirsten Dunst ile bir seks sahnesi çekildi, ancak uzunluğu nedeniyle kesildi.
***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***
“Gerçek” Clementine, yani Joel’in hayal gücünün bir ürünü ya da hatırası olmayan, filmde yalnızca yaklaşık yirmi dikaka yer alıyor ve mavi saçından anında tanınabiliyor.
Orjinal senaryoda savaş alanında ölen arkadaşını gören bir asker ve genç yaşta tecavüze uğrayan bir kız da dâhil olmak üzere, insanların silinmesini istediği anıların bir montajı yer alıyordu. Senaryodan çıkarılan bir başka alt konu da Mary’nin (Kirsten Dunst), Howard’ın (Tom Wilkinson) ilişkiden sonra ona kürtaj yaptırdığını öğrenmesiydi ve bu da onun hafızasını silme arzusuyla sonuçlandı.
Senaryonun farklı bir versiyonunda, Clementine ve Joel’in sonsuz bir silme ve tekrar bir araya gelme döngüsü içinde sona eriyor. Son sahnede, yaşlı bir Clementine, Dr. Mierzwiak’ı ziyaret eder ve senaryo, izleyiciyi “elli yıl öncesine uzanan, tümü Joel Barish’i içeren önceki silmelerin on beş tarihinin bir listesini” gösteren bir bilgisayar ekranını görmeye çağırır. Filmde kullanılan gerçek son, bunun yerine çok daha iyimser bir notla bitiyor.
Filmin başlangıcının hikâyenin sonu olduğuna dair erken bir ipucu, Joel’in anlatımda başlangıca doğru çalışmayı atladığında 2004 Sevgililer Günü olduğunu söylemesi, ancak Clementine ile olan anılarından birinde Kasım 2003 olduğunu söylemesidir.