Romanyalı panflüt virtüözü Gheorghe Zamfir’i, ki aslında ismini öğrenmem çok uzun yıllar sonradır çünkü ben sadece Zamfir olarak biliyordum ve bu nedenle Romen değil Hintli falan olduğunu sanırdım, çocukken Ömür Abimin sürekli dinlediği ve benim de zamanla aşina olduğum New Age ve enstrümantal müzik kasetlerinden biliyorum.
Yıllar içinde adını unuttuğum Zamfir’i sinemada Kill Bill’i izlerken yeniden bulmuş, bangır bangır çalan The Lonely Shepherd ile tüylerim ürpererek çocukluğuma, Başçavuş sokaktaki annemlerin evindeki odama geri dönmüştüm…
“Yalnız Çoban” dışında çok da bestesini bilmediğim Zamfir ile Cansın, Defne ve Sinan’la Amsterdam’da dolaşırken bir kere daha karşılaştık. 3 Euro’ya sanatçının L’extraordinaire Flute De Pan De albümünü alıp Defne’nin evine dönünce büyük bir heyecanla başlata bastım. Kimi zaman yavaş kimi zaman hareketli panflüt melodilerine bayıldım ve albümü plak koleksiyonuma eklemiş oldum.
Albümden birkaç öneri;
Rustemul ca la listeava
Mult Mà-ntreaba Inima
Pàscui Calul Pe Razoaze
Mandrele