1959 senesinde apar topar başlayan ve yarım sezon oynanan Milli Lig’in ilk gol kralı, 11 gol ile Metin Oktay olur. 1959-60’da 33 ve 1960-61’de 36 golle Metin iki yıl daha tahtından inmez. Golleri ile Türkiye’yi sallayan Metin’i, önceleri Real Madrid’in istediği yazılıp çizilir ama Altay, Beşiktaş, Milli takım ve Galatasaray’ı çalıştıran Leanordo Remondini işi resmiyete döker ve Kral’ı İtalya’ya götürmek ister.
300 Bin Liraya Serie A’ya
Arşivlere göre 1924’de “Bombacı” Bekir (Refet)’in Almanya’ya gitmesi ile başlayan, 1927’de Altay’lı “Kara” Vahap (Özaltay)’ın Fransa’ya, 1950’lerin başına Bülent Eken, Şükrü Gülesin ve Bülent Esen’in İtalya’ya, Lefter Küçükandonyadis’in İtalya ve Fransa’ya gidişi ile devam eden futbolcu ihracatımıza’a, 1961-62 sezonu için 300.000 lira karşılığında Serie A’nın yeni takımı Palermo’ya “evet” diyen Kral da eklenir…
İlk Maçında Üç Gol
13 Ağustos 1961’de 25 bin kişinin doldurduğu La Favorita’da ilk kez sahne alan Kral’ın takımı Portekizin güçlü ekiplerinden Sporting Lisbon ile hazırlık maçı yapar. Metin, 22. dakikada Sporting ağlarını havalandırdığında tribünlerden büyük bir sevinç gürültüsü yükselir. 72. dakikada attığı ikinci golle ise tribünler adeta yıkılmaktadır.
Maçın bitmesine 6 dakika kala kaleci ile çarpışan Metin’in yerlerde kıvranması ile büyük bir uğultu kopar. Üzüntü, keder ifade eden bir uğultudur bu… Takım kaptanı ve Remondini Metin’e koşar… Tedavinin ardından seke seke ayağa kalkan Metin, 3 dakika sonra aldığı pası öyle bir kaleye havale eder ki… Tüm seyirciler hep bir ağızdan “Metin, Metin” diye tempo tutmaya başlamıştır. Bu tablo karşısında maçı takip eden birkaç Türk gazetecisinin gözlerini buğulanır…
Önce Dizlerim Titredi
“Ülkemden ayrılıp İtalya’ya geldiğimde çok tedirgindim. Sporting maçına çıktığımda Fenerbahçe – Galatasaray maçlarından farklı bir şekilde titredi ayaklarım. Ancak 20 dakika sonra kendimi bulmaya başladım. Eğer başarılı olduysam bunda, seyircilerin ve takım arkadaşlarımın hissesi çok büyüktür… ” diyen Metin, gösterdiği performansla İtalyan futbol camiasına bomba gibi düşer. Gazeteler, “Halk silahın buldu”, “Sporting’i Metin yendi”, “Delici vasıflarıyla dikkate değer bir futbolcu” gibi başlıkları atar…
Şanssız Bir Açılış
Ama sevinç uzun sürmez. Zira, Kral maçda aldığı darbelerden dolayı sakatlanmıştır. Serie A’daki ilk maçta yerini alamayan Metin, o günlerde İtalya’ya geleceği söylenen Can Bartu için Milliyet’e yazdığı mektupta, “Gel kardeşim. Memleket hasreti ne kadar kahredici olsa da ‘turco’lar daima muvaffak olmalı… Bekliyorum…” diyerek Bartu’ya seslenir…
İlk hafta deplasmanda Bologna’ya 1-0 yenilen Palermo’nun La Favorita’da ilk kez sahne alacağı maçta kral pembe – siyah forması ile çimler üzerindedir. Güzel bir oyun ve ilk resmi golünü imzasını atar ama takımının Spal Ferrara’ya 3-1 yenilmesini engel olamaz.
Türkiye’den Metin’i izlemek için gelen 300 dolayında Türk’ün de tribünde yerini aldığı 3. hafta maçında Metin’li Palermo evinde, güçlü Milan ile golsüz berabere kalarak Serie A’daki ilk puanını alır.
