Gençlerbirliği’ni Ayakta Tutanlardan Biri: Rıfat Rafael Demircan

Geçen cumartesi günü evde kod yazarken telefonum çaldı. Ural heyecanlı bir şekilde, Rıfat Demircan’ı ya da Rafael Demircan’ı tanıyıp tanımadığımı soruyordu. Biraz da kod yazmanın verdiği afallama ile bir süre düşündükten sonra tanımadığımı söyledim. Bunun üzerine, Rıfat Demircan’ın 1948’li Ankaralı bir Ermeni olduğunu, babası ile birlikte sıkı birer Gençlerbirlikli olduklarını, özellikle Kırmızı-Siyahlıların parasız, sahipsiz geçen çöküş yıllarında (1970-82) ellerinden geldiğince takımı sırtlamaya çalışanlardan biri olduğunu, seksenlerin ortasında “çeşitli” nedenlerle ülkeyi terk edip Avustralya’ya yerleştiğini ve şu anda orada yaşadığını anlattı. Röportajı ve Rıfat Demircan’ın kim olduğunu merak etmiştim. Ural, gazeteyi saklayacağını ve bu röportajı bir şekilde nete koyup, paylaşırsak çok sevineceğini söyledi. Ben de ocr’dan geçiririz diye düşünmüştüm.

Salı günü Erdem röportajın linkini gönderdi. Yazıyı büyük bir ilgi, hüzün, şaşkınlık ve mutlulukla okudum. Gerçek adı olan Rafael’i kullanamayan, bu yüzden birçok ismi olan (Ermeni Rıfat, Rıfat, Refai, Rafi, Rafael) Rafael Demircan‘ın çocukluk anıları, binlerce kilometre uzağa zorunlu gidişi ve orada duyduğu vatan hasreti ile hüzünlendim. Gençlerbirliği ile ilgili anlattığı ve hiç bilmediğimiz, hiç duymadığımız satır arası bilgileri ile şaşırdım. Gençlerbirliği sevgisi ve en kötü döneminde kulüp için yaptıkları ile mutlu olup, gurur duydum.

Röportajın yayılmasını da sağlamak için macanilari.com’da yer alan, 1979-80 sezonunun son haftasında Ankara’da oynadığımız ve amatör kümeye düşmekten son anda kurtulduğumuz Gençlerbirliği 1-2 Çorumspor (http://www.macanilari.com/getir.php?fid=197919804928&aid=100155) maçına ekledim. Ardından da röportajda bahsi geçen diğer maçlara alıntılar yaptım.

Perşembe günü röportajı yapan Agos’tan Rober Koptaş’a ulaşarak “yaşından ötürü muhtemelen yoktur ama” diye içimden geçirerek Rafael Demircan’a ulaşabileceğim bir mail adresinin olup olmadığını sordum. O da göndermiş.

Dün sabah kelimeleri seçmeye özen göstererek ve biraz da kasılarak bir mail hazırladım. Merhaba Rafael amca diye başladığım mailde, röportajı okurken hissettiklerimi anlatıp, “Gençlerbirliği’nin tarihini araştıran Tanıl abi (Bora) veya benim gibi Gençlerbirlikliler, 1970-1982 arasında geçen ‘çok çok kötü’ dönemde takımın ayakta kalması için hayatlarını ortaya koyan sizin gibi birkaç Gençlerbirlikliyi sürekli karşılarında buluyorlar. Bizler bugün Gençlerbirliği’ni biliyorsak ve seviyorsak bunun en büyük sebebi sizin gibi bu işe gönüllerini ve hayatlarını koymuş insanlardır. Bu yüzden rahmetli babanıza ve size ne kadar teşekkür etsem/etsek azdır…” diye yazdım.

Yaklaşık 2 saat sonra Rafael amcadan cevap geldi. Şaşırdım ve heyecanlandım. Mail;

“Canim kardesim Mehmet Ali

gonderdigin mektup u okudum cok duygulandim guzel sozlerin icin tesekkur ederim sagol varol ben bu makinayi kullanmayi pek beceremiyorum nokta virgul yok beni idare et bu yastan sonra bu memlekette buna da sukur diyorum bende ingilizcede yok ama yasamaya calisiyoruz” diye başlıyordu.

