Sherwood Anderson’ı ilk defa John Fante‘nin Bunker Tepesi Düşleri‘nde anlattığı çocukluğuna ait bir anıda duymuştum. Fante, Sherwood Anderson’ın Kasabamız (Winesburg, Ohio) romanından bahsediyordu. Tıpkı yıllar sonra Bukowski’nin Fante’nin Toza Sor’undan ve kendisinden bahsedeceği gibi…
1876 doğumlu Amerikalı öykü ve roman yazarı Sherwood Anderson’un çalışmaları, Ernest Hemingway, William Faulkner ve John Steinbeck gibi yazarlara ilham kaynağı olmuş. Bu sayede Amerikan yazınının hem konuda, hem dilde giderek daha içten bir öze kavuşmasını sağlamış. Yazarın dünyada en çok tanınan eseri 1919’da Winesburg, Ohio adıyla yayınladığı ve Türkçeye Kasabamız olarak çevrilip 1984’de Adam Yayınları tarafından yayınlanan, birbirleriyle “bir şekilde” bağlantılı kısa öyküler kitabı. Kitapta bulunan Eller (Hands) öyküsü yazarın kaleme aldığı ilk “gerçek” öyküymüş.
Anderson, Ohio’daki küçük bir kasaba olan Winesburg’de yaşayan ve oluşturdukları çembere sıkışmış, bir türlü çıkış yolu bulamayan, bulamadıkça da kabullenen, geri çekilen insanların hayatlarına dokunuyor. Onların gizlilerini, saklılarını dillendiriyor. Dış görünüşün “ardındakini” anlatıyor. Korkularını, hatalarını, pişmanlıklarını ve kişiliklerini oluşturan etkenlerden bahsediyor…
Bu yüzden de hikayelerin birçoğu karamsar. Ama bir yandan da içten ve samimi. Yalın dili ile Anderson hikayelerini anlattığı karakterlere empati kurmanızı kolaylaştırıyor. Öyküleri okudukça karakterleri tanıyorsunuz ve bir sonraki hikayede bahsi geçtiği zaman “onu” daha iyi anlıyorsunuz. Öyküler arasında ufak ve güzel kesişmeler var…
Bir dip not olarak: Anderson’un ölüm sebebi biraz garip. Zira yazar Panama’da muhtemelen Martini’nin içinde bulunan zeytin kürdanını yutmasının sebep olduğu bir iç kanamadan ötürü ölmüş.
tr.wikipedia’da Sherwood Anderson ile ilgili şu bilgiler var;
20. yüzyılın başında orta ve alt sınıf Amerikalılara ve bireylerin yanlızlık, aidiyet, kimlik gibi evrensel sorunlarına ilişkin yalın, dramatik hikâyeler ve romanlar yazdı. Özellikle Kasabamız kitabında toplanan hikâyelerindeki cinsellik temaları tutucu çevrelerde rahatsızlık yarattı.
Yazar William Faulkner, Anderson hakkında şöyle der; “Sherwood Anderson aralarında benim de olduğum Amerikan yazarlar kuşağının babası sayılır; o bizden sonrakilerin sürdüreceği bir geleneğin gerçek değeri hiç bir zaman bilinmeyen en önemli temsilcilerinden biridir.”
John Fante’nin Bunker Tepesi Düşleri’nde Sherwood Anderson’dan bahsettiği bölüm;
Kütüphaneye gidiyordum. Dergi sayfalarını karıştırıyor, fotoğraflara bakıyordum. Birgün raftan bir kitap çektim. Winesburg, Ohio. Uzun maun masaya oturup okumaya başladım. Dünyam altüst oldu birden. Gökyüzü üstüme çöktü. Esir aldı kitap beni. Gözümden yaşlar aktı. Yüreğim deli gibi çarpıyordu. Gözlerim yanıncaya kadar okudum. Kitabı eve götürdüm. Bir Anderson daha aldım kütüphaneden. Elimden bırakmaksızın okudum, okudum, okudum, bütün kitaplarını okudum, içimde dayanılmaz bir yazma isteği duyana dek; kağıt kalem alıp oturdum ve yazmaya çalıştım, ama Anderson’a geldiği gibi gelmiyordu sözcükler, kan damlalarıydılar sanki.
Kitapta yer alan ve ilgimi çeken 3 öykü;
Kağıt Haplar, Kasabamız / Winesburg, Ohio (1919), Sherwood Anderson
Saygıdeğerlik, Kasabamız / Winesburg, Ohio (1919), Sherwood Anderson
Serüven, Kasabamız / Winesburg, Ohio (1919), Sherwood Anderson
“Kasabamız (Winesburg, Ohio: A Group of Tales of Ohio Small-Town Life, 1919), Sherwood Anderson” üzerine 2 yorum