Nefis Bir Röveşata
4. hafta Olimpico’da Roma’ya 5-2 yenilen Palermo’nun ikinci golünü nefis bir röveşata ile atan Metin, bir sonraki hafta Catania deplasmanında sakatlanır. 3 hafta takımından uzak kalan Metin’i, futbol yazarları “gol sultanına ne oldu?” , “Sporting maçından sonra bir türlü kendisini gösteremedi” diyerek eleştirmeye başlarlarken, Remondini, “Metin’e güvenim tam. Sakatlığı geçtikten sonra kendisini gösterecektir” diyerek savunmaktadır…
Metin’in Abano kaplıcasında çamur banyosu ile iyileşmeye çalıştığı 3 haftada Palermo, Fernando ve Maestri’nin golleri ile 2 galibiyet ve 1 mağlûbiyet alır. Bu süre zarfında Palermo’da çok kritik bir gelişme olur. Baş antrenör Remondini yerine takımı yardımcısı Oscar Montez yürütmeye başlar. Önceler çok önemsenmeyen bu kritik görev değişimi ileride çok büyük olaylara sebebiyet verecektir. 9. hafta’da Juventus ve 10. haftada Padova ile 0-0 berabere kalınan maçlarda forma giyen Metin’in gol atamaması eleştirilmeye başlanır bu sefer de.
Milli Takımda Alınan Nefes
1962 Dünya Kupası eleme maçlarında Norveç ve Rusya’ya karşı görev almak için Türkiye’ye gelen Metin, 28 Ekim 1961 tarihinde Milliyet’e “da-üs-sıla”dan bahseden çok dertli bir mektup kaleme alır. Memleket hasretine hala alışamadığını ama İtalya’da kendisine çizdiği hedefe ulaşmak için inancının tam olduğunu anlatır. Her iki maçta’da birer gol atan Metin, İtalya’daki gol orucunu Milli takımda gösterdiği performans ile bozar ve İtalya’ya büyük bir umutla döner.
Ağır Bir Sakatlık
La Favorita’da oynanan 13. hafta maçında, Palermo, Lecco’yu 1-0 yener ama Kral çok ağır bir sakatlık yaşar. Önceleri lifinin koptuğu, sonraları ise sol ayak bileği çatladığı söylenen Kral, 45 gün formasından ayrı kalacaktır. Bu süre zarfında Montez’in isteği ile Metin’in eksikliğini doldurmak için Juventusun İsveçli futbolcusu Borjesson transfer edilir. Şansızlıklar birbirini kovalamaktadır. Bir de bunlara, Metin’siz geçen haftalarda Palermo’nun destan yazması eklenince… 5 hafta sürekli olarak galip gelen takım bununla da kalmaz, 6 gol atıp kalesinde hiç gol görmez. Serie A’ya yeni yükselen bir takımın ortaya koyduğu bu performans İtalyan futbol yazarlarından tam not almaktadır.
Yaman Çelişki
7 haftalık bir ayrılıktan sonra ligin 21. haftasında La Favorita’da Metin tekrar sahne alır. Son derece hırslı bir şekilde lig dördüncüsü Roma’ya karşı savaşan Kral, beş gollük şut sallar kaleye. Roma kalecisi Cudicini’nin nefis kurtarışlarla kalesinde devleştiği maç 0-0 biter ama teknik direktör Montez maçtan sonra “maçı kazanamadık ama Metin’i kazandık” der… Der ama bir sonraki hafta garip bir kararla Metin’i kadroya almaz.
Bu durum basını ikiye böler. Bir kısım, “neden Metin oynatılmıyor” diye Montez’e yüklenirken, diğer bir kısım “Metin istenileni veremedi. Türkiye’ye gönderilsin” demektedir.