Ardından da röportajını eklediğim Çorumspor maçımızın linkine tıkladığında yaşadıklarını yazıp aklına gelen anısını paylaşıyordu;

“Canim kardesim mail in altindaki link i tikladim karsima G Birligi 1 CR spor 2 yazdi tuylerim diken diken oldu ben o gun takimin basindaydim Fehmi bastuzel hocamizdi takimi asagi yukari sayarim o haftanin basinda bazi futbolcularimiz (isimleri aklimda ) ilk sali antremaninda rifat abi corum sporlu idareciler ellerinde canta dolusu paralarla bize geldiler Hasan Sengel abim hicte paramiz yokken takimi kizilca hamamda kampa aldik korktuk corum bizi 4 farkli yense bizi geciyordu mac gunu cebeci stadina direk geldik yedek kulubesinin arkasidaki turibin i corumlu taraftarlar doldumustu mac basladi hocayla ben titriyoruz ve korkuyoruz huylandigimiz seyler olabilir diye ve oldu da 30 .dakikada mac2 0 corum onde hocayla biz hemen 2 adami degistirdik(isimleri ezberimde) devre oldu cikardigimz 2 adam kacti BEN Devrede topculara ne dedigimi Kaleci Turgaya Haruna orta saha levent e yani ogun ordaki cocuklara sorun 2 yari Harun golu atinca biraz rahatladim ve macta oyle bitti o macta bizi arkadaslarini satan adamlar bir daha kulubun onunden gecemediler gozumuzede gorunmediler.”

Mailin sonunda da duygularını paylaşıyordu;

“Canim Mehmet Ali kardesim beni ne gunlere goturdun ama cok sagol bu da buda benim ilacim hatiralarla yasiyorum burasi Turkiye gibi degil herkes kendi keyfinde benim esim de 20 sene evvel vefat etti anliyacagin tek basimayim once Allahin sonra da devletin sayesinde yasamaya calisiyorum

Canim Kardesim once Tanil boraya cok selam soyle kitapta benden bahsettigi icin tesekkurlerimi ilet ayrica isim isim saysam yer yetmez G Birlikli olupta tanimadigim yokki sen tum camiaya beni taniyan tanimayan tum gencler lilere tum ankaraya tum anadoluya selam soyle

yazdigin icin sagol seni ve herkesi selam sevgi hurmetlerle operim saglicakla kalin rrr”

Maili okurken çok duygulandım. Ardından cevap yazarak elimden geldiğince selamlarını ileteceğimi söyledim. Ve izin verirse yazdığı maç anısını kendisini üye yapıp, kendi adına macanilari’na girmek istediğimi söyledim ve bizim gazete kupürleri dışında çok fazla bilgi sahibi olmadığımız 70 ve hatta 80li yıllardaki maçlarla ilgili anılarını zaman buldukça yazarsa ben de siteye girebileceğimi ekledim.

Hızlıca cevap geldi;

“Canim kardesim Mehmet Ali

Sen beni bayagi heyecanlandiriyorsun bu da bana keyif veriyor simdi mail i okudum aninda yaziyorum
Canim Mehmetim ben sana 1972 1980 arasi hic unutamiyacagim maclar var bu maclari sana yazarim
her her hafta olmadi 10 gun icinde sonucunu simdi bildigimiz ama ne sartlarda nasil gittigimiz neler yasandigini bilmediginiz deplasman
maclardan sana yazarim sen yayinlarmisin anlatirmisin orasini ben bilemem bu arada sizin merak ettiginiz bir seyler olursa sorarsaniz
aklimda kaldigi kadar yazarim istedigin zaman yaz cevaplarim simdilik kafam durdu su anda burasi akamin 10 u

canim kardesim Hasan Sengel abimi ilk gordugun yerde hic cekinme saril op bu avustralya dan rifat abim icin de gerisine sen karisma bak ne oluyor

sadece Hasan abim degil onun gibi yuzlerce abim arkadasim kardes lerim var sen bizim o surundugumuz zamanlardaki insanlari tanirsin hepsine selam soyle
simdilik bunlari yaziyim sanirim gerisi kendiliginden gelir ama benim yazi seklim bu baskasina aklim ermez nokta virgul yok anadolu isi yazacagim
herkese selam sevgi hurmetler saglicakla kalin rrr”

