Çıralı Gezi Günlüğü

23 Temmuz 2014, Cirali, Antalya -02-

2006’daki tek gecelik, kısa soluklu ziyaretin ardından ikinci kez ama bu sefer birazcık daha uzun soluklu bir kaçış planını hayata geçirmek üzere Çıralı’ya hareket ettim.

23 Temmuz 2014, Çarşamba

22 Temmuz gecesi saat 23’de bindiğim Kumluca otobüsü, 06:20’da Antalya otogara vardı. Kısa bir süre inenleri bekledikten sonra da, Kumluca’ya doğru yola koyuldu. Bu arada uyku sersemliğini hafif hafif hafif üzerimden atarken, normalde yan koltuğumda oturan ama otobüs boş diye diğer bir koltuğa geçen adamın uyuduğunu fark ettim. Dün gece Antalya’da ineceğini söylediğini anımsadım ve muavini çağırıp durumu anlattım. Şaşırdı ve panikledi. Önce şoförle ardından da yolcu ile konuşup apar topar yolcunun otobüsten inmesini sağladılar.

Bu gelişme üzerinde muavini çağırıp “Çıralı kavşağında ineceğim aman!” diye uyarmayı ihmal etmedim. Fakat muavin orayı bilmediğini ama kaptana hemen hatırlatacağını söyledi. Birkaç dakika sonra şoförün de orayı bilmediğini ama tabelalardan ineceğim yeri bulacaklarını iletti. Ben de işi şansa bırakmamak için maps açıp ara ara takip etmeye başladım. Yaklaşmaya başlayınca da muavine nerede ineceğimi ve ne kadar kaldığını gösterdim. Son dönemeçlerde benimle birlikte ilgiyle haritaya inceleyen muavin yaklaştığımızı görünce şoföre doğru hareket etti ve ulaşınca bana baktı, ben de hem mapsteki noktayı, hem de Çıralı tabelasını gördüğüm için kafamla onay verdim ve sağ salim otobüsten indim.

23 Temmuz 2014, Cirali Kavsagi, Antalya

Çıralı dolmuşunun hareket etmesi için beklemeye başladık. Şoför 5 kişi olmadan hareket etmek istemiyordu ve biz sadece 2 kişiydik. Birkaç dakika sonra bir adam daha geldi. O da bir süre bekledi ve ardından adam 3 kişilik parasını ödeyebileceğini söyledi ve böylece 6 kilo metrelik bol dönüşlü yolculuğun ardından Aylak Yaşam Kampı’na ulaştık.

24 Temmuz 2014, Aylak Yasam Kampi, Cirali, Antalya

Ağaçlar arasına serpiştirilmiş ahşaptan odalar ve çadır alanları şeklinde tasarlanmış kamp çok güzel görünüyordu. Ahşap odaların üzerinde yazılmış yazılar, çizilmiş resimler ve tahta oyuncaklar pek hoştu.

25 Temmuz 2014, Aylak Yasam Kampi, Cirali, Antalya

Odaya eşyaları bırakıp hemen Gül’ün hazırladığı güzel kahvaltılıkları hüplettikten ve biraz da nereye gideceğimiz konusunda bilgi aldıktan sonra, yaklaşık 700 metre uzaklıktaki kumsala doğru yürümeye başladık. Plaja vardığımızda aklıma 2006 geldi. Daha az tesisin olduğu, daha bakir bir ortam anımsıyordum.

Gül’ün önerdiği yerlerden biri olan Star’ın önündeki şezlonglara kurulup tatilin keyfini çıkartmaya başladık.

Olimpos’a yakın taraftaki ağaçlarla kaplı kayalıklar çok güzel görünüyordu. İlk kez geldiğimde de aynısını düşündüğümü anımsadım.

23 Temmuz 2014, Cirali, Antalya -01-

Çakıl ve kumla kaplı geniş plaj çok ferahtı. Ayrıca şansımıza bayram öncesi olduğu için, ortalık oldukça sakin ve güzeldi.

Şezlonglarda bir süre pinekledikten sonra denize girmenin vakti gelmişti. Akyaka’daki gibi dağdan gelen soğuk suyun birçok yerden denize karıştığı suyun, ılık ve nefis bir sıcaklığı vardı. Gözlükleri takıp etrafı incelerken birçok farklı balık gördük ve en güzel denizin çok temiz olduğunu fark ettik.

23 Temmuz 2014, Cirali, Antalya -04-

Akşamüstü Olimpos’a doğru yürümeye başladık. Tepelere örülmüş sur kalıntıları çok güzel görünüyordu.

