Paris’te yaşayan arkadaşım Ela, tropik meyveler hakkında yaptığımız bir konuşma sırasında Passion Fruit için “dünyanın en güzel kokan meyvesi” demişti. O günden sonra “iş üzerinde” olsam da Avusturya ve Slovenya dâhil olmak üzere gittiğim hiçbir yerde bulamamıştım. 2 gün iş ve 2 gün gezmek için gittiğimiz, Kuzey Atlas Okyanusu’nda bulunan Portekiz’in Madeira adasında kaldığımız Four View Baia’daki ilk kahvaltımızda Passion Fruit meyve suyunu görünce hemen denemiş ve (tatlıya doğru) tatlı-ekşi tadını çok sevmiştim.

Adadaki ilk günümüzde araba kiralayıp doğuya doğru giderken ilk durağımız olan Santa Cruz’da bir süre dolaştıktan sonra manavlardan birinde Maracujá (Passion Fruit) ve ilk kez gördüğüm Maracujá Banana (Muz Passion Fruit) görüp satın aldık. Bir kaç denemeye rağmen Maracujá’nın kabuğunu kesemeyince manavdan bir bıçak alarak sorunu çözdük. Doğal olarak ilk iş olarak meyveyi kokladım. Farklı ve taze/fresh, çok güzel bir kokusu vardı. Meyvenin siyah çekirdekleri ve sarımtırak özü ise oldukça garip görünüyordu. Yediğimde ise tadının (ekşiye doğru) tatlı-ekşi olduğunu fark ettim. Oldukça güzeldi. İlginç olan ise meyveyi sertçe olan siyah çekirdekleri idi. Çıtır çıtır çiğnemeniz ya da direk yutmanız gerekiyordu. İkisini de denedim ve çiğnemenin daha güzel  olduğuna karar verdim 🙂

Muz şeklinde olan Maracujá Banana’nın kabuğu ise tıpkı muz gibi kolayca soyuluyordu. Maracujá’ya göre daha büyük parçacıkları olan ve gövdeden daha kolay kopan meyvenin tadı ise daha az tatlı ve daha az ekşi idi.

Adadaki 3. günümüzde Funchal’da dolaşırken sokak gördüğüm bir satıcıdan bir kere daha Marajucá aldım. Satıcıya iyilerini bilmediğimi söyleyip, seçmesini rica ettim. Bana mor olan meyveler dışında bir de sarı olanını göstermiş ve ben de onaylamıştım. Sarı olan meyve mor olanlara göre daha iri ama tadı daha az tatlı idi. Sonradan Maracujá’nın mor ve sarı olmak üzere iki çeşidinin olduğunu ve verimli olduğu için üreticilerin genelde sarıyı tercih ettiklerini öğrenecektim.

Subtropik iklim kuşağındaki Madeira’da kaldığımız 5 gün boyunca Maracujá’nın ada için çok önemli bir ürün olduğunu defalarca gördük. Pastadan, liköre, fanta gibi asitli içeceklerden, meyve sularına ve birçok tatlının içinde kullanılan “mousse”a kadar neredeyse her şeyin içinde kullanıyorlardı.

Dün beraberimde getirdiğim Maracujá’yı yerken kokusunun, Madeira’da hissettiğimden çok daha baskın ve elde uzun süre kalıcı olduğunu fark ettim!

Hakkında

Passion Fruit, çarkıfelekgiller (Passifloraceae) familyasından çarkıfelek cinsinin en yaygın türüymüş.

Brezilya, Paraguay, Uruguay ve Arjantin’in kuzeyinde doğal olarak yetişen ve sadece don olmayan yerlerde yetişebilen meyveye İngiltere ve Amerika’da Passion Fruit, Portekiz’de Maracujá ve Güney Afrika’da Purple Granadilla denmekteymiş.

Güney Afrika’da meyveli yoğurt ve İsrail’de “sicar” adlı şarap yapımında kullanılıyormuş. Brezilya’da çekirdekleri keklerin üstüne süs malzemesi olarak, Caipirinha’nın içinde lime yerine ve hafif yatıştırıcı olarak ticari bir marka ile satılmaktaymış. Meksika’da biber tozu ve lime ile birlikte yeniyormuş. Porto Rico’da tansiyonu düşürmek için kullanılıyormuş.