Alt liglerden geldiği Bulgaristan Süper Ligi’nde fırtına gibi esen son üç sezonun şampiyonu, geçen sezon Avrupa Ligi’nde Lazio’yu saf dışı bırakan Ludogorets Razgrad başarılı öyküsünün üstüne ekleme yapmaya devam ediyor
Yazar: Mehmet Ali Çetinkaya
18 Haziran 2001’de Kuzeydoğu Bulgaristan’da, Deliorman olarak bilinen Türk bölgesinde yer alan (%27 ile Kırcaali’den sonra en yüksek Türk nüfusunun yaşadığı ve İstanbul hariç, Avrupa’nın en büyük camisi olan İbrahim Paşa Camii’nin bulunduğu) Razgrad’da, Aleksandar Aleksandrov ve Vladimir Dimitrov tarafından kurulan Ludogorie Football Club, bir yıl sonra adını Razgrad 2000 olarak değiştirir. 8 sezon alt liglerde mücadele eden kulüp, 2010’da adını, 1945’te kurulan ve Razgrad’ın en eski takımlarından biri olan ama 2006’da kapısına kilit vurulan Ludogorets Razgrad olarak bir kez daha değiştirir.
2010 Temmuz’unda, CV’sinde sadece bir yıl Lyubimets 2007’yi çalıştırmak bulunan teknik direktör Ivailo Petev, takımın başına getirilir. Eylül ayında ise iş adamı Kiril Domuschiev kulübü satın alır ve peri masalı da sahnelenmeye başlar.
2010/11 sezonunda B Grupa’da yer alan ekip, şampiyon olarak tarihinde ilk kez Bulgaristan’ın en üst futbol ligi olan A Grupa’ya yükselmeyi başarır.
Kulübün başına geldiği sezonda A Grupa’ya yükselmek, Domuschiev’i oldukça heyecanlandırır ve iş adamı tecrübeli bir kadro kurmak için kolları sıvar. Bulgar ligine göre oldukça iddialı bir bütçeyle, 13-15 milyon euroluk bir takım kurulur. (Bu noktada, Türk ve Bulgar futbolunu bir nebze olsun kıyaslayabilmek adına; 39 yıl aradan sonra Süper Lig’e ikinci kez merhaba diyen Balıkesirspor’un bütçesinin 22,5 milyon euro olduğunu belirtmekte fayda var.)
Ivailo Petev’in yönetiminde başlanan ligin ilk haftasında evlerinde Lokomotiv Plovdiv’le golsüz berabere kaldıktan sonra, iyi sonuçlar almaya başlayan Kartallar, yüksekten uçmaya başlarlar. Fakat arkalarında 1924’ten beri düzenlenmekte olan Bulgaristan Ligi’nde toplam 57 kez mutlu sona ulaşan CSKA Sofya ve Levski Sofya gibi iki tecrübeli kulüp vardır. Nitekim ligin ortalarında peş peşe aldıkları 3 mağlubiyet CSKA’nın liderliğe kök salmasını sağlar.
16 Mayıs 2012, Yeşil-beyazlılar için tarihlerinin en önemli günüdür. Çünkü tarihlerinde ilk kez Bulgar Kupasına uzanmak için Lokomotiv Plovdiv ile karşı karşıya gelirler ve 1-0 yenik duruma düştükleri maçı 2-1 kazanarak ilk önemli kupayı müzelerine götürürler.
Bu maçtan sadece 6 gün sonra, ligin son maçında CSKA’yı ağırlarlar. Sofya ekibi 2 puan farkla liderlik koltuğunda oturduğu için maçın önemi büyüktür. 19. dakikada Ivanov’un attığı gol, Ludogorets’in ilk sezonunda Bulgar Ligi’nde şampiyon olmasını sağlar.
Temmuz 2012’de Lokomotiv Plovdiv’i 3-1 yenerek Süper Kupa’yı da müzelerine götüren Kartallar, Bulgaristan Futbol tarihinde CSKA Sofya ve Levski Sofya’dan sonra Üçleme (Tre-ble) yapan 3. takım olmayı başarırlar.
Ludogorets, A Grupa’ya çok iddialı bir giriş yapmıştır.
