Saraybosna, Konjic, Mostar, Blagay, Pocitelj, Kravice, Herceg-Novi, Perast, Kotor, Sveti Stefan, İşkodra Gölü, Petrovac – Bölüm 5

 

15 Temmuz 2015, Old Town, Kotor -06-
Old Town, Kotor

15 Temmuz 2015, Çarşamba (Kotor, Sveti Stefan, İşkodra Gölü, Petrovac)

15 Temmuz 2015, Old Town, Kotor -05-
Old Town, Kotor

Adet olduğu üzere sabah 8 gibi kalkıp kale içinde dolaşmaya başladım. Ortalıkta kimselerin olmaması mekânın atmosferini daha da güzelleştiriyordu.

15 Temmuz 2015, Aziz Tryphon Katedrali, Old Town, Kotor
Aziz Tryphon Katedrali

Kaleden aşağıya doğru baktığımda kulelerini gördüğüm Aziz Tryphon Katolik Katedrali (Katedrala Svetog Tripuna / Cathedral of Saint Tryphon, 809) oldukça güzel görünüyordu. Üzerinde yer alan üç haneli 809 rakamının, dört haneli tarihlere alışmış bünyem için yapım tarihi olduğunu algılamam biraz zaman aldı doğrusu.

15 Temmuz 2015, Pima Malikanesi, Old Town, Kotor
Pima Malikanesi

Yapıların üzerinde bulunan yer adı ve yapım tarihi bilgileri oldukça güzel düşünülmüştü. Mesela bu yapının 17.yy’dan Pima ailesinin malikânesi olduğunu yazılar olmasaydı muhtemelen hiçbir zaman öğrenemezdim.

15 Temmuz 2015, Saat Kulesi, Old Town, Kotor

Saat Kulesi’nin (Clock Tower, 17.yy), yanındaki evlerle aynı sırada olması ve yüksekliğinin de aynı olması ilginç bir ayrıntıydı.

15 Temmuz 2015, Aziz Luke kilisesi, Old Town, Kotor
Aziz Luke Kilisesi

Roma ve Bizans mimarisinde inşa edilmiş olan Aziz Luke Kilisesi (Church of Saint Luke, 13yy), minyon görüntüsüyle oldukça ilgi çekiciydi.

15 Temmuz 2015, Aziz Nicholas Sirp Ortodoks Kilisesi, Old Town, Kotor
Aziz Nicholas Sırp Ortodoks Kilisesi

Aziz Nicholas Sırp Ortodoks Kilisesinde (St. Nicholas Orthodox Church, ) Sırp bayrağı dalgalanıyordu.

15 Temmuz 2015, Old Town, Kotor -03-
Old Town, Kotor

Kalenin içinde ve dışında büyük objeler yer alıyordu. Bunlardan biri de dev mandallarla asılmış dev giysilerdi.

15 Temmuz 2015, Old Town, Kotor -04-
Old Town, Kotor

Kalenin üçüncü kapısından dışarı çıktığımda, ortaçağ filmlerinde olduğu gibi (şu an sığ olsa da) etrafının suyla çevrili olduğunu gördüm.

15 Temmuz 2015, Old Town, Kotor -02-
Old Town, Kotor
15 Temmuz 2015, Old Town, Kotor -01-
Old Town, Kotor

Dönüş yolunda, fırından aldığım yiyeceklerle kahvaltı yaptıktan sonra Karadağ’da en çok görmek istediğim yer olan, 32 km uzaklıktaki Sveti Stefan’a doğru yola koyulduk.

15 Temmuz 2015, Sveti Stefan, Karadag -01-
Sveti Stefan

Sveti Stefan’da arabayı park ettikten sonra üzerinde eski bir kasaba bulunan adanın görüntüsü gerçekten nefisti.

15.yy’da ana karayı Türk saldırılarından korumak için kurulan adacık üzerindeki köyde ilk zamanlar sadece 12 aile yaşıyormuş. 1800’lerde nüfus 400 kişiye ulaşmış. Tito rejimi sırasında (1953-1980), zenginler için bir tatil kasabasına dönüştürmek için adacıkta yaşayanlar, ana karaya yerleştirmişler. Günümüzde de oldukça pahalı otellerden biri adacığı işletiyor.

