3 Temmuz’dan bugüne kadar geçen sürede, Türk futbolunun içine yerleşmiş olan şike ve teşvik illetini, ilelebet uzaklaştırmak için, tüm sorumlu mercilerimiz üzerlerine düşen görevleri eksiksiz olarak yaptılar.
Türk futbolunun kafa takımı, gerçeğe ulaşmak için çok titiz bir şekilde çalıştı. Soruşturma kapsamında adı geçen tüm kulüp ve kişilerle görüştü. Bu işin tepesinde yer alan UEFA ve FIFA ile sürekli görüşülerek fikir alışverişinde bulundu. Dünya futbolunda yaşanan benzer olaylar didik didik incelendi ve ülkemizde yaşanan olayla örtüşen ve örtüşmeyen yönlerine bakıldı. Özellikle Süper Lig takımları ile yapılan görüşmelerde, işin ciddiyeti ve ileride yaşanabilecek olan sıkıntılar anlatıldı. Onlardan sakin olmaları ve kendilerine olan güvenmelerini korumaları istendi.
Bu çetrefilli süreçte, Türk futbolunun marka değerinin ve itibarının ne pahasına olursa olsun korunacağı, bu değeri düşürmek isteyen kişi ya da kulüplerin gerekli cezaları alacakları, yapılan soruşturmanın sonuna kadar gidileceği her fırsatta vurgulandı. Yapılan tüm çalışmalar sırasında olabildiğince şeffaf davranıldı. Sürekli olarak kamuoyu gelişmelerden haberdar edildi.
Fakat sürecin uzaması üzerine, başarısız olduğunu düşünen Federasyon Başkanı istifasını verdi. Bu aşamada kulüpler, daha azimli, daha cefakâr ve daha güçlü bir adayı Federasyon Başkanı seçerek, bu hassas konudaki ciddiyetlerini sergilediler.
Yeni başkan koltuğa oturmadan UEFA ile görüşeceğini, kimseye taviz verilmeyeceğini ve Türk futbolunu korumak için gereken her şeyin yapılacağını açıkladı. Ardından, sürecin daha temiz bir şekilde ilerlemesi için Futbol Disiplin Talimatında gerekli düzenlemeleri yaptı.
Ve sonunda zorlu virajın sonuna geldik. Dün oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçının ardından gece 2 sularında çalışmalarını tamamlayan PFDK, ivedi bir şekilde aldığı kararları açıkladı.
PFDK, bazı futbolcuların ve yöneticilerin maçlardan önce şike teşebbüslerinde bulunduklarını ama bu girişimlerin (şükür!) sahaya yansımadığını tespit etmişti. Bu yüzden, bahsi geçen yönetici ve futbolculara en ağır cezalar verilerek, bundan sonra yaşanacak benzer olayların önüne geçmesi sağlandı. Ayrıca, Futbol Disiplin Talimatında son anda yapılan kritik düzenleme ile birlikte hiçbir kulüp ya da başkan ceza almadı. Böylece ülke futbolunda yaşanacak olan kaosun da önüne geçilmiş oldu. Türk futbolun itibarı ve marka değeri sonuna kadar korundu.
Bu kararla birlikte soruşturmanın Türkiye’deki ayağı tamamlanmış oldu. Türk futbol kamuoyu alınan bu kararlardan ötürü son derece tatminkâr bir şekilde gelecek sezonu iple çekmeye başladı bile.
Gelinen noktada, Türk futbolunun kafa takımı, ellerini birbirine kenetleyip, yaptıkları bu titiz çalışmayı UEFA’nın yutup yutmayacağını beklemeye başladılar…