Halloween (Yabancı)

Halloween (1978)

TÜR: Korku. SÜRE: 91 Dk. (Uzatılmış 101 Dk.) ÜLKE: Amerika. YAPIM YILI: 1978. imdb: 7,9. rottentomatoes: %94.

325 bin dolar gibi ufak bir bütçeyle çekilmesine rağmen, döneminin en önemli filmlerinden biri olan ve korku, gerilim sinemasında çığır açan Yabancı, (dönemin koşullarını göz önünde tutunca) oldukça başarılı bir korku filmi.

Günümüzün bol kan, bol vahşet içeren ve insanları şaşırtmak, iğrendirmek, ilgi çekmek adına her şeyin “suyunu çıkaran” korku, gerilim filmleriyle karşılaştırıldığında Yabancı, oldukça naif bir gerilim denemesi gibi görünüyor.

Filmin kült olmuş müzikleri de John Carpenter’ın imzasını taşıyor.

Konu

1963 yılı Cadılar Bayramı gecesi, altı yaşındaki Michael Myers (Will Sandin), evlerinde on yedi yaşındaki ablası Judith’i (Sandy Johnson) mutfak bıçağı ile öldürür. Ailesi eve geldiğinde, elinde kanlı bir bıçak tutan Michael’i kendinden geçmiş bir hâlde bulurlar ve akıl hastanesine yatırırlar. 30 Ekim 1978 tarihinde Michael, yetişkin olarak yargılanmak üzere mahkemeye götürülürken kaçar.

Hakkında

1978 yapımı Yabancı’yı John Carpenter yönetti ve senaryosunu Debra Hill ile birlikte yazdı.

325 bin dolarlık bir bütçe ile çekilen film, 70 milyon dolar gişe hasılatı elde etti ve en kârlı bağımsız filmlerden biri oldu.

Ivır Zıvır

Birçok eleştirmen filmi Alfred Hitchcock’un 1960’da çektiği Psycho (Sapık) filminden esinlenen slasher filmleri dizisinin ilki olarak değerlendirir. Film, 1980’li ve 1990’lı yıllarda çekilen küçük bütçeli filmlerdeki klişelere kaynak olmuştur. Az miktarda grafik şiddet ve gore içermektedir.

Çağrı ve Çöl Aslanı Ömer Muhtar filmlerinin yönetmeni, Halloween filmlerinin yapımcısı Mustafa Akkad (Moustapha Akkad) sekiz tane olan Cadılar Bayramı (Halloween) filmlerinin yapımcısıdır. Bu nedenle kendisine “Cadılar Bayramı filmlerinin büyükbabası” lakabı verilmiştir.

Akkad filmin bütçesi için 320.000 dolar ayırmıştır. O dönemde bu paranın az olduğu düşünülmüştür. Bunun yanında Carpenter’ın önceki filmi Assault on Precinct 13’in bütçesi ise yalnızca 100.000 kadardır. Aynı zamanda Akkad, dört aylık sıkışık iş programı, düşük bütçe ve Carpenter’ın bir film yapımcısı olarak yeterli deneyiminin olmayışından ötürü endişelenmiştir. Fangoria ile yaptığı röportajda şu sözleri sarf etmiştir: “İki şey karar vermemi sağladı. İlki, Carpenter’ın bana hikâyeyi neredeyse karesi karesine, merak ve gerilim yaratarak sözlü bir şekilde anlatmasıydı. İkincisi, bana herhangi bir ücret istemediğini söylemesiydi. Bu onun bu projeye inandığını gösteriyordu.” Carpenter; çekim, senaryo yazımı ve müzik için sadece 10.000 dolar almıştır. Ayrıyeten elde edilecek kazancın yüzde 10’unu alacaktı.

Bütçenin düşük olmasından dolayı gardırop ve aksesuar ihtiyacı, ucuza satılan veya eldeki mevcut eşyalardan karşılanmıştır. Oyuncuların çoğu kendi kıyafetlerini giymiş, J.C. Penney’den satın alınan Curtis’in gardırobunun fiyatı da yüz dolar kadar tutmuştur. Carpenter; yapım tasarımcısı, sanat yönetmeni, mekân araştırma görevlisi ve yardımcı editör olarak Tommy Lee Wallace’yi kiralamıştır.