23 Temmuz 2014, Cirali, Antalya -03-

2006’da, denizden çıktıktan sonra, duş almak için kullandığımız, dağdan gelen soğuk suyun biriktiği gölet sığlaşmıştı. Aynı şekilde, gözlemlediğim kadarıyla Caretta Caretta’ların yumurtladığı ve koruma altına alınan alanlar da çok azalmıştı. Çünkü 2006’da çok daha fazlasını görmüştüm.

23 Temmuz 2014, Cirali, Antalya -05-

Kampa döndükten sonra Gül’ün yaptığı nefis yemekleri mideye indirdik ve çok kısa bir süre sonra yol, deniz ve güneşin yorgunluğuyla uykuya dalmıştım bile.

24 Temmuz 2014, Perşembe

24 Temmuz 2014, Cirali, Antalya -01-

Sabah kahvaltısının ardından kumsala doğru harekete geçtik. Plaja ulaştığımızda, büyükçe bir çadırın plaja kurulduğunu görüp şaşırdık. Çünkü ilk kez böyle bir şey görüyorduk. Bir sonraki gün çadır yine aynı yerdeydi ve içinde yine yaşlıca 3-4 kişi bulunuyordu.

Bu sefer Gold Olimpia’da durmaya karar verdik. Şezlonglara yerleşirken, orta yaşlı ve olabildiğince siyaha dönüşmüş bir tene sahip, uzun saçlı bir görevli yanımıza geldi. Sempatik tavırları, bol ve eğlenceli muhabbetiyle aklıma, yıllar önce İçmeler’de karşılaştığım ama ne yazık ki, adını bile hatırlayamadığım, benzer özelliklere sahip adamı getirdi.

Mehmet Ali Cetinkaya - 24 Temmuz 2014, Cirali, Antalya

Bel fıtığı başlangıcı tanısı konulan ve bayram sonrası tedavisine başlayacağım belimden ötürü, içim içimi yemesine rağmen, gün boyu çok az hareket ederek ve sadece pinekleyip, aylak aylak denizin ve kumsalın tadını çıkarttım.

Çıralı’nın konumundan ötürü saat 18 gibi güneşin etkisini kaybetmeye başlaması ve Olimpos’tan başlayarak parça parça kumsalın gölgelenmesine şahit olmak çok enteresandı. Aklıma güneşin normal batış zamanından saatler önce yok olduğu ve bir anda hava sıcaklığının ciddi bir şekilde düştüğü Ayder Yaylası geldi.

Dönüş yolunda, bir yıl önce başladığım, deniz camı ve deniz fayansı koleksiyonuma eklemek için bakınmaya başladım ama ilgi göstermediğim birkaç tane toy deniz camı dışında hiçbir şey yoktu. Garipti ama 2 günüm daha vardı!

Akşam belim ve ayağım çok ağrıdığı için yemek sonrası direk yatışa geçtim. Bu sırada, küçük bir gitar ve keman çalan iki müzisyen kampta enstrümantal besteler çalıyorlardı ve ben ancak derinden melodileri duyabiliyordum.

25 Temmuz 2014, Cuma

 

Hem ulaşma mesafesinin daha kısa olduğu, hem de bize yardımcı olan Bülent’in eğlenceli muhabbeti nedeniyle Cuma günü de tercihimiz Gold Olimpia idi.

Her şey önceki iki gün gibi gelişti. Aylak aylak kumsal-deniz-kumsal üçlemesi yapıyorduk. Kısacası her şey pek güzel gidiyordu.

28 Temmuz 2014, Cirali Deniz Tasi, Deniz Fayansi ve Taslar

Bir kere daha cam-fayans aramaya koyuldum ama yine hiçbir şey bulamıyordum. Boynumu bükmüş bir şekilde şezlonga doğru yürürken bir anda önüme, çok güzel bir mavi tonu olan ufak bir fayans çıktı. Sevinçten çığlık atacaktım! Sonrasında bir tane yıllanmış yeşil cam ve bir sonraki gün, bir tane de beyaz fayans bulacak ve Ankara’ya eli boş dönmemenin mutluluğunu yaşayacaktım!

25 Temmuz 2014, Cirali, Antalya -02-

Akşam üzere Gül aradı ve saat 19’da tekne turuna çıkacaklarını ve balık yiyeceklerini, katılmak isteyip istemediğimizi sordu. Evet dedik ve kampa dönüp duş aldıktan sonra tekrar kumsala inip tekneye bindik. İlk kez gece tekne turu yapacaktım.

