Küçüklüğümün bir bölümünde Ömür abimin Conan çizgi romanlarını hiç sıkılmadan çevirip çevirip okurdum. Conan’ın fantastik hikâyelerine olan ilgim, 1982 yapımı Barbar Conan filmini izledikten sonra mı başladı, yoksa önceden de var mıydı tam olarak anımsamıyorum. Ama filmini izlediğim zaman çok fazla etkilendiğimi, hatta filmin bir bölümünde korkup odadan kaçtığımı hatırlıyorum.
Yıllar sonra film müziklerine merak sardım. İşte o günlerden birinde, çocukluğumda kalan anıların ışığında Basil Poledouris imzalı Barbar Conan’ın müziklerini edinmiş ve dinlemeye başlamıştım. Yanlışım yoksa ilk aksiyon bir filmin müziklerinde “love theme” kıvamında melodiler dinleyip oldukça şaşırmıştım.
2008’de Madrid’den arabayla Toledo’ya doğru giderken Jose, başlat düğmesine başmış ve Barbar Conan’ın müzikleri çalmaya başlamıştı. Çok şaşırmış ve ona dönüp, “Conan! Çok severim” demiştim. O da şarkıları bilmeme şaşırmıştı. İlk kez gittiğim Toledo’ya vardığımızda, üç tarafından nehir akan bir ortaçağ kasabasyla karşılaşıyorduk. Gotik evlerin, kale surlarının, kilisenin sıralandığı, dar ve arnavut kaldırımı kıvamındaki sokaklarda yürürken aklımda Conan’ın müzikleri dolanıyordu. İnanılmazdı!
Dün şifayı kapmış bir şekilde evde uzanırken, Barbar Conan’ı bir kere daha izledim. Evet, çocuksu geldi. Ama müzikleri… Tek kelimeyle bir kere daha nefisti…
Theology Civilization
Anvil of Crom
Wifeing
Riddle of Steel (Live)
The Kitchen, The Orgy
Riddle of Steel