Düşük bütçeden ötürü Michael Myers’in maskesi, bir giysi dükkânından 1,98 dolara alınan Uzay Yolu’ndaki (Star Trek) William Shatner’ın maskesiymiş. Carpenter’ın anımsadığına göre, Tommy Wallace maskeyi spreyle mavimsi beyaza boyamış ve göz deliklerini genişletmiştir. Ayrıca filmin senaryosunda Michael Myers’ın maskesinin solgun yüz hatlarına sahip olduğu yazıyordur ve maske hakikaten korkutucudur. Wallace işini bitirdikten sonra, maske William Shatner’a benzemekten çıkmıştır. Hill ise konuyla ilgili olarak şunları eklemiştir: “Fikir, onu neredeyse tamamen duygusuz ve suratsız (insana hem benzeyen hem benzemeyen solgun bir surat) yapma fikriydi.”

Mevsim bahar olduğundan ekip balkabağı bulmada sıkıntı yaşamıştır ve yapay dökülmüş yapraklar birden fazla sahnede kullanılmıştır. Çekim bölgesinde yaşayan aileler de şeker isteme sahneleri için çocuklarına cadılar bayramı kostümü giydirmişlerdi.

Genç Jamie Lee Curtis, oyunculuk performansından ötürü büyük hayal kırıklığına uğramış ve daha ilk gününden kovulacağını düşünmeye başladı. Gece telefonu çaldığında karşısında John Carpenter’ı bulmuş ve sinema kariyerinin bittiğini anlamış. Fakat Carpenter, Curtis’in oyunculuk tarzını çok beğendiğini ve böyle devam etmesini rica etti.

P.J. Soles (Lynda) film yayınlandıktan sonra, gerçek seyirciler arasında, 4. sıraya kurulup filmi izledi. Çıplak olarak ekrana geldiği ve “hoşuna giden bir şeyler görüyor musun?” dediği sahne sırasında, önünde oturan bir erkek seyirci, oyuncunun arkasında oturduğundan habersiz olarak, “kahretsin, evet görüyorum!” diye bağırdı.

John Carpenter, her sahne için “korku derecesi” hazırladı ve çekim öncesinde Jamie Lee Curtis’e bu dereceyi söyledi. Oyuncu da dereceye göre, Laurie’nin ne kadar korkması gerektiğini anlayıp ona göre oynuyordu.

Film, 1978 baharında 20 günde çekildi.

Filmdeki tüm kadın karakterler “teenage” (13-19 yaş aralığı) olsalar da, oyunculardan sadece Jamie Lee Curtis gerçekten “teenage”ti.

Yabancı’nın başarısının ardında yatan nedenlerden bir diğeri de filmin orijinal müzikleri, özellikle de ana tema müziğidir. Senfonik eserlere yer verilmezken filmin müziklerinin tamamı, yönetmen John Carpenter’ın 5/4’lük ölçü kullanarak bestelediği piyano melodilerinden müteşekkildir. Eleştirmen James Berardinelli, filmin müziklerini oldukça kolay ve sade olarak nitelendirse de filmin artıları arasında değerlendirmiştir. Carpenter bir röportajda şöyle demiştir: “Bütün klavyeli çalgıları çalabilirim, fakat bir notayı ne okuyabilir ne de yazabilirim.”

Film Türkiye’deki sinemalarda Ocak 1982’de özgün adının Türkçe karşılığıyla değil de Yabancı adıyla gösterilmişti. Film Pop Filmcilik filmin sinemalara dağıtımını gerçekleştirmişti. Bir de Türkiye’deki yayını için hazırlanan sinema afişine “Danıştay kararıyla” ibaresi eklenmiştir. Türkiye’deki savcılıklar 1970’lerden itibaren ilgili hükümlere dayanarak uygun bulmadıkları filmlerin yayınlanmasını yasaklamışlardı. O dönemlerde idare mahkemeleri henüz kurulmadığı için sinemacılar direkt olarak TC Danıştay Başkanlığı’na başvurmuşlar, filmler de Danıştay’ın kontrolünden geçtikten sonra bu ibareyle yayınlanmıştı.

John Carpenter filmin tema müziğini 4 günde besteledi.

***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***

Film yayınlandıktan sonra birçok kişi, yönetmen John Carpenter’a, filmin sonlarında Laurie’nin Michael Myers’in maskesini çıkarttığı ve yüzünün anlık olarak ekrana geldiği sahnede, Myers’in yüzünün çok korkutucu olduğundan bahsetti. Oysa Myers’in Laurie ile boğuştuğu sahnede yüzünde oluşan ufak bıçak kesiği dışında, ekrana gelen yüz Tony Moran’ın gerçek yüzüymüş. Carpenter, bu konuda, “bu sinemanın insanlar üzerindeki gücünün bir kanıtı aslında. Çünkü maske çıktığı an herkes ekranda bir canavar görmeyi bekliyordu” dedi.