Bu güzel cevaptan sonra Rafael amcayı üye yapmak için siteye girdim. Fakat ortada bir sorun vardı. Rafael amca acaba hangi adı ile görünmek isterdi. Önce gerçek adı olan Rafael’i kullandım ama sonradan Türkiye’de tanınan ismi olan Rıfat’ı da eklemem gerekir diye düşündüm. Ama ona danışmalıydım. Rafael amcanın samimi cevapları ile birlikte ben de artık kendisine Rafael abi demenin daha doğru olduğunu düşünerek yeni mailimde abi diyerek durumu anlattım ve ne yapayım diye sordum.

“aslanim ali
simdi oldu
ben rrrr yaziyom cunki rifat refai rafael rafi diye gitti gidiyor
sen ce raf i iyiyse rafi olsun ama turkiyede rifat derlerdi ona gore
yayinliyacagin yazilari bana gonder bende okuyum
saglicakla kalin rafi”

Böylece bir de Rafi ismi eklendi listeye. Ben de tüm isimleri kullanmanın doğru olduğunu düşünüp, “Rafi “Rıfat” Demircan ya da Rafi “Rafael Rıfat Refai” Demircan nasıl abi? :)” diye mail attım. Cevabına kahkahalar attım;

“yav alim
sen beni oldurecen vallahi gulmekten catliyacam tam yaziyom bir tane daha
ama en sonunda bulduk ermeni rifat tan terfii ettik rifat refai rafi rafael demircan
tamam anlastik bir tane daha yazsan gulmekten gidecem ona gore
hosca kal rrrr”

Ve sonunda “Rıfat Rafael Demircan” olarak üyelik işlemlerini tamamladık. İlk anısı olarak da Çorumspor maç anısını yazdım: http://www.macanilari.com/getir.php?fid=197919804928&aid=100513

Bu yazışmalar sırasında bundan sonraki maillerde “Rafi Abi” diye hitap etmenin en doğrusu olacağına karar verdim.

Dün akşam Ural, Zeynep, Pınar ve Yüce’yle birlikte yemek yedik. Akşamın tek konusu Rafi Abi, röportajı ve yazışmalarımızdı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Rafi Abiden iki tane mail daha geldi. İkisinde de Avustralya’da gece yarısı olmasına rağmen uykusunun tutmadığını söyleyip Cemalettin Sakallıoğlu, Harun Erol ve transferinde rol oynadığı kaleci Turgay Keskin’e selamlarını iletmemi rica ediyordu. Az önce Cemallettin abiyi arayıp selamlarını ilettim. O da mutlu oldu ve Rafi Abiye hemen ulaşacağını söyledi.

Rafi Abi ile yaptığımız tüm konuşmalarda onun Gençlerbirliği’ne, dostlarına, arkadaşlarına, Ankara’ya, Anadolu’ya olan özlemi vardı. Özellikle son attığı iki mailde uykusunun tutmadığını belirtmesi ve hatırladığı isimleri yazıp selamlarını iletmemi söylemesi içimi burktu. Ayrıca ilk mailden itibaren tüm yazışmalarda ortaya koyduğu sıcaklığı ve samimi tavırları ise ne kadar beyefendi ve saygı duyulası bir insan olduğunu gösterdi.

Tüm bu yazışmaları buraya aktararak, hem bu vatanlı olmalarına rağmen uzakta yaşmaya mahkûm edilen insanlardan birinin özlemini dile getirmek, hem de onca sahipsizliğe ve parasızlığa rağmen Gençlerbirliği’nin ayakta kalması için tüm kalplerini ortaya koyan Rıfat Rafael Demircan, Hasan Şengel, Cemallettin Sakallıoğlu, Harun Erol ve daha sayamadığım bir sürü Kırmızı-Siyahlıya kendi adıma teşekkür etmek istedim. Çünkü bu insanlar olmasaydı, sadece 3 takımın yaşama hakkının olduğu bu ülkede Gençlerbirliği de diğer onlarca köklü kulüp gibi ya kapısına kilit vurulmuş ya da amatör kümede sürünüyor olacaktı…

klasspor.com

“Gençlerbirliği’ni Ayakta Tutanlardan Biri: Rıfat Rafael Demircan” üzerine 7 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.