Şaşalı dönemin ardından bir düşüş yaşayan Palermo’da Montez, Venezia’ya karşı Metin’e tekrar şans verir. 1-0 mağlûp olunan maçın ardından Metin “tek başıma gol atmam çok zor” diyerek Montez’i eleştirir. Ama asıl bomba 28 Ocak 1962’de Metin’in Milliyet’e zehir zembelek bir mektup yollması ile patlar. Babasına hitaben yazdığı duygu dolu ve sinirli mektubuna, “özür dilerim. Başarıya biraz geç kaldım” diyerek başlayan Metin, Remondini ile Montez çekişmesinden ötürü forma bulamadığını dile getirir. Remondini’nin kendisini ve Montez’in önce Fernando ardından da Borjesson’u Palermo’ya getirdiğini , bu yüzden şu an sazı elinde bulunduran Montez’in antrenörlüğü Remondini’ye bırakmamak için kendisine şans vermeyip antremanlarda bile özel olarak ilgilendiği Borjesson’a forma verdiğini anlatır. “Sen beni iyi tanırsın baba, iş güçleştikçe hırsım daha da yalınlaşıyor. Biraz bekleyin.” diyerek mektubunu bitirir.
Gerçekleşmeyen Randevu!
La Favorita’da 3-1 kazanılan Sampdoria maçında tekrar formasına kavuşan Metin gollerden birine imzasını atar. Bu gol Kral’ın Palermo’daki 3. resmi golüdür. Ne yazık ki bu maçta Metin bir kere daha sakatlanır… Metin şansızlıklarla boğuşurken Can Bartu, o yıl Serie A’da fırtına gibi esen Fiorentina’nın mor menekşeli formasını giymeye başlamıştır. İlk maçlarında ortaya koyduğu futbolla Metin gibi “bomba” etkisi yaratan Can, sonraları dalgalı bir performans tutturur. Verdiği beyanat ve röportajlarda sürekli Metin’in çok iyi bir futbolcu olduğunu ama İtalya’da şansız olduğunu dile getiren Can’ın Fiorentinası ile Metin’in Palermosu Serie A’nın 25. haftasında Floransa’da karşı karşıya gelecektir. Ama ne büyük bir şansızlıktır ki, her iki futbolcu da sakatlıkları nedeniyle sahada değil tribünde yer alır.
Galatasaray’da Kral Kampanyası
27. haftada gazeteler Metin’in Galatasaray’a dönmek istediğini yazmaya başlar. Açıklamalar peş peşe gelir. Palermo’nun 300 bin lira karşılığında Metin’i Galatasaray’a verebileceği yazılır. Metin’in Türkiye’ye döneceği haberi Galatasaray cephesini de hareketlendirir. Galatasaray başkanı Ulvi Yenal, ”300 bin liraya sattığımız futbolcuyu sezon ortasında bu rakamla geri almamız olası değil” derken taraftarlar 300 bin lirayı toplamak için kampanya başlatırlar. Metin, 25 Şubat 1962’de Milliyet’e bir mektup daha gönderir ve Palermo’da kalmak istediğini, artık iplerin Montez’de değil başkan (bazı kaynaklara göre başkan yardımcısı) Vilardo’da olduğunu söyler ve mektubun sonuna bir not düşer, “Lütfen teşfik edici mektuplarınızı bana yazın, idareci ve teknik adamlara karşı sert ifadeler taşıyan mektuplar göndermeyin. Geçinmek zorunda olduğum insanlarla bağım kopsun istemiyorum.” Zira, Metin’in Venezia maçından sonra Milliyet’e yazdığı yazıdan sonra Türk futbolseverler Palermo kulübü binlerce zehir zembelek mektup göndermiştir.
Bir Mektup da Montez’den
28. hafta’da oynanan Inter Milan maçından önce 3 Mart 1962’de garip bir şey olur ve Oscar Montez Milliyet gazetesine bir yazı yazıp Metin hakkında kendini savunur. Metin’in iyi bir futbolcu olduğunu ama sakatlıklardan dolayı tam verim alamadıklarını söyler. 3-1 kazandıkları Sampdoria maçından önce takımı Remondini’nin hazırladığını ve o’nun Metin’i oynatmak istemediğini ama kendisinin tüm Palermo’yu karşısına alarak Metin’e şans verdiğini, o’nun da bu şansı çok iyi kullandığını söyler.
