TÜR: Macera, Biyografi, Dram. SÜRE: 127 Dk. ÜLKE: İspanya. YAPIM YILI: 2009. imdb: 7,2. Tomatometer: %53.
Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlaşması arifesinde bilim ve din arasında yaşanan çatışmaları ve dinin kadına bakış açısını, Yunan filozof, matematikçi ve astronom Hypatia üzerinden konu edinen Agora, başarılı bir biyografik macera dram filmi.
Konu
Atina’da eğitimini aldıktan sonra 400 yılına doğru İskenderiye’ye dönen Hypatia (Rachel Weisz) İskenderiye Kütüphanesi’ndeki Platon Okulu’nda dersler vermeye başlar. İçerisinde Hristiyanlık, Paganizm ve Musevilik gibi birçok inanca sahip öğrencisine Platon ve Aristo’nun öğretilerini kazandırsa da Paganlarla Hristiyanlar arasında şiddetlenen çatışmalar onun ve tüm coğrafyanın yaşamlarını etkilemeye başlayacaktır.
Hakkında
Senaryosunu Alejandro Amenábar ve Mateo Gil’in yazdığı Agora’nın yönetmen koltuğunda Alejandro Amenábar oturuyor.
Galası Cannes’da yapılan film 13 dalda aday gösterildiği Goya’da aralarında En İyi Senaryo’nun da bulunduğu 7 ödül kazandı.
70 milyon dolar bütçesi olan Agora, 39 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.
Ivır Zıvır
Yunan filozof, matematikçi ve astronom olan Hypatia, İskenderiye Kütüphanesi’nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Yeni Platonculuk öğretisine bağlı olan Hypatia, Atina Akademisi’nin Eudoxus’ün başını çektiği Matematik geleneğine üye idi. Hypatia doğayı; mantık, matematik ve deney ile açıklamaya çalıştı.
Orijinalde, Alejandro Amenábar’ın kafasındaki kadro Rachel Weisz, Sacha Baron Cohen ve Jonathan Rhys Meyers’di. Fakat Baron Cohen senaryoyu okuduktan sonra, “çok sert bu yüzden de yaraları kaşıyabilir” diyerek rol teklifini geri çevirdi.
Film çekimleri Julius Caesar, Helen of Troy ve Truva’nın da çekildiği Fort Ricasoli, Malta’da yapıldı. Ayrıca yapımdaki kolezyum Gladyatör filmindeki kolezyumla aynı yere kuruldu.
Senaryo yazarı olan Alejandro Amenábar, Hypatia’yı Rachel Weisz’i düşünerek yazdı.
Bazı günler kilise çanları nedeniyle çekimlere ara verildi.
Film adını, antik Yunan kentlerinde, şehirle ilgili politik, dini, ticari her türlü faaliyetin gerçekleştiği, tüm kamu binalarının etrafında sıralandığı halka ait geniş açık alan olup, Helenistik dönemde şekillenip Roma İmparatorluğu’nda ortaya çıkan forumların öncülü olan Agora’dan alıyor. Agora bu yapısıyla Romalı’lardaki foruma benzetilebiliyor.
9 Ekim 2009’da İspanya’da gösterime giren yapım, ülkede yılın en fazla hasıalt yapan filmi olmayı başardı. Fakat buna rağmen farklı ülkelerde dağıtımcı bulma konusunda sorunlar yaşadı. Bu yüzden de ülke ülke gösterime girdi.
Film yayınlanmadan önce dağıtımcı firma ısrarla filmin Vatikan’da gösterilmesini talep etti. Bu konuda Vatikan’dan herhangi bir ret durumu rapor edilmedi. Ayrıca Vatikan yetkilileri filmdeki bazı dinsel tasvirler konusunda destekte bulundu.
Atina Üniversitesi Teoloji Doktoru Irene A. Artemi, “film, Hristiyanlık karşıtı gibi görünmese de, Hristiyanları yobaz, gerici, cahil ve bağnaz olarak gösteriyor” dedi.
