2009-10 sezonunun ortalarında Tanıl abi ile futbol kitapları hakkında muhabbet ederken bana Memet Zencirkıran’ın Bursaspor’un kitabını yazdığını ve sezonun sonlarına doğru çıkartmayı planladıklarını ama Bursaspor’un ciddi ciddi şampiyonluk mücadelesi vermesi üzerine kitabın yayınını durdurduklarını anlatmıştı. Çünkü Türk futbolunda devrim niteliğindeki bu gelişmenin yaşanması durumunda kitabın doğal olarak yeniden şekillendirileceğinden bahsetmişti.
İletişim Yayınlarının Futbol Kitapları serisinin “ilk çeyreklik” (25.) kitabı olma özelliği de taşıyan kitabın üslubu bana son derece samimi geldi. Sonuçta kitap “bir takımın” tarihinden bahsediyor ama Memet Zencirkıran’ın dobra dobra gördüklerini yazdığı ve zaman zaman taraftarın, zaman zaman yönetimin, zaman zaman teknik adamların yaptığı hataları çekinmeden ortaya koyması çok hoşuma gitti. Özellikle taraftarın gereksiz yere ortaya koyduğu gerilimin takım üstünde büyük baskılar oluşturduğunu ve bunun sonucunda da her zaman “Bursa sporunun” zarar gördüğünü çok güzel örnekliyor.
Kitapta en çok ilgimi çeken şey, Bursaspor’un kurulması aşamasında kendi kulüplerini fesih eden ve Bursaspor çatısı altında birleşen kulüplerin özellikleri. Okuduğum kitaplardan, yazılardan dolayı Türkiye’den göç eden azınlıkların gittikleri ülkelerde kurdukları takımlara alışkınım ama Yunanistan, Bulgaristan ve Yugoslavya’dan gelen Türk azınlıklarının Türkiye’de takım kurduklarını bilmiyordum. Güzel bir bilgi oldu benim için…
Kitaptan: Birleşmeye katılacak takımların hepsinin ayrı bir karakteri ve ruhu temsil ettiği söylenebilir: “Kökü 1920’li yıllara dayanan siyah-beyaz renkli ve bir kez Türkiye şampiyonluğu bulunan Acar İdmanyurdu, Devlet’in temsilcisi kabul edilen sarı-kırmızılı Akınspor, mübadele göçmenlerinin kurduğu kırmızı-lacivertli Çelikspor, Yugoslav kökenlilerin oturduğu semtin temsilcisi yeşil-beyazlı Pınarspor ve 1951’de Bulgaristan’dan gelenleri simgeleyen sarı-siyahlı İstiklalspor…”
Kitapta 7 bölüm bulunuyor. Bursaspor’un kurulması ve günümüze kadar geçirdiği sezonlar hakkında bilgiler veriliyor, analizler yapılıyor ve sezonun öne çıkan olayları gözlemcilerinin gözünden aktarılıyor. Bursaspor’un sembolleri, doştluk ve düşmanlılarından bahsediliyor. Şampiyonlukla ilgili röportajlar ve anlatımlar yer alıyor…
Kısacası 448 sayfalık kitap gerçekten çok büyük bir uğraşın, emeğin ve samimiyetin sonucu olarak ortaya çıkmış.
Kitabın arkasından;
Türk futbolu esasta üç başrol oyuncusunun kendi arasındaki rekabetin, birtakım figüranlarla zenginleştirilerek sunulduğu bir filmdir. Seksenli yıllarda Trabzonspor bu senaryoya isyan etti ve üç İstanbul kulübü dışında şampiyon olan ilk takım oldu. Bununla da kalmadı, şampiyonluk kupasını altı kez Trabzon’a götürerek “dördüncü büyük” unvanını aldı. Dolayısıyla seksenlerden beri Türk futbolunda bir “dört büyükler” karakteri mevcut. Yaklaşık 25 senedir süren bu yeni düzene baş kaldıran ilk takım Bursaspor. 2010 yılında “Timsahlar”, Türk futboluna beşinci şampiyon olarak adlarını yazdırdılar. Üç İstanbul kulübü dışında Şampiyonlar Ligi’ne giden ilk takım onlar. Şimdi Bursasporluların yeni beklentisi: “Beşinci büyük” de olabilecekler mi?
Bursaspor’un kuruluşu, Birinci Lig’e ilk çıkışı, Türkiye Kupası ve İntertoto zaferleri, küme düşme sınırında geçen yıllar, nihayet İkinci Lig’e düşüş. Ve diriliş… Uludağ Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Memet Zencirkıran, Türk futbol tarihini değiştiren Bursaspor’un şampiyonluk öyküsüyle birlikte, kuruluşundan bu yana Bursaspor’un tarihini ve tarihine tesir eden bütün önemli kişilikleri anlatıyor.
Beşinci Şampiyon Bursaspor’dan macanilari.com’a yapılan alıntılar…