Birkaç yıldır kuzenim Barış ile her karşılaştığımızda, muhabbetimizin bir bölümünde Breaking Bad yer alıyordu. Ama bu yer alış genelde tek taraflı idi. Çünkü Barış diziyi öve öve bitiremiyor, ben de genelde “hı hı”larla geçiştiriyordum. Sonra bir gün başlamaya karar verdim. Ama ilk 3-4 bölümü izledikten sonra (muhtemelen modumdan ötürü) bir şey bulamayıp vazgeçtim. Bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra, iş yerinden Sefa bir anda Barış oluverdi. Her sabah ve akşam serviste Breaking Bad’e yağdırılan övgüleri duymaktan gına geldi ve bir kere daha başlamaya karar verdim…
Kısa bir araştırmadan sonra ilk sezonun 7 bölüm olduğunu görünce ayrı bir mutluluk yaşadım. Çünkü bu sefer ne olursa olsun 7 bölüm dayanacak ardından kesin kararımı verecektim. 3-4 bölüm izledikten sonra güzel şeyler bulmaya başladım. 50’lerindeki kimya öğretmeni Walter White (Bryan Cranston)’ın her şeyi elinde tutmaya çalışan, tecrübesiz halleri ve uyuşturucu bağımlısı Jesse Pinkman (Aaron Paul)’ın kendini sürekli eski kimya öğretmeni olan Walter’a kanıtlamaya çalışırken yaptığı sakarlıkları çok eğlenceli geldi…
Şu anda 4. sezonun finalini yapmak üzereyim ve bu akşam bitirip, Amerika’da yayınlanmakta olan 5. sezona geçeceğim.
Karakterler ve konu hoşunuza giderse Braking Bad, zaman zaman kahkahalar attığınız ama zaman zaman da oldukça kasvetli bir drama. Şu ana kadar izlediğim 4 sezonda konu, kurgu ve sürükleyicilik çok çok iyi.
50’lerindeki kimya öğretmeni Walter White, akciğer kanseri olduğunu öğrendikten sonra, hamile karısı ve zihin özürlü oğluna para bırakabilmek için, Metamfetamin (kristal meth) üretmeye karar verir. Fakat piyasa ile uzaktan yakından hiçbir bilgisi olmayan White, eski öğrencilerinden, bağımlı ve kendi çapında uyuşturucu satıcısı olan Jesse Pinkman ile anlaşır. İlk zamanlarda üretim zordur. Sonrasında ise uyuşturucuları düzgün bir şekilde satmak. Ama bir sonraki basamak hepsinden zordur, kazanılan parayı aklamak ve yaşanan onca pislikle birlikte hayata devam edebilmek…
Diziyi sevmemin en önemli nedenlerinden biri, Walter ile Jesse’nin ilk sezon ile dördüncü sezon arasında yaşadıkları olaylardan sonra hayata olan bakış açılarının ve kişiliklerinin değişimini çok iyi anlatması. İlk bakışta “iyi” bir amaçla girilen işin, zamanla kişiyi, başlangıçtan çok uzakta ve gerçekten acımasız bir insana dönüştürmesi çok iyi konu ediliyor. Zaten, dördüncü sezonun bir bölümünde Walter’ın “ne oldu da biz buralara geldik. Ne zaman her şey bu kadar karıştı!” diyerek dert yanması da yaşadıklarını özetliyor.
Dizide bana en yaratıcı gelen şey ise, bazı bölümlerin başlarında, farklı bir açıdan bölümün son sahnesinin ekrana getirilmesi.
Bryan Cranston, 2008 (S1), 2009 (S2) ve 2010 (S3)’da Emmy ödüllerinden Drama Dizilerinde En İyi Erkek Oyuncu ve Aaron Paul, 2010 (S3) ve 2012 (S4)’de Emmy ödüllerinden Drama Dizilerinde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerini kazanmışlar.
“Breaking Bad (İlk 4 Sezon)” üzerine bir yorum