Vezalov’un golü, Razgard yine zirvede
Süper Kupa zaferinden birkaç gün sonra Yeşil-beyazlılar tarihlerinde ilk kez Avrupa’da boy gösterirler. Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda rakip, Hırvat Dinamo Zagreb’dir. Fakat işler Bulgarların istediği gibi gitmez. 1-1 ve 2-3’lük skorların ardından Kartallar, Avrupa sahnesine erkenden veda ederler.
A Grupa’da ilk 8 maçını kazanan Ludogorets, ligde bir kez daha iddialı olduğunu gösterse de, haftalar ilerledikçe, bir yandan inişli çıkışlı sonuçlar almaya başlaması, bir yandan da Bulgaristan Kupası 2. turunda, bir önceki sezon, ellerinden şampiyonluk kupasını aldıkları CSKA Sofya’ya elenmeleri, birçok kişinin aklına, peri masalının sonlandığını getirir.
Hele bir de, ligin son haftalarında Levski Sofya’nın imzasını attığı müthiş galibiyet serisine, Ludogorets galibiyetini de eklemesi, başkentlilerin bitime iki hafta kala şampiyonluğunu ilan etmesi olarak algılanır.
Ligin son haftasında Sofyalılar 70, Razgradlılar 69 puandadır. Yeşiller, Montana deplasmanının 30. dakikasında Svetoslav Dyakov’un golüyle öne geçtikten 3 dakika sonra Sofya’dan gelen gol haberiyle yıkılırlar. Artık şampiyonluk umutları pamuk ipliğine bağlıdır. 76’da Mihail Aleksandrov’un 3. golü attığı anlarda, başkentten Vezalov’un kendi kalesine attığı sürpriz gol haberi Kartalları uçurmaya yeter. Razgradlılar bir puan farkla ikinci kez (2012/13 sezonu) şampiyonluklarını ilan ederler. Peri masalı devam etmektedir.
Kartallar, Temmuz 2012’de Beroe Stara Zagora’ya penaltılar sonucunda Süper Kupa’yı kaybederek A Grupa’daki ikinci sezonlarını tek kupayla kapatırlar.
Tarih böyle yazılır
Süper Kupa’nın Beroe’ye kaptırılmasının ardından, Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turu ilk maçında Slovan Bratislava ve akabinde ligin yeni takımlarından Lyubimets 2007’le oynanan maçların kaybedilmesi üzerine teknik direktör Ivailo Petev görevinden alınıp yerine, kariyerinde birçok takım bulunan Stoycho Stoev getirilir. Sezon başındaki bu hızlı değişim, takımın ritmini de pozitif olarak etkiler.
Stoev’in gelişiyle birlikte hem ligde, hem de Avrupa Kupaları’nda peş peşe iyi sonuçlar gelmeye başlar. Rövanşta alınan 3-0’lık galibiyetle önce Slovan Bratislava, ardından da Partizan kupa dışına itilir ve kulüp, tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi play-off turuna çıkmayı başarır. Fakat rakip İsviçre’nin güçlü ekiplerinden Basel’dir ve 2 maçta da mağlup olunarak, Avrupa Ligi’nin yolu tutulur.
Bir önceki sezon Şampiyonlar Ligi’nden elenmelerine sebep olan Hırvat Dinamo Zagreb, güçlü Hollanda ekibi PSV Eindhoven ve Ukrayna’dan Chornomorets Odessa ile Avrupa Ligi B Grubunda yer alan Ludogorets, önce Hollanda’da PSV’yi 2-0, ardından Sofya’da Dinamo Zagreb’i 3-0 ve akabinde Chornomorets’i deplasmanda 1-0 yenerek, birçok futbolseverin ilgisini çekmeyi başarır.
Grup maçları tamamlandığında Bulgarlar, 5 galibiyet ve 1 beraberlikle 16 puan toplamışlardır. Son 32 turunda rakip, İtalyanların Kartal lakaplı kulübü Lazio olur. Deplasmanda oynanan ilk maçın 9. dakikasında penaltı kaçırmalarına ve 10 kişi kalmalarına rağmen, ilk yarının son anlarında buldukları golle maçı kazanmayı bilirler ve Sofya’da oynadıkları rövanş karşılaşmasından 3-3’lük beraberlikle ayrılarak, kendilerinden yaklaşık 10 kat büyük bütçeye sahip İtalyan Kartallarını kupadan elemeyi başarırlar. Bu Bulgar futbolu için bir tarihin yeniden yazılması demekti. (Lazio kulübü, aynı lakaba sahip oldukları için Ludogoretslilere Fortuna adında bir dişi kartal maskotu hediye etmişler. Bulgarlar o günden beri maçlarında bu maskotu kullanıyorlarmış.)