Filmin orijinal senaryosuna göre, Dr. Loomis (Donald Pleasence), Myers’in çimlerden kaybolduğunu fark ettiği filmin finalinde sürpriz bir tepki veriyordu. Fakat oyuncu bunun yerine Dr. Loomis’in yüzünde, “bunun olacağını biliyordum” ifadesi olmasının daha uygun olacağını önerdi. Yönetmen de bu öneriyi kabul edip filmi o şekilde çektiler.

Filmde toplam 8 kişi ölüyor.

Birkaç sahne ve yüzünün görüldüğü sahne haricinde, yetişkin Michael Myers rolünü Nick Castle oynadı. Castle, Joh Carpenter’ın okuldan arkadaşıymış ve çekimler sırasında sürekli sete geliyormuş. Carpenter, uzun olması ve ilginç yürüyüşü nedeniyle ona Myers rolünü önerdi. Castle teklifi kabul etti ama sonrasında yüzünün hiç görünmediğini öğrenince hayal kırıklığına uğradı. Fakat Carpenter’ın, Myers karakterini, “melek yüzlü” kötü biri olarak göstermek istediğini anlamış. Myers’in diğer sahneleri Tony Moran oynadı.

Bazı eleştirmenler, filmin katil ile seyirci arasında ilişki kurarak sadizm ve kadın düşmanlığını teşvik edebileceğine dikkat çekmiştir. Bazıları da filmin 1970’lerin Amerika’sındaki gençlerin ahlaksızlığının sosyal eleştirisi olduğunu söyler. Çünkü Myers’ın kurbanlarının çoğu madde bağımlısı ve rastgele cinsel ilişki yaşayan kimselerdir. Fakat filmin kahramanı masum biri olarak tanıtılmıştır (sadece bir sahnede esrar çekerken görülür). Carpenter ise bu tespitleri yalanlamıştır. Yabancı’nın teknik ve konu unsurları, slasher filmleri için standart olmuştur.

Yabancı ve diğer slasher filmlerine yönelik eleştirilerin çoğu postmodern akademik kesimden gelmiştir. Tarihçi Nicholas Rogers’a göre bazı feminist eleştirmenler, Yabancı’da hardcore pornografide olduğu gibi kadınlar kesin bir şekilde aşağılandığı için bu filmden itibaren slasher filmlerini takip etmeye başlamışlardır. John Kenneth Muir ve bazı eleştiri yazarları, Laurie Strode gibi kadın karakterlerin iyi bir plan kurduklarından veya becerikli olduklarından değil de şanslı olduklarından ötürü kurtulduklarına dikkat çekmiştir. Strode katil ile çoğu kez mücadelede bulunmasına karşın devam bölümünde de olduğu gibi filmin sonunda Dr. Loomis tarafından kurtarılmıştır. Öbür yandan, Carol J. Clover gibi bazı feminist bilim insanları, kadına yönelik şiddeti ekrana getirmesinin yanında slasher filmlerinin kadın kahramanlara yer verdiğini belirtmiştir. Yabancı öncesi korku filmlerinde kadınlar yardıma muhtaç durumda olup erkeksi bir kahraman tarafından kurtarılana kadar tehlike altındadır. Clover, Loomis Strode’u kurtarsa da filmde “final girl” diye tabir edilen ve filmin sonunda katilden kurtulan bir çeşit esas kıza yer verildiğini vurgulamıştır. Strode Myers ile savaşarak onu yaralamıştır, hatta saldırıları Myers’ı normal bir insanmışcasına öldürecektir. Ne var ki hikâyenin erkek karakteri Loomis, tabancasıyla kısa bir mesafeden ateş etmesine rağmen Michael’ı öldürememiştir.

Diğer eleştirmenler, Yabancı ve devamındaki slasher filmlerinde daha derin bir sosyal eleştirinin olduğunu düşünmektedir. Vera Dika’ya göre 1980’lerin filmleri Reagan Amerikası’nda yaşayan muhafazakâr aile değerleri savunucularına hitap etmektedir. Tony Williams, Myers ve diğer slasher katillerinin 1960 kuşağının çocuklarını özellikle cinsel ilişki ve içki gibi suç teşkil edecek davranışlarda bulundukları vakitler öldüren ataerkil değerlerle sahip “intikamcı” kimseler olduğunu söylemiştir. Eleştirmenler Myers’ın şeytani ve insanüstü bir canavar olarak tanıtılmasının muhafazakârlar arasındaki etkisini sınırladığını düşünmüşler, dolayısıyla da bu yorumun üzerinde fazla durmamışlardır.

