Masumiyet (Innocence)

Masumiyet aka Innocent

TÜR: Dram. SÜRE: 110 Dk. ÜLKE: Türkiye. YAPIM YILI: 1997. imdb: 8,4 rottentomatoes: Tomatometer skoru henüz yok…

Güçlü bir hayat kadınının, hapishanedeki sevgilisi için şehir şehir dolaşması ve ona vurgun bir adamın da kadının peşinden gitmesini konu edinen Masumiyet, hikâyesi, gerçekçi anlatımı ve elbette nefis oyunculuklarıyla oldukça başarılı bir drama filmi.

Konu

Hapisten yeni çıkmış, amaçsız bir adam olan Yusuf (Güven Kıraç), İstanbul’a gitmeden önce ablası ve eniştesinin yanına uğrar. Akşam bir hotele yerleşir ve hayat kadını Uğur (Derya Alabora), onu deliler gibi seven Bekir (Haluk Bilginer) ve Uğur’un dilsiz ve sağır kızı Çilem (Melis Tuna) ile tanışır.

Hakkında

Masumiyet’i Zeki Demirkubuz yazdı ve yönetti.

Film, Angers Avrupa İlk Film Festivali’nde Avrupa Juri Ödülü, Jean Carment Ödülü (Haluk Bilginer), Laser Vidéo Titres Ödülü (Zeki Demirkubuz) ve Oslo Güneyden Film Festivali’nde Güneyden Film ödülünün sahibi oldu.

Yapım ayrıca, SIYAD’da En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu (Derya Alabora) ve En İyi Erkek Oyuncu (Haluk Bilginer), İstanbul Film Festivali’nde En İyi Türkçe Film, Antalya Altın Portakal’da En İyi Kadın Oyuncu (Derya Alabora), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Haluk Bilginer) ve Özel Juri Ödülü En İyi Film, Ankara Film Festivalinde de En iyi Kadın Oyuncu(Derya Alabora), En İyi Erkek Oyuncu (Haluk Bilginer) ve Özel Juri Ödülü ve Altın Koza’da En İyi Film ödüllerini sahibi oldu.

Ivır Zıvır

Masumiyet, 2015’te Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) tarafından Yüzyılın En İyi 9. Türk Filmi seçildi. Diğer 9 film sırasıyla şöyle; 1 – Umut (Yılmaz Güney), 2 – Yol (Şerif Gören), 3 – Sevmek Zamanı (Metin Erksan), 4 – Anayurt Oteli (Ömer Kavur), 5 – Vesikalı Yarim (Ömer Lütfi Akad), 6 – Muhsin Bey (Yavuz Turgul), 7 – Selvi Boylum Al Yazmalım (Atıf Yılmaz), 8 – Sürü (Zeki Ökten), 10 – Bir Zamanlar Anadolu’da (Nuri Bilge Ceylan).

Taner Birsel, İtiraf filmiyle ilgili bir röportajında, senaryo yazarı ve yönetmen Zeki Demirkubuz’un senaryodaki tek bir kelimenin bile değişmesine izin vermediğini söyledi.

Yönetmen filmi, “suça âşık bir adam, adama âşık bir kadın ve kadına âşık bir başka adam” diye tanımladı.

Bekir’in (Haluk Bilginer) kırdaki 7 dakikayı aşan tiradı filmin en unutulmaz ve can alıcı sahnesi olarak değerlendirilir.

Zeki Demirkubuz DVD’de yer alan röportajında, ana karakter olan Yusuf’u kısmen Dostoyevsky’nin Budala romanındaki saf prens Mishkin’den etkilenerek yarattığını söylüyor. Yönetmen ayrıca Yusuf karakterini oynaması için aradığı yüzü, , Güven Kıraç, televizyonda gördüğünü ancak bu yüzün kime ait olduğunu, aramasına rağmen bir türlü bulamadığını, en sonunda bir gün Meltem Cumbul’la buluşmak üzere gittiği kafede Cumbul’un yanında otururken Güven Kıraç’ı bulduğunu söylüyor. Ayrıca röportaj sırasında Zeki Demirkubuz’un arkasında görülen duvarda Dostoyevksy’nin bir resminin asılı bulunduğunu da bilgiye eklemek gerek.

Yapım, Zeki Demirkubuz’un ikinci uzun metrajlı filmi.

Zeki Demirkubuz dinlenme tesislerindeki anonsçuyu seslendiriyor ve İstanbul’daki hotelde Yusuf’la birlikte, ilk filmi, C Blok’u izleyenlerden birini oynuyor.

Filmde afişler üzerinden bolca Yılmaz Güney’e saygı duruşu yapılmakta.

Filmin müziklerini Cengiz Onural yaptı.

Yusuf’un Çilemle İstanbul sokaklarında dolaştığı sahnelerden birinde; önünden geçtikleri bir dükkânın camında Charlie Chaplin’in Yumurcak (the Kid) filminin afişi görünüyor. Charlie Chaplin ve elini tuttuğu yumurcak ile Yusuf ve elini tuttuğu Çilem oldukça birbirine benziyor. Yusuf da geçerken afişten gözlerini alamıyor.

Filmin 33. dakikası civarında televizyonda Kafka’nın Dava’sından uyarlanan Orson Welles filmi Procès (The Trial / Dava) görünmekte. Yönetmen bu sahne ile hem Welles’e hem de Kafka’ya saygı duruşu yapıyor.

***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***

Filmin başlarında Yusuf’un Çilem’i odasına yatırdığı sahnede, rafta Uğur ve Zagor’un fotoğrafı bulunuyor ama Yusuf bunu görmüyor. Eğer o fotoğrafı görmüş olsaydı, her şey çok daha farklı olabilirdi.

Bekir öldükten sonra, Yusuf onun yatağına geçiyor. Dikkat edilirse tepesinde de Bekir’in gömleği asılı duruyor.

Filmde Yusuf iki kez aynı sahneye seyirci oluyor. Eniştesinin ablasına sinirlenip söylediği laflar, Bekir’in Uğur’a saydıklarıyla birebir aynı; “orospuu, öldürdün lan beni, hayatımı yedin, kahpe.” İki olayda da adamlar sarhoş, ikisi de çıldırmış bir halde aynı lafları sayar duruyor. Tek fark, Yusuf’un ablasının dayak yemesine müdahale etmemesi ama buna karşılık Uğur’u koruması. Belki de en ilginci ise; ablası eniştesini aldattığı için cinayet işleyen bir adamın, kocasına orospuluk yaparak bakan bir kadına âşık olması.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.