Son 16 Turu’nda rakip İspanya futbol tarihinin en güçlü üçüncü takımı olan Valencia’dır. Sofya’da 3-0 ve İspanya’da 1-0 kazanan ve yollarına devam eden taraf Yarasalar olur.
Tarihinde ikinci kez Avrupa sahnesinde yer almasına rağmen Ludogoretsliler, hem çeyrek final kapısından dönmüş, hem de Bulgar futbol tarihi adına, aynı sezon içinde Avrupa Kupalarında en fazla galip gelen (8), deplasmanda en fazla galibiyet alan (4), grup maçlarında hiç yenilmeyen Bulgar takımı gibi birçok ilke imzalarını atmayı başarmışlardır.
Avrupa kulvarında bunlar yaşanırken, Kuzeydoğulular, hem A Grupa’da, hem de Bulgaristan Kupası’nda çok rahat bir şekilde yollarına devam ederler. Finalde Botev Plovdiv’i yenerek kupaya uzandıktan 3 gün sonra, haftalar önce ilan ettikleri lig şampiyonluğunu resmiyete döküp, en yakın takipçileri Litex’e 12 puan fark atarak ipi göğüslerler ve Süper Kupa finalini beklemeye başlarlar.
13 Ağustos 2014’te Botev Plovdiv’le karşılaşan Yeşil-beyazlılar, ilk yarıyı 1-0 geride kapatmalarına rağmen, sahadan 3-1’lik skorla ayrılarak A Grupa’daki 3. sezonlarında ikinci kez üçleme yapmayı başarırlar.
Bu sezon ligdeki ilk 2 maçta sadece 1 puan toplayabilen Kartallar, Stoycho Stoev ile yolları ayırıp, yerine 2011’den beri yardımcı teknik direktörlük görevinde bulunan Georgi Dermendzhiev’i getirdiler. Bu hamleden sonra iyi sonuçlar almaya başlayan takımın şu anda aklında sadece, Şampiyonlar Ligi play-offu ilk maçında 1-0 yenildikleri Steaua Bükreş’le 27 Ağustos’ta kendi evlerinde oynayacakları rövanş maçı var. Eğer bu tur geçilirse, kulüp tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecek. Bunun anlamı çok büyük. Hem ekonomik anlamda hem de Avrupa’da isimlerinin bilinir hale gelmesi için bu tur büyük önem arz ediyor.
İstikrar, düzen ve başarı
A Grupa’da hiç temsil edilmemiş Razgrad’ta, 2001 yılında kurulan ve 2010’da bir iş adamı tarafından satın alındıktan sonra yıldızı parlamaya başlayan Ludogorets, son 4 yılda inanılmaz sportif başarılar elde etmiş durumda. Son 3 yıldır A Grupa’da mücadele eden Kartallar, bu sezonlarda alabilecekleri 9 kupadan 7 tanesini müzelerine götürmüş durumdalar. Ayrıca geçen sezon Avrupa’da sergiledikleri performans Ludogorets’i yönetenlerin sistemli ve istikrarlı bir şekilde çalıştıklarını ve başarı çıtasını sürekli yükselttiklerini kanıtlıyor.
Ludogorets’in bütçesi ile Türkiye’deki takımların bütçelerini karşılaştırınca, bizim açımızdan daha vahim bir tablo ortaya çıkıyor. Bugünlerde Şampiyonlar Ligi’nde yer almak için mücadele veren Ludogorets’in bütçesi yaklaşık 16 milyon 250 bin euro. Bu bütçe ile Kartallar, 2014/15 sezonunda Süper Lig’de mücadele edecek olan 18 takım arasından sadece Mersin İdman Yurdu’nun 14 milyon 150 bin euroluk bütçesini geçmeyi başarabiliyorlar.
Ludogorets’i incelediğinizde gözümüze batan en ilginç ayrıntılardan biri de, Bulgar takımının her sezon mücadele ettiği tüm kulvarlarda, sonuna kadar kupaya uzanmak için çaba sarf etmesi. Son 3 yılda 2 kez üçleme yapmaları da bunun kanıtı. Oysa Türkiye’de çok büyük bütçeye sahip olan kulüpler bile, her sezon, birden fazla kupada mücadele etmenin zorluğundan yakınıp havlu atmayı hakları olarak görüyorlar.