15 Temmuz 2015, Sveti Stefan, Karadag -02-
Sveti Stefan

15 Euro ödeyerek en arka sıradan iki tane şezlong kiraladık. En öndeki sıra 35 Euro idi. Deniz tıpkı Herceg-Novi’de olduğu gibi hafif soğuktu ama bir o kadar serinleticiydi.

Deniz oldukça temizdi ve dibimize kadar gelen balıkları izliyorduk.

15 Temmuz 2015, Deniz Fayansi, Sveti Stefan, Karadag
Deniz Fayansları, Sveti Stefan

Hem denizde, hem de kıyıda deniz fayansı aradım ve birkaç tane güzel parça buldum.

15 Temmuz 2015, Sveti Stefan, Karadag -03-
Sveti Stefan

Denizden çıktıktan sonra kısa bir gezintiye çıktım. Bir hafta önce Efe’den nefis bir görüntüsü olan adanın tamamının bir hotele ait olduğunu öğrenmiştim. Görevliye “gezebilir miyim?” diye sorduğumda, sadece saat 2’de, 20 Euro karşılığında gezebileceğimi öğrendim.

15 Temmuz 2015, Sveti Stefan, Karadag -04-
Sveti Stefan

Yan plaj da tamamen otel sakinlerine ayrılmıştı. Şezlong kirası da 75 Euro idi! Ben de sadece kıyıda yürüyüp fotoğraf çekmek istediğimi söyledim ama görevli, “insanlar burada olmak için çok para veriyorlar, kusura bakmayın” diyerek girmeme izin vermedi.

15 Temmuz 2015, Skadar Golu, Karadag -01-
Skadar Gölü

14.30 civarında ikinci durağımız olan Skadar Gölü’ne (Skadarsko Jezero / Lake Skadar / İşkodra Gölü) doğru yola koyulduk. 38 km uzaklığındaki yolculuğumuz sırasında hem yukarı doğru tırmanıyor, hem de bol bol virajdan geçiyorduk. Hatta bir tanesinde, araba yarışlarında bulunan 8 şeklindeki virajlardan birinden geçtik. Benim için enteresan bir andı!

15 Temmuz 2015, Lesendro Kalesi, Skadar Golu, Karadag
Lesendro Kalesi, Skadar Gölü

18.yy’da Türk saldırılarından korunmak için, Karadağ prens-psikoposu II. Petar Petrovic-Njegoš tarafından inşa edilen ve 1843’te Osman Paşa tarafından fethedilen, göl üzerindeki Lesendro Kalesi’ne ulaşıp arabayı park ettiğimizde, kaleye ancak botlarla gidildiğini öğrendik.

15 Temmuz 2015, Skadar Golu, Karadag -02-
Skadar Gölü

Botlarla 20’şer Euro karşılığında yaklaşık 90 dakikalık bir gezi yapılıyordu ve kaleye de uğranıyordu ama dönüş yolunu düşünerek sadece biraz etrafta takılıp dönmeye karar verdik.

Eklenti Notu: (29 Ocak 2017’de Burdur’dan dönerken İşkodra gölü muhabbeti geçerken Atilla Uras, güzel bir şiveyle şu hikayeyi anlattı; “Bayağı az, düştük yola. 300 kişi. Kalabalık Türkler kesti yolumuzu. 3 kişi. Malları istediler verdik. Atları istediler verdik. Kadınları istediler. “Olmaz harp ederiz” dedik. 50 ölü 50 yaralı hepsi bizden. Kadınları verdik canları kurtardık.” kahkahalar attık…)

Bir sonraki durağımız, Karadağ’ın simge fotoğraflarından biri olan ve 25 km uzağımızdaki Rijecani’den görünebilen, göl üstündeki ada idi. Ama hem dönüş yolunu ve hem de virajlı yolları düşünerek planı iptal ettik ve Karadağ’daki son durağımız olan Petrovac’a doğru yola koyulduk.