Carpenter, Yabancı’nın bir ahlak oyunu olduğu yönündeki fikirleri onaylamamış ve yalnızca bir korku filmi olduğunu savunmuştur. Carpenter eleştirmenlerin durumu kavrayamadığının altını çizdikten sonra sözlerine şöyle devam etmiştir: “Cinsel açıdan en büyük sıkıntıyı yaşayan bu kız katili uzun bir bıçak ile bıçaklıyor. Cinsel açıdan en sinirli olan o. Bakire olduğundan değil, bastırdığı cinsel enerji yüzünden. Bütün fallik sembolleri katil üzerinde kullanıyor.”

Yabancı’nın 1980’lerin başından ortasına kadarkiler başta olmak üzere sayısız korku filmi üzerinde etkisi olmuştur. Yabancı sayesinde Bob Clark tarafından yönetilen Black Christmas (1974) adlı Kanada yapımı korku filminde kullanılan teknikler ve konu unsurları ün kazanmış ve 1980’lerdeki slasher filmi çılgınlığı start almıştır. Filmde belirgin olarak kullanılan birinci şahıs kamerası perspektifleri, sıradan dekorlar ve kadın kahramanlar slasher türünün vazgeçilmezi haline gelmiştir. Kadın kahramanların neredeyse tümü masum ve bakire olarak tanıtılırken diğerleri madde bağımlısı ve rastgele cinsel ilişki yaşayan kimselerdir.

Slasher çılgınlığının bir diğer kaynağı olan Tobe Hooper’ın yönettiği İnsan Eti (1974) filmde kullanılan teknikleri daha önceden kullandığı düşünülmektedir. Zira teksas Kasabı (The Texas Chain Saw Massacre) kendisinden beş sene sonra yayınlanan Yabancı ile ortak yanlar taşımaktadır. Örneğin bu filmde bir grup genç eli silahlı maskeli sadist bir katilin (Deri Surat) eline düşer, bunların yanında bir kadın kahraman vardır. Ayrıca film Yabancı gibi birçok korku filmini etkilemiştir.

13. Cuma ve Elm Sokağında Kabus gibi film serileri benzer temaları işleyerek popülerlik kazanmıştır. Filmden esinlenen sayısız slasher filmi de başarısını Yabancı’ya borçludur. Hayatta kalan karakterin iffetli ve ılımlı olması slasher filmleri için genel bir kural olagelmiştir. 1981 tarihli komedi filmi Student Bodies bu durumu tiye almıştır, örneğin karakterler cinsel ilişkide bulunacakları sırada öldürülürler. Wes Craven’nın yönetmenliğini üstlendiği Çığlık (1996) filminde sağ kalmak için gereken kurallardan bahsedilmektedir. Yabancı’nın temel örnek olarak alındığı filmde kurallar şöyle sıralanmıştır: Seks yok, alkol yok, uyuşturucu yok ve asla “Hemen döneceğim” deme.

Yabancı için yapılan tanıtım faaliyetleri düşük düzeydedir ve genel olarak ağızdan ağza yapılan reklamlara dayanmaktadır. Bu duruma rağmen film başarılı olmuştur. Yine de eleştirmenlerin birçoğu filme karşı ilgisiz kalmış veyahut filmi hafife almıştır. Pauline Kael, The New Yorker’daki sert bir dille yazdığı yazısında düşüncelerini şöyle açıklamıştır: “Carpenter’ın sinema dışında bir hayatı yok gibi gözüküyor. Görülebileceği gibi filmde kullanılan fikirler kaynağını Hitchcock, Brian De Palma gibi yönetmenlerden ve Val Lewton yapımlarından almaktadır… Bir korku filmi dilsiz kalarak korkutucu olmak dışında her şeyi es geçiyor ve korku türünün eski bir örneğini (bir tımarhane kaçkınını) diriltmekte sakınca görmüyorsa, ancak izleyicinin bir kısmını sofistike korku filmlerinin yaptığından daha basit ve çocuksu bir şekilde memnun edebilir.” Film birçok kez Sapık ile kıyaslanmıştır; ancak TV Guide, bu karşılaştırmaları saçma ve asılsız olarak nitelendirmiştir. İlk olumlu eleştiri Kasım 1978’de The Village Voice gazetesinde çalışan ünlü eleştirmen Tom Allen’dan gelmiştir. Allen filmin sosyoloji yönünden alakasız olduğunu, fakat Carpenter’ın kamera çalışmasının aldatıcı ve düşük bütçeli bir film yapmak için iyi bir yol olduğunu ifade etmiştir.

Dip Not: 9 Eylül 2013’de yayımlandı, 23 Ocak 2015’de güncellendi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.