TÜR: Dram. SÜRE: 94 Dk. ÜLKE: Yunanistan. YAPIM YILI: 2009. imdb: 7,2. rottentomatoes: %92.
Çocuklarını dış dünyanın kötülüklerinden korumaya çalışan bir karı kocayı konu edinen, 2009 Yunanistan yapımı Köpek Dişi, ilginç konusuyla ve esrarengiz atmosferiyle, oldukça sağlam bir drama.
Filmde yer alan diş sahnesi inanılmaz etkileyici!
Konu
Fabrikada çalışan Baba (Christos Stergioglou) ile ev hanımı Anne (Michele Valley), 20’lerindeki üç çocuğunu, dış dünyanın zararlarından korumak için, şehirden uzak bir çiftlik evinde tutmaya çalışmaktadır.
Hakkında
Yorgos Lanthimos’un yönetmen koltuğunda oturduğu filmin senaryosunu Lanthimos, Efthymis Filippou ile birlikte yazdılar.
Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ına aday olan film ödülü Daha İyi Bir Dünyada’ya (Haævnen / In a Better World) kaptırdı. Cannes’da Un Certain Regard ödülünü kazandı.
323 bin dolar bütçesi olan film, 384 bin dolar gişe hasılatı elde etti.
Ivır Zıvır
Filmdeki çocukların isimleri hiç kullanılmıyor.
Tüm film sadece bir kamera merceğiyle çekildi.
Filmin konusu, Yorgos Lanthimos’un birkaç arkadaşıyla evlilik üzerine yaptıkları konuşma sırasında doğdu. Lanthimos, aile hakkındaki şüphelerini ifade ederken, “ailesini korumayı ciddi anlamda abartman bir adam” fikrinin peşinden gitti.
Filmin ana teması klostrofobik olduğu için, film seti olarak, bütçeye uygun olarak, muazzam bir bahçesi ve yüzme havuzu olan en pahalı ve büyük ev kullanıldı.
***Filmle İlgili İçerik / Spoiler Uyarısı***
Film adını, ebeveynlerin çocuklarına söyledikleri “köpek dişiniz düştüğü zaman evden ayrılabilirsiniz” yalanından alıyor.
Dip Not: 1 Temmuz 2011’de yayımlandı, 5 Şubat 2015’de güncellendi.
son zamanlarda izlediğim en güzel alegorik anlatımdı. Rahatsız edici sahneleri tam yerinde tam kıvamında kullanmışlardı. 5 kişiyle böylesine bir toplumsal analizde bulunmak, böylesine bir distopya ortaya koymak kolay iş değil. Nette herkes filmin bir Haneke filmine benzediğini söylemiş. Haksız da sayılmazlar. Yönetmeni bilmesem önceden ben de öyle düşünebilirdim.
Aslında bir kurmaca gibi dursa da film, kendi dünyamızdan bir çok şey buluyoruz. Biz de kelimeleri ve anlamlarını bize anlatıldığı gibi ve kadar biliyoruz. Biz de televizyonda kendi görüntülerimizi haber diye izlettiriliyoruz. Biz de yine bir şeyler elde etmek için rekabete zorlanıyoruz. Biz de “dış mihrakları” def etmek için sınırlarda nöbet bekleyip havlıyoruz. “Anneniz iki bebek ve bir köpek doğuracak” diyen babaya hiçbir şey sormadığımız gibi, “ekonomi çok iyi gidiyor” diyen politikacılara da hiçbir şey sormuyoruz. uyoruz.