15 Temmuz 2015, Petrovac, Karadag -02-
Petrovac

30 kilometre sonra Petrovac sahilindeydik. Yiyecek bir şeyler söyleyip deniz kenarındaki bir kafeye otururken ben üzerimi değiştirip son bir kez denize girmeye karar verdim. Plaj inanılmaz kalabalıktı. Ama deniz yine hafif soğuk, ferahlatıcı ve çok temizdi.

15 Temmuz 2015, Petrovac, Karadag -01-
Petrovac

Kıyıda yüzerken üzerinde mavi şeritler olan çok güzel bir balık ve irice balıklar gördüm. Gerçekten çok güzeldi. Plajın karşısında görünen iki kayalıktan birinin üstünde bir kilise bulunuyordu. Garipti.

Dönüş yolundan Budva’dan geçerken korkunç bir trafikle karşılaştık. 22 kilometremiz vardı ve nerdeyse 10 dakikada sadece 1 km ilerleyebiliyorduk. Etrafta polis memurları ve siren çalarak ters yönde hızlıca ilerleyen zırhı polis arabalarını görünce iyice meraklanmaya başlamıştık. 5-6 km gıdım gıdım ilerledikten ve deniz kenarında büyükçe bir çadır kampını gördükten sonra yol açıldı. Bu sırada sahil şeritleri kapatılan karşı taraftaki kuyruk nerdeyse 3-4 km uzunluğundaydı. (Bir sonraki gün Bayram, muhtemelen Abromovic gibi bir ünlünün geldiğini ve yolu kesmiş olabileceklerini, buralarda bu tarz durumların çok normal olduğunu ama yine de 3-4 km uzunluğundaki trafiğin bir yandan da pek normal görünmediğini söyledi.)

Akşam aynı park yerine gidip arabayı park ettik. Ama bu sefer hiç İngilizce bilmeyen yaşlı bir görevli vardı. 10 Euro’yu uzattığımda bana kendi dilinde bir şeyler söyledi ve parayı almadı. Yanında bulunan orta yaşlı adam çat pat İngilizcesiyle bize yardım etmek istiyordu. Yaşlı adam “yarın arabayı saat 7 de alın” dedi. Biz de bugün olduğu gibi yarın da saat 10’da alabileceğimizi söyledik. Adam bunun üzerine ipleri kopartıp bizle hiç göz teması kurmadan bağıra çağıra konuşmaya başladı. Yanındaki adam da bize çeviri yaparken adamın tavrına şaşırıyordu. Bir süre “olmaz” dedikten sonra. En son “kaç lira istiyor?” diye sordum. “Gidin” diyor dedi. İyice şaşırmıştık ama yapacak bir şey yoktu. Başka bir park yeri öğrenip arabaya atladık ve biraz daha uzakta olsa da arabayı oraya park ettik.

15 Temmuz 2015, Old Town, Kotor, Karadag
Kale, Kotor

Kale surlarını çevreleyen suda yer alan köpekbalığı, akşam oldukça enteresan görünüyordu.

Kaleiçindeki meydanlardan birinde ve kalenin çıkışındaki bir mekanda açık alana koyulmuş büyükçe hoparlörden canlı DJ performanslarının yapılması oldukça ilginç ama güzel görünüyordu.

Akşam yemeğinde hayatımda ilk kez kalkan balığı yedim. Buralarda böyle mi pişiriliyor ya da hep böyle mi oluyor bilemedim ama ızgara balığın derisi biraz fazla yanmıştı. Ama yine de et lezzetliydi.

16 Temmuz 2015, Perşembe (Kotor, Saraybosna)

Sabah kalkıp yiyecek bir şeyler aldıktan sonra, gezinin en uzun ve son yolculuğu için hazırlıklara başladık. Sygic, ilginç bir şekilde Saraybosna’ya kadar giden, çok daha kısa bir güzergâh gösteriyordu. Buradan gitmeye heveslendik ama yine de Bayram’a sormaya karar verdik. Önce internetten ekran görüntüsünü attım, ardından da mesaj gönderdim. Tam çıkmak üzereyken Bayram’dan, “aman abi sakın, oradan bir kere döndüm, yollar çok kötü, siz gittiğiniz yoldan geri dönün” cevabını alıp Sygic’i Herceg-Novi’ye ayarlayıp yola çıktık. (Akşam Bayram, yolun inanılmaz virajlı köy yolu olduğunu ve oradan ancak 12 saatte Saraybosna’ya gelebileceğimizi söyleyince, hayatımızı kurtardığını anlayacaktık.)

