TÜR: Biyografi, Tarih, Dram. SÜRE: 156 Dk. ÜLKE: Almanya, İtalya, Avusturya. YAPIM YILI: 2004. imdb: 8,3. rottentomatoes: %91.
2005 yılında Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ına aday olan Çöküş, Adolf Hitler’in Rusların Berlin’i kuşatması sırasında, sığınağında geçirdiği son 10 günü konu ediniyor.
O günleri birebir yaşayan 5 kişinin anılarından senaryolaştırılan filmde; bir döneme damgasını vuran ve tüm dünya düzenini değiştiren Hitler’in, kuşatma altındaki Berlin’de sıkışıp kaldığı sığınağında, yaşadıklarını izlemek oldukça ilginç. Sürekli gelen kötü haberler üzerine subaylarını suçlayan açıklamaları, bağırıp-çağırmaları, hala güçlü bir orduya sahipmiş gibi planlar yapıp emirler yağdırması, başarısızlıklar yüzünden subaylara idam cezaları vermesi ve bu sırada etrafındakilerin Hitler’e olan bakış açıları. Nazileri konu alan filmlerde çok da işlenmeyen bir bölümü konu ediniyor olması da Çöküş’ü özel kılmaya yetiyor. Nazilerin son 10 günü!
Hitler’i canlandıran 1941 doğumlu Bruno Ganz inanılmaz bir performans sergiliyor.
Konu
Nazi Almanyası’nın führeri Adolf Hitler, yaşantısının son günlerinde Berlin’deki sığınağında generalleri ile beraber bulunmaktadır. Bu arada, Kızıl Ordu’nun Berlin’i kuşatması son hız sürmektedir. Alman ulusunun çöküşü hızla yaklaşmaktadır ancak Hitler yenilgiyi kabul etmemektedir.
Hakkında
Oliver Hirschbiegel’in yönettiği filmi, 5 görgü tanığının kitaplarından Bernd Eichinger tarafından senaryolaştırıldı.
Bu kitaplar şöyle; Hitlerin özel sekreteri Traudl Junge’in “Until the Final Hour”, tarihçi Joachim Fest’in “Inside Hitler’s Bunker”, Alman Silahlanma Bakanı ve Hitlerin en yakın arkadaşlarından biri olan Mimar Albert Speer’in “Inside the Third Reich”, Alman subayı Gerhardt Boldt’in “Hitler’s Last Days: An Eye–Witness Account”, askeri doktor Ernst-Günther Schenck’in “Das Notlazarett Unter Der Reichskanzlei: Ein Arzt Erlebt Hitlers Ende in Berlin” ve Alman subayı Siegfried Knappe’in “Soldat: Reflections of a German Soldier, 1936–1949”.
2005’te Yabancı Dilde En iyi Film Oscar’ına aday olan film ödülü İspanyol yapımı İçimdeki Deniz’e (Mar Adentro / Sea Inside) kaptırdı.
Film toplam 45 ödüle aday olup bunların 24 tanesini kazandı.
8,3 ortalama puanı ile imdb’nin en iyi 250 listesinde yer alan yapım, rottentomatoes’da %91 taze olarak değerlendiriliyor.
13,5 milyon Euro bütçesi olan film, 73 milyon Euro gişe hasılatı elde etti.
Ivır Zıvır
Yazar Giles MacDonogh, 1940’da Dunkirk yakınlarında yaşanan ve İngiliz savaş esirlerinin katledildiği Wormhoudt katliamının yürütücüsü Wilhelm Mohnke ve 1938’de medikal bitkilerle toplama kampındaki insanlar üzerinde deneyler yapıp ölmelerine sebebiyet veren Ernst-Günther Schenck’in filmde çok sempatik görünmesini eleştirdi. Yönetmen Çöküş’ün DVD’sinde yer alan yorumunda, her iki Nazi’nin de bahsi geçen olayları gerçekleştirdiği konusunda kesin bir kanıt olmadığını dile getirdi.
Alman yönetmen Wim Wenders, filmin tarihi gerçeklere uyması için tüm ekibiyle çok ayrıntılı bir şekilde çalışmış ve filmin, “ne hakkında konuştuğumuz biliyoruz” mesajı vermesini istedi.