25 Temmuz 2014, Cirali, Antalya -01-

Güneş iyice etkisini kaybetmiş ve hava oldukça güzelleşmişti. Zaten Çıralı’ya geldiğimizden beri neredeyse hiç nem hissetmemiştik ve akşamları havanın serinlemesi çok hoşuma gitmişti.

25 Temmuz 2014, Asiklar Plaji, Cirali, Antalya

İlk olarak yanlış anımsamıyorsam âşıklar plajı diye bir koyda demirledik. 7-8 metre derinliğindeki şu nefis derecede mavi ve berraktı. Koyda bir de kayaların içinde ufak bir deniz mağarası bulunuyordu.

25 Temmuz 2014, Sazak Koyu, Cirali, Antalya -01-

Bir süre burada takıldıktan sonra ikinci durağımız olan Sazak koyuna gittik. Karadan ulaşımı olmayan koyun, oldukça hoş ve bakir bir kumsalı vardı. Bu arada gözümüze koyda bulunan büyükçe bir çadır ilişti. Gül, orada bir adamın yaşadığını ve muhtemelen işgalci olduğunu söyledi. Şaşırmıştık. Hep bir ağızdan seslice düşünmeye ve adamın nasıl orada yaşayabileceğine dair fikirler yürütmeye başladık. Hem enteresan hem de takdir edilesi bir durumdu. Tek başına nasıl yaşıyordu ve ortamı nasıldı ki?

25 Temmuz 2014, Sazak Koyu, Cirali, Antalya -02-

Bir süre sonra Gürkan yüzerek adamın yanına gitti ve konuşmaya başladı. Döndüğünde heyecanla adamın neler anlattığını sorduğumuzda ise hüsrana uğradık. Çünkü adam, adını vermediği bir şirketin bekçisiydi ve şirket bungalov evler yapmak için “bir şekilde” koyu kiralamış ya da satın almıştı. Hayallerimiz yıkılmış ve canımız sıkılmıştı.

Son durağımız Ceneviz koyuydu. İyice acıkmıştık ve ızgara çupra kokuları buram buram teknede yayılıyordu. Neyse ki zamanı geldi ve (açlığın da sebebiyle olsa gerek) hayatımda yediğim en lezzetli balıklardan birini mideme indirip kendime geldim.

Yemek sırasında, bizle birlikte tekneden olan müzisyen arkadaşlar müzik çalıyordu. Ortamımız görülmeye değerdi. Yemekten sonra da benzer bir şekilde müzik çalmaya devam ettiler. Hava iyice kararmış ve saat 22:30’u bulmuştu.

Dönüşe geçtiğimizde yağmur yağmaya başladı. Teknedeki herkes için bir ilkti bu. Çok garip ve güzeldi doğrusu. Çıralı’ya ulaştığımızda yağmur yoktu ama kampa ulaştığımızda şakır şakır yağmur yağıyordu.

26 Temmuz 2014, Cumartesi

Bunca güzel geçen 3 günün ardından son kez denizin keyfini sürüp ardından Ankara’ya döneceğimiz gün bizi kötü sürprizler bekliyordu. Arkadaşımın sabah 5’te tuvalete gitmesi ve ardından kanlar içinde odaya gelmesi oldukça panik, gergin ve can sıkıcı birkaç saat geçirmemizi sağladı. Tuvalette birden tansiyonu düşmüş ve bayılırken çenesini ve kafasını çarpmıştı. Gül ve kampın sahipleri Esin ile Cüneyt’in yardımları ve gece kampa katılan doktor arkadaşın yardımlarıyla gerekli hamleleri yaptık ve Cüneyt ile Kumluca Devlet Hastanesi’ne gidip birine 4, diğerine 5 dikiş attırıp her şey normale döndükten sonra kampa geri döndük.

Kahvaltının ardından yine kumsala gittik.

26 Temmuz 2014, Kinali, Aylak Yasam Kampi, Cirali, Antalya

Akşam 25 liraya bir dolmuş ayarladık ve bizi kavşağa bıraktı. 21:50’de de otobüs bizi oradan aldı ve Ankara’ya doğru yola koyulduk.

Sabah Ankara’ya vardığımızda, nazar çıkmaya devam ediyordu. Çünkü arkadaşımın evine hırsız girmişti! Takılar, fotoğraf makinaları ve az miktarda parayı çalan aşağılık herifler iyice sinirlerimizi bozmuştu. 1,5 yıl önce de benim evim soyulduğu için kızgınlığını çok iyi anlıyordum!

3 güzel gün ve akabinde yaşadığımız iki kötü olaya rağmen Çıralı’yı çok sevdik.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.