16 Temmuz 2015, Stolac, Bosna-Hersek

Sınır kapısından Bosna’ya girdikten sonra dinlenmek için bir yer ararken, gittiğimiz yolu doğrulamak için karşımıza çıkan ilk yerde durduk. Doğru yolda olduğumuzu öğrenince oturmaya karar verdik.

18 Temmuz 2015, Coca Cola Bosna 100. Yil Serisi

Büfede Coca Cola’nın 10 parçalık, 100. Yılı serisinin, depozitolu cam şişe olarak Bosna’da da çıktığını görüp, burada bulunan 8 tanesini satın aldım.

16 Temmuz 2015, Zdrava Voda, Bosna-Hersek
Zdrava Voda

İkinci ve son molamızı, Bayram’ın önerdiği Jablanica’daki iki yerden biri olan Zdrava Voda’da yaptık ve kuzu tandır yedim. Manzara çok güzeldi ve et lezzetliydi ama hemen dışarı yapılan kuzu çevirme nedeniyle ortam çok ağır et kokuyordu. Burada yediğim en güzel şey ise, hafif şeker şerbetli, ortasında ezilmiş ceviz ve üstünde krema bulunan elma tatlısı Tufahije idi. Gerçekten çok lezizdi.

Saat 9.50’de çıktığımız yolculuğumuzu 17.20’de havaalanında sonlandırdık. 6 gün boyunca toplam 1000 km yaptık ve 57 Euro (165 TL) benzin parası ödedik. Arabayı teslim ettikten sonra görevli bize taksi bulmaya çalıştı ama bulamayınca aynı arabayla bizi Franz Ferdinand’a bıraktı.

Odaya yerleştikten sonra para bozdurmak için Başçarşı’ya indim ve ufak bir gezinti yaptım. Oruç ayının son günü olduğu ve sonraki gün bayram başladığı için Türkiyeden gelen turist sayısı artmıştı. TRT, Gazi Hüsrev Bey Camii’nin içine bayram günü canlı yayın yapmak için kameralarını kuruyordu.

16 Temmuz 2015, Savas ve Baris Sergisi, Gazi Husrev-Begova Medresa, Saraybosna, Bosna-Hersek -01-
Balkanlarda Savas ve Baris Sergisi

Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nde “Balkanlarda Savaş ve Barış” adlı bir fotoğraf sergisi vardı.

16 Temmuz 2015, Savas ve Baris Sergisi, Gazi Husrev-Begova Medresa, Saraybosna, Bosna-Hersek -03-
Balkanlarda Savas ve Baris Sergisi
16 Temmuz 2015, Savas ve Baris Sergisi, Gazi Husrev-Begova Medresa, Saraybosna, Bosna-Hersek -02-
Balkanlarda Savas ve Baris Sergisi

Ağırlıklı olarak savaş sırasındaki çocuk fotoğraflarının yer aldığı sergi oldukça ilgi çekiciydi.

16 Temmuz 2015, Gazi Husrev-Begova Medresa, Saraybosna, Bosna-Hersek

Sergiden çıkıp medrese içinde dolaşıp fotoğraf çekerken, bankta oturmuş bir adamın Boşnakça bana seslendiğini fark ettim. Yanına gittiğimde Boşnakça konuşarak ve el kol hareketleriyle bana “neden bizim fotoğrafımızı çekmiyorsun?” dediğini anladım. Şaşırmıştım ama “olur” dedim ve karşılarına geçtim. Kadınlar önce utansalar da sonrasında poz verdiler ve bu güzel kareyi çektim. Ardından adam teşekkür etti. İlginçti.