2. Dünya Savaşı sırasında, ciddi bir tehlike karşısında Almanların esir alınmak yerine kullandıkları siyanür kapsüllerinin büyük bir çoğunluğu toplama kamplarında üretildi. Birçok Alman, tehlike karşısında siyanür içip ardından kendilerini vurarak ölmeyi kesinleştirmek istediler. Adolf Hitler de, böyle bir tehlike yaşamamak adına, kullanacağı siyanür kapsülünün gerçek olup olmadığını anlamak için, önce zehri çok sevdiği köpeği Blondi üzerinde denemiş ve köpek zehirlenince kendisi de içti.
Bruno Ganz’ın rolüne hazırlanmasını sağlayan en önemli şeylerden birisi, Adolf Hitler’in Sovyet ordularına karşı çarpışan Finlandiyalı müttefiki feldmareşal Gustaf Mannerheim ile yaptığı ve çok az bilinen bir görüşme kaydı. 4 Haziran 1942 tarihli kayıtta Hitler, Mannerheim’ın 75. yaş gününü kutluyor. Finlandiyalı ajanlar kaydı, gizlice bir tren vagonunda yaptılar ve Hitler’in fotoğraflarını da çekmeyi ihmal etmediler. Kaydın yaklaşık 11 dakikasında Hitler, gayet sakin ve rahat bir şekilde savaşın nasıl gittiğinden bahsediyor. Kaydın iki kopyasından biri 1992 yılında bulundu ve bilim adamları ve tarihçiler tarafından defalarca incelendi.
Bruno Ganz rolüne hazırlanmak için İsviçre Hastanesinde Parkinson hastalarıyla çalıştı.
Bruno Ganz, Hitler’in farklı Avusturya aksanını öğrenmek için Hitler gibi yukarı Avusturya’lı bir aktörle çalıştı.
Filmin dış çekimlerinin büyük bir bölümü Saint Petersburg’da yapıldı. Bunun en büyük sebeplerinden biri, şehirde birçok Alman mimarisinin örneklerinin bulunması, diğeri ise sokaklarda modern reklamların çok az ya da hiç bulunmamasıydı.
Nazi Almanyası döneminde Propaganda Bakanı olarak görev yapan Joseph Goebbels’in eşi Magda Goebbels, bir sahnede ilk eşi fabrikatör Günther Quandt’dan olma oğlu Harald Quandt’tan gelen bir mektubu okuyor. Teğmen Quandt, Goebbels’in savaştan kurtulan tek çocuğuymuş ve 1944’de İtalyanlar tarafından yaralı olarak ele geçirilmiş. 1947’de serbest bırakılmış ve 1967’de uçak kazasında öldü.
Corinna Harfouch canlandırdığı Magda Goebbels’in çocuklarını uyutma bahanesiyle “ilaç” verdiği ve zehirlediği sahnenin çekimlerinde oldukça kötü hissettiğini söyledi. Bruno Ganz (Hitler) da Goebbels’in çocuklarının şarkı söyleyip ortalarda koşuşturdukları sahnelerin çekimlerinde (sonradan olacakları bildiği için) benzer bir şekilde hüzün yaşadığını ifade etti.
Filmin Almanya’daki galası sırasında izleyicilerin büyük bir bölümü gözyaşlarına boğulmuş. Neredeyse tüm seyirciler ışıklar açılana kadar oturdukları yerden kalkamadı.
Bruno Ganz, ilk başta Hitler’i canlandırmayı istemedi. Fakat Albin Skoda’nın Hitler’i canlandırdığı Der letzte Akt’ı (1955) izledikten sonra oynayabileceğine karar verdi.
Schenck’u oynayan Christian Berkel’in babası savaş sırasında doktormuş ve Ruslar tarafından tutuklanıp sonrasında serbest bırakıldı. Anne tarafı Yahudi’ymiş ve büyük annesi ile iki kuzeni dışında tüm akrabaları kamplarda kayboldu.
Filmde gerçek hayattan 37 kişi canlandırılmış ve film yayınlanana kadar hayatta olan tek kişi Kıdemli Takım Lideri ve Adolf Hitler’in kuryesi, koruması ve telefon operatörü Rochus Misch. Misch 2013’de hayatını kaybetti.
Filmde Hitler’in subaylarına bağırdığı sahne, farklı altyazılar ekleyerek birçok komedi videosunun malzemesi oldu. “Hitler Xbox Live’dan banlanınca”, “Nashville’deki gaz krizi”, “Harry Potter ve Melez Prens’in yayın tarihi gecikince”, “ilk Avatar fragmanı sonrası fanların hayal kırıklığı” bunlardan birkaçı.
Dip Not: 26 Ağustos 2011’de yayımlandı, 6 Ocak 2015’de güncellendi.