TÜR: Dram. SÜRE: 105 Dk. ÜLKE: Belçika, Hollanda. YAPIM YILI: 2018. imdb: 7,2. rottentomatoes: %84.

En büyük hayali profesyonel bir balerin olmak olan 15 yaşında transgender/transseksüel bir çocuğun hayatından kısa bir kesiti beyaz perdeye taşıyan Kız, Victor Polster’in efsanevi oyunculuğuyla oldukça başarılı ama bir o kadar yüksek doz bir dram filmi.

Yapımın en büyük başarısı, ailesi, akrabaları, gittiği okulun yönetimi ya da genel olarak arkadaşları tarafından kabul edilmiş olsa bile hissettiğinden tamamen farklı bir bedende doğmuş bir insan olmanın ne kadar da zor bir şey olduğuna odaklanıyor olması.

Filmi izlerken bazı sahnelerde kendinizi, çocuğuna karşı inanılmaz pozitif olan ve adeta hayatını onun uğruna sürekli olarak yeniden yeniden kuran baba figürüne üzülürken buluyorsunuz.

Konu

En büyük hayali profesyonel bir balerin olmak olan 15 yaşında transgender Lara Verhaeghen (Victor Polster) Beçika’nın en prestijli bale okullarından birine 8 haftalık deneme sürecinden sonra kabul edilir. Bu süre zarfında bir yandan cinsiyet değiştirme operasyonu ile ilgili doktorlarla görüşen ve hormon tedavisine başlayan Lara, bir yandan da hem babası hem de psikoloğundan korkularını aşmak,hissettiği cinsiyetteki biri gibi yaşaması konusunda büyük bir destek almaktadır. Her şey bu kadar pozitif olarak görülse de Lara için hissettiğinden farklı bir bedende olmak hiç de kolay baş edebilecek bir durum değildir.

Hakkında

Senaristliğini Lukas Dhont ve Angelo Tijssens birlikte gerçekleştirdiği Kız’ın yönetmen koltuğunda da Lukas Dhont oturuyor.

İlk gösterimi 2018 Cannes Film Festivali kapsamındaki Belirli Bir Bakış bölümünde gerçekleştirilen film, Caméra D’Or ve Queer Palmiye ödüllerini kazandı. Filmin oyuncularında Victor Polster ise Belirli Bir Bakış En İyi Performans Ödülü’nü kazandı. Ayrıca En İyi Yabancı Dilde Film Altın Küre’sine Aday gösterildi.

1,5 milyon dolar bütçesi olan yapım 4,2 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.

Ivır Zıvır

Efsanevi bir oyunculuk sergileyen Victor Polster’in ilk kez kamera karşısına geçmiş olması da filmle ilgili oldukça ilginç bir ayrıntı.

Başrol oyuncusu için verilen ilanda cinsiyet belirtilmedi. Kız ve erkek yaklaşık 500 kişi katıldı ve 14-17 kişi seçildi. Fakat hiçbirinde hem oyunculuk hem de dansçılık yeteneği bir arada olmadığı için yapımcılar dansçılar arasında en iyi oyuncuyu seçmeye karar verdiler.

Yönetmen filmin hikayesini 2009’da, 18 yaşında bir sinemacılık öğrencisiyken bir Belçika gazetesinde okuduğu makaleden esinlenerek yazdı.Makale en büyük hayali bir balerin olmak olan, doğuştan erkek, Belçikalı bir kız hakkındaydı.2018 Cannes’daki filmin galasında, hikayenin esinlenildiği dansçı Nora Monsecour da davet edilenler arasındaydı.

Yapım Belçika’nın Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ına adayı oldu.

***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***

Film trans ve gay yazarlar tarafından eleştirildi. Eleştiriler genel olarak; yönetmen, yazar ve başrol oyuncusunun doğuştan erkek olması, Lara’nın kendini kesme sahnesi, kameranın sürekli Lara’nın kasıklarına odaklanarak trans bireylerin vücutlarına rahatsız edici bir şekilde ilgi çekmesi, hormon tedavisini yanlış göstermesi gibi konularda toplandı. Oliver Whitney yapımı, “bir trans karakter hakkında yıllardır yapılan en tehlikeli film” diye tanımladı. Matthew Rodriguez de, “trans bireyleri filmi izlememeleri, doğuştan erkek ya da kadın olan bireyleri de filme inanmamaları için uyarıyorum” diye sert bir şekilde yapımı eleştirdi.

Senaryosu yazılırken hayat hikayesinden esinlenilen dansçı Nora Monsecour ise yapılan eleştirilere karşı filmi savunarak, “Kız tüm transgenderların deneyimlerini değil ama benim kendi hayatımda yaşadıklarımı anlatıyor. Film benim hikayemi yalan söylemeden ve gizlemeden anlatıyor. Bu yüzden Lara’yı doğuştan erkek bir aktörün canlandırmasının eleştirilmesi beni çok kırdı” dedi. Ayrıca bir başka röportajda da, “Benim hikayem doğuştan erkek bir yönetmenin fantazisi değil. Kendini kesme sahnesinin genç trans bireylerin kendilerini kesmesi konusunda yüreklendirmek olarak yorumlanmaması gerek, aksine mesajın bu tarz şeylerin karanlık düşüncelerin bir sonucu olduğunu göstermek” dedi.