16 Temmuz 2015, Saat Kulesi, Saraybosna, Bosna-Hersek
Saat Kulesi

Bir ara Saat Kulesi’ni (Sahad Kula / Clock Tower, 17.yy) gözüme kestirdim ama etrafında iki kere dönmeme rağmen bir türlü girişini bulamadım ve bir fotoğraf çekip otele geri döndüm.

Akşam Bayram’ın önerisiyle Cevabzinica Zeljo 2’de bir tane Ćevapčići (Boşnak köftesi) ve bir tane Pleskavica (burger köftesi şeklinde) söyledik. Lavaş ve soğanla servis edilen yiyecekler harikuladeydi. Yanına büfede duran cam bardaktaki ayrandan istedik ama bardakta aslında soğuk yoğurttu. İlk kez yemek yanında bardaktan yoğurt içtim gerçekten ilginç ve güzeldi. Evde de denemeye karar verdim. (Bayram akşam buluştuğumuzda yediğimiz köftede ekmek içi ve baharat kullanmadıklarını sadece et olduğunu söyledi. Bahar’da buralarda sütün birçok farklı ürnünün satıldığını anlattı. Herhalde zamanımız olsa hepsini denerdim:p)

Yemeğin ardından Bayram ve Baharla, Sönmeyen Ateş’in yanındaki Hecco Hotel’in önünde buluştuk ve 9. kata çıktık. Saraybosna’yı kuşbakışı gören en iyi mekânlardan biriydi. Bir şeyler içtik, bol kahkahalı muhabbetler ettik ve elbette Saraybosna’yı izledik. Her şey çok güzeldi.

Başçarşı’da son bir tur atarken Bahar, Gazi Hüsrev Bey Camii önündeki çeşmeyi gösterip, “buradan su içenlerin bir kere daha buraya geleceğine inanılıyor” dedi. Biz de lıkır lıkır içtik.

17 Temmuz 2015, Kifla, Bascarsi, Saraybosna, Bosna-Hersek
Kifla, Saraybosna

Gece saat 1.30 civarlarında Bayram’a Saat Kulesi’nin girişini bir türlü bulamadığımı söyledim. O da bizi yapılardan birinin girişinden geçirerek kuleye götürdü ama asıl amacımız Kifla adı verilen hilal şeklindeki poğaçayı yemekti. Daha yeni fırından çıkan kifla, resmen pamuk gibi ve çok lezizdi. (Türkiye’ye dönükten sonra fotoğrafı anneme gösterirken, ‘keşke bir tane de buraya getirseydim’ diye hayıflandım.)

Saat 2’ye yaklaşırken otelin önüne geldik ama bol kahkahalı muhabbetimiz kesilmeden devam ediyordu. Bir süre sonra uyuyan insanları rahatsız etmemek adına, bir dahaki sefere Ankara’da ya da Saraybosna’da görüşmek üzere sözleşip vedalaştık.

17 Temmuz 2015, Cuma (Saraybosna)

17 Temmuz 2015, Saraybosna, Bosna-Hersek -01-
Saraybosna
17 Temmuz 2015, Saraybosna, Bosna-Hersek -03-
Saraybosna

Sabah kalkıp kahvaltı yaptıktan ve bavulları toplayıp görevliye emanet ettikten sonra son bir kez ama bu sefer ana caddenin diğer taraflarında dolaştık.

17 Temmuz 2015, Saraybosna, Bosna-Hersek -04-
Başçarşı

Ramazan bayramının ilk günü olduğu için, Başçarşı’nın birkaç yerinde “Bajram Šerif Mubarek Olsun” yazıyordu. Haliyle bana fazla Türkçe geldi. (Döndükten sonra Bahar bu konuda, “aynen böyle kullanıyorlar. Dün Boşnakça bir haber vardı. ‘Bajram šerif mubarek olsun aslında ne demek’ diye. Kalıp olarak yerleşmiş. Cevap olarak da, ‘Allahrazolah / Allah razı olsun’ diyorlar” diyerek bizi aydınlatacaktı.)

17 Temmuz 2015, Hecco Hotelden, Saraybosna, Bosna-Hersek -03-
Hecco Hotel’den, Saraybosna

Saraybosna’daki son durağımız bir kere daha, Hecco Hotel’in 9. katıydı. Son bir kez ve bu sefer gündüz gözüyle yüksekten Saraybosna’yı izledik.

