TÜR: Dram. SÜRE: 94 Dk. ÜLKE: İngiltere. YAPIM YILI: 1996. imdb: 8,2. rottentomatoes: %89.
Uyuşturucu bağımlısı bir gencin, bırakma çabalarını ve etrafındakilerle ilişkilerini konu alan Transpotting, güzel anlatımı ve oldukça başarılı oyunculuklarıyla nefis bir drama filmi.
Konu
Hayattan çok fazla bir şey beklemeyen, sahiplenmekten ve “bir şey olmaktan” uzakta yaşayan uyuşturucu bağımlısı Renton (Ewan McGregor), arkadaşlarından birinin yaşadığı büyük bir trajediden sonra uyuşturucuyu bırakmaya karar verir.
Hakkında
Trainspotting’i, Irvine Welsh’un aynı adlı romanından John Hodge uyarladı ve Danny Boyle yönetti.
Film, Oscar ve BAFTA’da En İyi Uyarlama Senaryo ödülüne aday gösterildi ve BAFTA’da ödülün sahibi oldu.
8,2 ortalama puanı ile imdb’nin en iyi 250 film listesinde yer alan Transpotting, rottentomatoes’da %89 taze olarak değerlendiriliyor.
1,5 milyon pound bütçesi olan film 72 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.
Ivır Zıvır
Tuvalet sahnesinde “İskoçya’daki en kötü tuvalet” izlenimi verilse de, sahnedeki dışkılar çikolatadan yapılmıştı ve oldukça güzel kokuyordu.
19 yaşındaki Kelly Macdonald, prodüksiyon ekibinin, tanıtım afişleriyle Glasgow’da rol testine girmek isteyen gönüllü ararlarken bulundu. Danny Boyle, onca aday arasında Macdonald’ı görür görmez kararını vermişti.
Ewan McGregor, sıska eroin bağımlısı Renton’u canlandırmak için, alkolün yasak olduğu ve kilo kaybetmesini sağlayacak basit bir diyet yaptı. 2 ay sonra McGregor, arzulanan kiloya ulaşmıştı.
Kelly Macdonald, çekimler sırasında 19 yaşında olsa da, 14 yaşında bir kızı canlandırdı.
Renton ve Diane’ın sevişme sahnesi, 14 yaşındaki Diane’ın fazla istekli göründüğü gerekçesiyle Amerika’da kısaltıldı.
Yazar Irvine Welsh, uyuşturucu satıcısı olarak filmde küçük bir rol aldı.
Renton karakterini daha iyi anlamak/oynamak adına Ewan McGregor, yakın çekim eroin enjekte etme sahnesini bizzat kendisi yaptı. Bu sahne için makyaj ekibi oldukça gerçek görünen bir protez kol hazırladılar ve McGregor iğneyi ona enjekte etti.
Film konu olarak uyuşturucu ile alakası olmayan train spotting (demiryolları ve trenlerle alakalı özel ilgiye sahip insanlar) isimli hobiye bir gönderme yapmamaktadır. Filmin adı doğrudan orijinal kitaptaki bir olaya, Begbie ve Renton’ nın, Begbie’ nin yoksul babasına Leith Merkez tren istasyonunda rastlamalarına dayanmaktadır. Baba onlara (zayıf ama esprili bir şekilde) trainspotting olup olmadıklarını sorar.
Robert Carlyle, 2009’daki bir röportajında canlandırdığı Begbie karakterinin üstü kapalı bir eşcinsel olduğunu söylemiş. Romanın yazarı Irvine Welsh, kitapta Begbie karakterinin cinselliğinin muğlak olduğunu ama Carlyle’ın yorumunda haklı olduğunu söylemiş.
Mark Renton ve arkadaşlarının uyuşturucu bağımlılıkları işlenen film birçok ülkede uyuşturucuya özendirdiği konusunda tartışmalara yol açtı.
ABD’li senatör Bob Dole filmi daha önce hiç seyretmemiş olduğunu kabul etmesine rağmen, 1996 Amerikan başkanlık seçimi kampanyaları boyunca filmin ahlaki bozukluğunu ve uyuşturucu kullanımını yücelttiğini söyleyerek kötüledi.
Film “haliyle” futbola göndermeler de içeriyor. Renton’un odasında bolca Hibernian FC’nin flama ve posterleri bulunuyor. Ayrıca Diane (Kelly Macdonald) ile seviştikten sonra 1978 Dünya Kupası maçında İskoç Archie Gemmill’in Hollanda filelerine gönderdiği nefis gole gönderme yapılıyor.
Yönetmen Boyle, Trainspotting devam filmini orijinalinden 10 yıl sonra çekmek istediğini ve bununda Irvine Welsh’in devam romanı olan Porn’dan uyarlanacağını söyledi. Boyle şu anda resmi olarak, orijinal oyuncuların görsel olarak aynı karakterleri tekrar canlandırabilecek kadar yaşlanmalarını bekliyor. Boyle, esprili bir şekilde oyuncuların dış görünüşlerine gösterdikleri özenin bu bekleme süresini uzattığını söylüyor.
ABD’deki ilk çıkışına kadar, Trainspotting’ in ilk 20 dakikası farklı diyaloglarla yeniden düzenlendi. Güçlü İskoç aksanı ve karakterlerin kullandığı dilden dolayı Amerikan izleyicisinin filmi anlamakta güçlük çekeceği düşünülmüştü.
Basımından kısa bir süre sonra kitap sahne için uyarlandı. Sahne versiyonu filmin esinlenmesine yol açtı ve 1990’ların ortasında İngiltere’de turneye çıktı. Önce Harry Gibson tarafından tiyatroya uyarlanarak İngiltere’de izleyiciyle buluştu. 2006’da Ani Haddeler Pekman tarafından Türkçeye kazandırılan Trainspotting Türkiye’de ilk defa Işıl Kasapoğlu’nun yönetmenliğinde Semaver Kumpanya tarafından sahnelendi. Semaver Kumpanya’nın sahnelediği Transpotting’de Baba Zula müzikleri yaptı, Çıplak Ayaklar Kumpanyası danslarıyla, Nehir Çinkaya sahnede resmettiği resimleriyle oyuna eşlik etti.
Filmin tamamı 7,5 haftada çekildi.
Spud rolünü canlandıran Ewen Bremner, kitabın oyun uyarlamasında Renton’u canlandırdı.
Jonny Lee Miller’ın canlandırdığı Sick Boy karakterinin James Bond takıntısı var. Miller, 1979’a kadar James Bond dizisinde M karakterini canlandıran Bernard Lee’nin torunu.
Filmin düşük bütçesi nedeniyle birçok sahne bir kere çekildi.
1,5 milyon pound bütçesi olan filmin 800 binlik kısmı, PolyGram tarafından verildi. Ki bu da şirketin filme olan inancını gösteriyordu.
Dip Not: 4 Ekim 2011’de yayımlandı, 25 Şubat 2015’de güncellendi.
“Trainspotting” üzerine 2 yorum