Yıllardır birçok kişiden bol bol methiyesini işittiğim ama bir türlü bilet bulamadığım Erdal Beşikçioğlu’nun tek kişilik oyunu, Bir Delinin Hatıra Defteri’ne sonunda bilet bulduk ve Tatbikat Sahnesi’nde izleme şansına eriştik.
Tiyatroya adımımızı atar atmaz ilk ilgimizi çeken şey sahnenin ortasında duran vinçti. “Nasıl sokmuşlar bunu buraya?” diye birbirimize sormadan edemedik. Ardından vinçin kabininden aşağıya doğru sarkan hareketsiz ayağı fark ettik. Beşikçioğlu, kabinin içine uzanmış hareketsiz bir şekilde oyunun başlamasını bekliyordu.
Oyun başladığında, üstü başı perişan bir halde olan Beşikçioğlu’nu seyre koyulduk.
Nefis mimik ve tonlamalarla, delinin inişli çıkışlı ruh halini sergileyen Beşikçioğlu’nun, bir yandan da vinci yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya ya da sahneye doğru hareketlendirerek üzerinde yaptığı “akrobasi” hareketleri, delinin ruh halini anlamamız adına çok başarılıydı.
Oyunun ardından insanların neden bu kadar methiye düzdüklerini anladık. Eve doğru yürürken bir de Genco Erkal’ın çok övülen performansını izlemeye karar verdik.
Bir dip not olarak; ilk kez 2009’da oyunu sahnelemeye başlayan Beşikçioğlu, performansıyla 2009’da Baykal Saran Tiyatro Ödülü’nü kazanmış.
Bir Delinin Hatıra Defteri (1835)
Hikaye, alt kademe bir memur olan Aksenti İvanoviç’in Genel Müdürünün kızına aşık olması ve aşkın imkansızlığı yüzünden zamanla delirmesini konu ediniyor. Hikâyede dönem Rusya’sındaki üst makamlarda bulunanların kendilerini büyük görmesi ve alt tabakaların çektiği zorluklar alaycı bir üslupla konu ediliyor.