17 Temmuz 2015, Hecco Hotelden, Saraybosna, Bosna-Hersek -01-
Hecco Hotel’den, Saraybosna

Arkadaki tepede duran küre şeklindeki televizyon alıcısını görünce, savaş yıllarında bombalandığı sahne aklıma geldi.

17 Temmuz 2015, Hecco Hotelden, Saraybosna, Bosna-Hersek -02-
Hecco Hotel’den, Saraybosna
17 Temmuz 2015, Hecco Hotelden, Saraybosna, Bosna-Hersek -04-
Hecco Hotel’den, Saraybosna
17 Temmuz 2015, Hecco Hotelden, Saraybosna, Bosna-Hersek -05-
Hecco Hotel’den, Saraybosna

Her şey çok güzel görünüyordu.

17 Temmuz 2015, Mali Princ - Bosnakca Kucuk Prens, Saraybosna, Bosna-Hersek

Hecco otelden çıktıktan sonra, Özgürlük Meydanı içinde kurulmuş kitapçılardan Yıldıray’a koleksiyonu için Boşnakça Küçük Prens kitabı aldık. Bu arada kitabın adında yer alan, (ilk kez Slovenya‘da öğrendiğim) küçük kelimesinin Mali olduğunu görünce, bir tane de bana hediye oldu.

14.05’te Saraybosna havaalanından THY (Yozgat) uçağına atlayıp önce İstanbul’a oradan da dev bir uzun yol uçağıyla (Zigana) Ankara’ya uçtuk.

17 Temmuz 2015, Saraybosna, Bosna-Hersek -02-
Saraybosna

6 günlük Bosna-Hersek, Karadağ gezisi her şeyiyle oldukça güzel ve eğlenceliydi. Bahar ve Bayram’la tanışmak bile başlı başına özeldi. Bu geziyi en farklı kılan ise Bosna-Hersek ile kültürel ve tarihsel olarak birçok ortak noktamız olduğunu yerinde keşfetmemizdi. Özellikle Bosna-Hersek bölümünde, sürekli savaş izlerinin ve anılarının peşimizde olması iç burkucuydu ama oralarda olmak gerçekten çok güzeldi.

Bosna, Karadağ Gezisi Çikolata Ganimetleri

Bir çikolata sever olarak, Bosna-Hersek ve Karadağ’da gördüğüm bakkal ve marketlerde çikolata reyonlarına göz gezdirdim ve yerel bir şeyler satın aldım. Bir tane de free shoptan edindim.

Hazırlarken bir sürü güzel yeri çekmediğimi anladığım, gezinin kısa bir filmi.

Saraybosna, Konjic, Mostar, Blagay, Pöçiteli, Kravice, Herceg-Novi, Perast, Kotor, Sveti Stefan, İşkodra Gölü, Petrovac – Bölüm 1’i okumak için tıklayın…

Saraybosna, Konjic, Mostar, Blagay, Pöçiteli, Kravice, Herceg-Novi, Perast, Kotor, Sveti Stefan, İşkodra Gölü, Petrovac – Bölüm 2’yi okumak için tıklayın…

Saraybosna, Konjic, Mostar, Blagay, Pöçiteli, Kravice, Herceg-Novi, Perast, Kotor, Sveti Stefan, İşkodra Gölü, Petrovac – Bölüm 3’ü okumak için tıklayın…

Saraybosna, Konjic, Mostar, Blagay, Pöçiteli, Kravice, Herceg-Novi, Perast, Kotor, Sveti Stefan, İşkodra Gölü, Petrovac – Bölüm 4’ü okumak için tıklayın…

Bundan önce gittiğim 10 ülke, sırasıyla şöyle: (1) İtalya (2008), (2) Vatikan (2008), (3) İspanya (2008), (4) Macaristan (2009), (5) Avusturya (2009), (6) Kuzey Kıbrıs (2010, 2010), Avusturya (2012, 2. Kez), (7) Slovenya (2012), (8) Portekiz (2013), (9) Hollanda (2013), (10) Belçika (2013)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.