Hypatia İskenderiye Kütüphanesi’ndeki Platon Okulu’nda, içerisinde Hristiyanlık, Paganizm ve Musevilik gibi birçok inanca sahip öğrencisine Platon ve Aristo’nun öğretilerini kazandırdı. Bu öğrencileri arasında ileride İskenderiye valisi olacak olan Orestes ve Ptolemais’in piskoposu olacak olan Synesius da vardı.
Hypatia’nın eserlerinden günümüze ulaşabileni yoktur; fakat Synesius ile yazıştığı mektupların bir bölümü mevcuttur.
***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***
Hypatia’nın ölümü hakkında bugün en güvenilir kaynak, bir Hristiyan olan Socrates Scholasticus’un 439’da yazmayı tamamladığı “Historia Ecclesiastica” adlı yapıtıdır. Bu yapıta göre olaylar Socrates Scholasticus’un anlatımı ile şöyle gelişir: “…Hypatia’nın sık sık Vali Orestus ile görüşmesi Hristiyanların hoşuna gitmiyordu. Hypatia’nın, Vali Orestus ile Piskopos Cyril’in uzlaşmasını engellemeye çalıştığı düşünülüyordu. Böyle düşünen bir grup bağnaz, Peter adındaki çete liderleri ile birlikte Hypatia’nın evinin önünde pusuya yattılar ve onu beklemeye başladılar. Hypatia eve geldiğinde ise onu kaçırıp Caesareum adındaki bir kiliseye götürdükten sonra tamamen soydular. Ardından onu taşlayarak öldürdüler. Daha sonra Hypatia’nın parçalanmış bedenini alıp Cinaron adındaki bir yerde yaktılar.”
Hypatia, günümüze kadar ulaşmış olan sayılı kaynaktan biri olan Yunan tarihçi Socrates Scholasticus’un “Historia Ecclesiastica” adlı eserine göre; İskenderiye’nin en önemli iki figürü olan, İskenderiye Valisi Orestes ile İskenderiye piskoposu Cyril arasında anlaşmazlıklara sebebiyet verdiği ve politik işlere karıştığı gerekçesi ile 415 yılında kıptî Hristiyan bir çete tarafından taşlanarak öldürüldü.
Hypatia’nın devrin en güzel kadınlarından biri olduğu ve Vali Orestes’in bizzat Hypatia’dan ders aldığı sıralarda Hypatia’ya aşık olduğu bilinmektedir. Anlaşmazlıklara ise Vali Orestes’in, İskenderiye’de Piskopos Cyril’in kışkırtmaları ile Hypatia’ya karşı hızla büyüyen nefretin önüne geçmeye çalışması olmuştur. Hypatia, İskenderiye’ye Hristiyanlığın hakim olduğu son yıllarında Piskopos Cyril, Hypatia’yı hedef göstererek İncil’den yaptığı alıntılar ile halkı kışkırtmış ve Hypatia, halk tarafından “dinsiz” ve “şeytan” olarak nitelendirilmiştir. Kısa bir süre içerisinde de Kıptî bir Hristiyan çetesi tarafından taşlanarak öldürülmüştür.
Amerikan Katolik Kilisesi rahibi Robert Barron bir makale yazarak, “Hypatia kesinlikle bir filozoftu ve kesinlikle 415 yılında bir galeyanda öldürüldü ama neredeyse bunun dışında filmde anlatılan her şey yanlış” dedi.
Günümüze ulaşabilmiş 5. yy’dan kalma kaynaklar Hypatia’yı; Platon, Aristo ve Plotinus’un felsefelerinin öğreticisi olarak tanımlar. Fakat kıptî Piskopos John Nikiû’nün yazdığı 7. yy’dan kalan “Chronicle” adlı eserde Hypatia için şunlar söylenmiştir: “Hypatia helenistik bir pagan idi. Her zaman büyüye, usturlaba ve müzik enstrümanlarına bağlı kalmıştı. Ayrıca insanları şeytanî hileler ile kandırmıştı.” Fakat bütün Hristiyanlar John Nikiû veya Hypatia’yı öldüren çete gibi Hypatia’ya karşı düşman değildiler. Hatta bazı Hristiyanlar Hypatia’yı, erdem ve iffetin sembolü saymıştır.