Palermolu Kral, Palermo’ya Karşı!
Bir türlü takıma giremeyen Metin “B” takımında antrenmanlara çıkmaya başlarken gazeteler hararetle Türkiye’ye döneceğini yazarlar. İşte bu günlerde garip bir olay olur, Plermo başkanı Vilardo, Türkiye’ye gelip Galatasaray ile bir dostluk maçı yapmak istediklerini açıklar. Galatasaray cephesi şaşkına döner. Ne yapacaklarını bilemezler. Önce teklifi reddederler çünkü onlara göre Vilardo, Metin’in değerini arttırmak için Türkiye’ye gelmek istemektedir. Yine garip bir durum olur ve Feriköy süpriz bir şekilde Palermo’nun teklifini kabul eder. Hem Palermo’yu çağırır hem de Fenerbahçe ile anlaşıp Palermo’yla maç ayarlar. Fenerbahçe sonraları lig maçları olduğundan maçı iptal eder ve Galatasaray teklifi kabul eder. 2 Nisan 1962 saat 20:45’de Palermo uçağı İstanbul’a indiğinde yer yerinden oynar. Yüzlerce Galatasaray taraftarı Metin’i omuzlarında taşır. Tazahüratlar, sloganlar derken Palermolu futbolcu ve idareciler şaşkına döner. 3 Nisan 1962 saat 19:40 civarlarında Galatasaray soyunma odasında tüm futbolcular hiçbir şey yapmadan beklemektedir. Oysa 20 dakika sonra Palermo ile Mithatpaşa’da maçları başlayacaktır. Bir gürültü kopar ve tüm futbolcular sevinç içinde giyinmeye başlar… Palermolular Metin’in, Galatasaray formasını giymesini kabul etmiştir…
Siz Mi Metin’e Böyle Yaparsınız!
Aylardır “A” takımla maç yapmayan, moralman çökmüş ve inanılmaz bir heyecan yaşayan Metin sahada ruh gibi dolaşırken, bir yandan Galatasaraylı 10 futbolcu Şampiyon Kulüpler Kupası finali oynuyormuş gibi maça asılırken, bir yandan da tribünler hiç susmadan Metin’e tezahüratlar yapmaktadır. Recep’in golleri ile Galatasaray maçı 2-1 kazanır. Sahada büyük bir sevinç vardır ama asıl sevinç bu zaferin Metin için alınmış olmasıdır. Galatasaraylı futbolcular Metin’e kötü davranan Palermo’luları cezalandırmışlardır!
Maçtan sonra Vilardo, Metin’in maçtaki durumuna işaret edip “işte bu yüzden oynatmıyoruz” derken, Galatasaray’lılar, Metin’e sahip çıkıp Türkiye’ye geri getireceğiz der.
Yuvaya Dönüş
O sezon Metin Palermo formasını resmi olarak bir kere daha giymez. Palermo sezon sonunda Metin’i de yanlarına alarak Amerika’ya gider. Önceleri basında Metin’in hazırlık maçlarında iyi oynadığı yazılıp çizilir ama sonraları Vilardo, “transfer yapmak için Metin ve birkaç futbolcuyu satacağız” açıklaması yapar. Galatasaray, 159 bin lira karşılığında Metin’in bonservisini alıp 26 Temmuz 62’de imza töreni düzenler.
Metin, İtalya’da sakatlıklar, teknik adam çekişmeleri ve vatan hasreti yüzünden kötü bir sezon geçirirken Ankara Demirspor’lu Fikri Elma 21 golle gol kralı olur. Bu sayı Metin’in gol kralı olurken attığı gollerin neredeyse yarısı kadardır. 1962-63 sezonunda Metin yine gol kralı olur ama bu sefer tam 38 golle… Futbolseverler, bu inanılmaz rekorun kırılması için tam 25 yıl beklerler: 1987-88 sezonunda Tanju Çolak 39 golle 1. Lig’in yeni gol kralı olur…
Futbol Extra, Ekim 2011
“İtalya’da bir yabancı…” üzerine bir yorum