Hayatım Futbol olarak gözümüz, son 3 sezondur, taraftarlarını sevince boğan, Bulgar futbolunun çıtasını yukarlara taşımak için uğraşan ve deyim yerindeyse bir ‘Peri Masalı’ yazan Ludogorets Razgard’ın üstünde olacak.
Hayatım Futbol, #141, 22 Ağustos 2014
Eklenti Notu (26 Ağustos 2014):
25 Mayıs 2013’de Levski Sofya’ya çelme takarak Ludogorets’e 2. lig şampiyonluğunu getiren takımın adını da anmakta fayda var; Slavia Sofya.
Eklenti Notu (28 Ağustos 2014):
Bu yazı yayınlandıktan birkaç gün sonra Kartallar, Bükreş’teki 1-0’ın rövanşında Steaua Bükreş ile karşı karşıya geldiler. Maç 0-0 bitmek üzereyken, uzatma anlarında Wanderson’un golü ile Şampiyonlar Ligi’ne tutundular. Maçın uzatmalarında baskın oynasalar da bir türlü gol atamıyorlardı. 119. dakikada Bükreşlilerin geliştirdiği ani bir atak sonrasında son adam olan kaleci Vladislav Stoyanov rakibini düşürünce, kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Yeşil-Beyazlılar tüm değişiklik haklarını kullandıkları için kaleye defans oyuncusu Cosmin Moţi geçti.
Penaltı atışlarının ilkini de elinde eldivenleriyle Moti yaptı ve golle sonuçlandırdı. Bükreş’lilerin ilk atışında kalede defans oyuncusu Moti vardı ve doğru köşeyi tahmin etse de kurtarmayı başaramadı. İkinci atışlarda maçın kahramanı Wanderson topu kaleciye teslim edince Razgrad’lıların moralleri yerle bir oldu. Ama Moti günün kahramanı olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Nefis bir kurtarış yaparak takımını ipten aldı. Sonrasında peş peşe goller geldi. Ta ki, Moti’nin Rapa’nın atışını kurtarıp, Kartallar’ı, Levski Sofya’dan sonra Şampiyonlar Ligi tarihinde gruplara kalan ikinci Bulgar takım yapmasına kadar.
İşin en garip yanlarından biri, günün kahramanı Moti’nin Steaua’nın ezeli rakibi Dinamo Bükreş’in eski bir oyuncusu olmasıydı. Bir diğeri de, A Grupa’daki 4. sezonlarında Şampiyonlar Ligi’nde yer almayı başaran Ludoluların bu başarıyı Levski Sofya’nın stadında başarmalarıydı.
Maçtan sonra kulübün sahibi Kiril Domuschiev’in, yeni yaptıkları stadyumun tribünlerinden birine Cosmin Moti adını vereceklerini söylemesi maçın anlamını çok daha büyük yerlere taşıyacak.
@malicetinkaya bütçeye bakınca bir oligark başarısı değil gibi duruyor. Esas olay bence takım olabilmeyi başarabilecek futbolcu seçimi.
@malicetinkaya mesela Doğa Kaya gibi sahada herşeyini veren, yürekten oynayan futbolculardan kurulu bir takımlarmış gibi.
@bulentgursoy aynen öyle abi. işin garibi çok yeni bir kulüp olsa ve ilk sezonlarında yaşlanmakta olan bulgar topcuları toplasa da iyi iş başarmışlar. 9 yılda 7 kupa ve avrupa maçlarında pek başarılıydılar. gözüm çarşamba günü steaua maçlarında olacak
RT @malicetinkaya: Yeni Post: Peri Masalı: Ludogorets Razgard
http://t.co/ydY0K8BQ77
@malicetinkaya Bölgede yaşayan Türk nüfusun takımla ilgisi ne durumda acaba ?
@erdalhos hiçbir şey bulamadım bu konuda abi. ama razgradlı bir arkadaşın arkadaşı var onla konuşacağım tez zamanda. bu arada hiç türk ismi olan futbolcu da görmedim kadrolarında. gerçi bulgar liginde oynayan türk var mı onu da bilmiyorum. kaynak pek yok